Sezai Karakoç'u halka okumak
Türkçe'nin yaşayan en büyük şairlerinden Sezai Karakoç'un Hızırla Kırk Saat şiiri, 10 aydır zekice kurgulanmış sessiz bir eylemin merkezi oldu. Çoğunluğu lise ve üniversite öğrencisi bir grup genç, her hafta cumartesi Üsküdar Marmaray girişinde Hızırla Kırk Saat şiirinden bir saat okuyor ve dünyaya temiz hava sunuyorlar
12 Yıl Önce Güncellendi
2014-03-20 10:23:23
Bilenler bilir, Sezai Karakoç, Türkçe'nin en büyük isimlerinden, Türk Düşüncesi'nin kilometre taşlarından yaşayan bir anıttır. Bir ahlak ve düşünce abidesidir. Hızırla Kırk Saat, üstadın 1967 yılında 40 gün boyunca her gün Yenikapı sahiline giderek yazdığı devasa bir şiir kitabı. İçinde aynı adlı tek şiirin bulunduğu Hızırla Kırk Saat, tam 47 yıl sonra önce yazıldığı yerde sonra da Üsküdar Marmaray girişinde bir grup genç tarafından yüksek sesle okunuyor. 10 aydır her cumartesi saat 15.00'de düzenlenen şiir okuma etkinliği, Fatma Suphiye Ünal'ın, konuyu yazar Asım Gültekin'e açmasıyla hayat bulmuştu. 22 Mart 2014 Cumartesi günü 39. kez bir araya gelecek grup, kitabın son şiirlerini okuyarak programın kırkıncı son haftasına hazırlanacaklar.
SEZAİ KARAKOÇ'U HALKA OKUMAK
Elbette doğada aslına uygun olan bir şey varsa, o da budur; Sezai Karakoç'un şiirlerini halka okumak… Üsküdar iskelesinde şiirin okunduğu yeri Sezai Karakoç Parkı olarak ilan eden gençler, bazen yoldan geçenlerin de şiir dinlemek için aralarına dâhil olduklarını ifade ediyorlar. 'Şaşkınlıkla karşılasalar da insanların hoşuna gidiyor' diyorlar.
ŞİİR ŞİİR BÜYÜYEN BİR EYLEM VARDIR
Geçtiğimiz yıl içerisinde başlayan Hızırla Kırk Saat şiir eylemi, ilk günlerde on beş yirmi kişi ile devam ederken, son haftalarda bine yakın insanın iştirakiyle düzenleniyor. Dinleyicilerin yanı sıra Mehmet Aycı, Cihan Aktaş, Ulvi Alacakaptan, Âdem Özköse, Nureddin Durman, Âdem Turan ve Bünyamin Yılmaz gibi kültür-sanat çevrelerinden önemli isimler de etkinliğe katkı sağlamış.
Fatma Suphiye Ünal: Hazır olmak için
Biz kim miyiz? Neden mi böyle bir eylem yapıyoruz? Bizim kimliğimiz, 38 haftadır okuduğumuz şiirde gizlidir. Eylemimizi heves zannedenler de oluyor, 'Kanları deli akıyor bunların, gelir geçer böyle şeyler.' diyenler de oluyor, 'Hiç münasip düşüyor mu sizin bu yaptığınız? Dışarıda uluorta yüksek sesle şiir okuyorsunuz, ayıptır!' diyenler de oluyor, eylem esnasında 'Siz burada ne yapıyorsunuz? Hangi partidensiniz?' gibi sorular soranlar da. Bizse her seferinde derdimizi, şiirimizi anlatmaya çabalıyoruz o insanlara. Eşi benzeri olmayan bir eylem yapıyoruz. Tüm kalbimizle, kanımızla, ruhumuzla, aklımızla katıldığımız, algılarımızın giderek açıldığı bir eylem. Kimseye gösteriş yapmak değil derdimiz. Göstermeyi değil görmeyi istiyoruz.
Suavi Kemal Yazgıç: Hızır'ın huzurunda
1967 yılının Haziran ayında İsrail ile Müslüman devletler arasında yaşanan Altı Gün Savaşı olduğu günlerde hepimizin muştuya ve ihtara ihtiyacı vardı. Sezai Karakoç, Altı Gün Savaşları'na cevap için olmasa da o günlerin atmosferinde ihtiyaç duyulan ihtarı ve muştuyu vermek için Hızırla Kırk Saati kaleme aldı. Ancak bir şiir, edebiyat eseri sadece yayınlanarak okurla buluşmaz. Özellikle de şiirin hayattan/toplumdan koptuğu düşünülen günümüzde şiirle okuru biraraya getirmek için vesileler icad etmemiz gerekiyor.
Şaban Abak: Okumak değiştirir
Hızırla Kırk Saat; Üstad Sezai Karakoç'un Arapça'ya ve Farsça'ya da çevrilmiş şaheserlerinden. Okuyanları tebrik ediyorum. Kitap okuma kültürü zayıflatılmış gençliğin ilgisini Üstad Karakoç'a çekmek ve bunu 40 hafta boyunca sürekli kılmak istemek muazzam bir şey. Bilindiği gibi şu anda toplam 48 eseri bulunuyor ve her hafta birini okumak, 11 ayda bir fakülte bitirmek kadar insanı değiştirici etkiye sahiptir. Evlenmek, iş güç sahibi olmak veya para kazanmak hayatı değiştirir fakat 'okumak' insanı değiştirir.
YENİ ŞAFAK
SON VİDEO HABER
Haber Ara