İşler, burada yaptığı konuşmada, 2002'den bu yana sürekli büyüyen, ekonomide, sanayide, ulaşımda, eğitimde, sağlıkta sorunlarını çözmüş, 2023 hedeflerini açıklamış bir Türkiye'nin olduğunu, bu durumun birilerini ciddi şekilde rahatsız ettiğini söyledi.
Bazı kesimlerin Gezi Parkı olaylarını başlattıklarını, ancak başarısız olduklarını, ardından 6 ay sonra 17 Aralık ve 25 Aralık operasyonunun yapıldığını anlatan İşler, şöyle devam etti:
HER ŞEYİN ARDINDA BU ÇETE VAR
"Ne yaparlarsa yapsınlar, yeni Türkiye'de milletten aldığı yetkiyi, milletin iradesini sonuna kadar kullanan bir iktidar var. Herkesin hesabı vardır, milletin de hesabı var. Allah'ın da hesabı var. Bütün bu yapılanlara, şantajlara, tehditlere, montajlara rağmen biz bu ortaya çıkan paralel yapıyla da mücadelemizi aslanlar gibi sürdürüyoruz. Son yıllara bakıldığında bütün yaşanan kirli olayların arkasında, devlet içine sızmış bu çetenin, yapının olduğunu görüyoruz. Geçmişte CHP ve MHP'ye de aynı tehdidi, şantajı yaptılar. O partiler zarar gördü bu çatıdan, ama bugün bakıyoruz ki o partiler bile bizi, bu mücadelemizde yalnız bıraktı. Fakat biz milletimizden aldığımız yetkiyle, milletimize olan güvenimizle, bu mücadeleyi başlattık. Gerekli tedbirleri aldık. 30 Mart'tan sonra da bu mücadelemizi güçlü bir şekilde yürütme kararlılığı ve arzusundayız."
"PROVOKASYONU YAPANLAR KENDİLERİ"
Çıkışta gazetecilerin sorularını yanıtlayan İşler, "Burak Can Karamanoğlu'nun faillerinin bulunmasıyla ilgili bir gelişme var mı?" sorusu üzerine, şunları söyledi:
GEZİ OLAYLARININ BİR KOPYASI
"Burak kardeşimizi öldüren örgüt bu olayı üstlendi zaten. Sayın Başbakanımız da bunu meydanlarda açıkladı. Tabii ki bunların faillerinin yakalanması konusunda güvenlik güçlerimiz gerekli çalışmaları yapıyor.30 Mart seçimlerine giderken şurada 16 günümüz kaldı. Son 3-4 gündür sokakların yeniden hareketlendiğini gözlemliyoruz. Aslında 30 Mart'a kadar elbetteki bir takım gelişmeler bekliyorduk. Zaten uzun zamandır, tehditler şantajlar, kasetler montajlar, biliyorsunuz almış başını gidiyor. 30 Mart seçimleri Türkiye'nin kader seçimi olacağı için, Türkiye'nin geleceği oylanacağı için, özellikle de muhalefet partileri ve bir takım aşırı örgütler, paralel yapıların hükumeti düşürmek için ellerinden gelen gayreti göstereceğini bekliyorduk. Ancak bu son yaşanan olaylar... Ben daha önce de söyledim, provokasyonlar Gezi olaylarının bir kopyası şeklinde tezahür etti. Sokakları terörize ederek, bir takım bahanelerle 'acaba hükumeti zayıflatabilir miyiz, hükümet aleyhine bir kamuoyu oluşturabilir miyiz' gayreti, çabası içine girdiklerini görüyoruz. Çok gariptir ki; ana muhalefet partisi genel başkanı bizi provokasyon yapmakla suçluyor. Halbuki provokasyonu yapanlar kendileri... Kendi milletvekilleri attıkları twitlerle herkesi meydanlara çağırıyor. Kendi de genel başkan olarak birçok kez meydanları adres olarak göstermiştir, yapmış olduğu açıklamalarda. Biz, iktidar olarak kaostan beslenecek durumda değiliz. Kaostan beslenenler, kendileri kaos çıkararak, 'acaba ülkede bir karışıklık olur da biz de bundan nemalanabilir miyiz' gayreti içinde. Biz istikrar ve huzur istiyoruz. İktidar olarak bunun çabası içindeyiz. Bu doğrultuda yolumuza devam ediyoruz. Gerekli tedbirleri de alıyoruz, ama ne gariptir ki CHP'nin genel başkanı hem provokasyonu yapıyor, milletvekilleri, biliyorsunuz bütün sokak olaylarında ön planda yer almalarına rağmen bir de çıkıp bizi itham edercesine, milletin zekasıyla, aklıyla dalga geçercesine bir politika izliyor."
İşler, Kılıçdaroğlu'nun meydanlarda yaptığı konuşmalarda ipe sapa gelmez iddialarda bulunduğunu, bundan dolayı da sürekli iftira ve yalanla politikasını götürdüğünü dile getirdi