NŞA’da Bir Seçim
ERHAN GENÇ
ERHAN GENÇ
Kimyada NŞA diye bir tabir vardır. Açılımı şu: “Normal Şartlar Altında.” Deneylerde ortamın müsait olduğunu, her olumsuzluğun göz ardı edildiğini ifade etmek için kullanılır. Mesela NŞA’daki buharlaşmadan bahsediliyorsa çok rüzgârlı yahut hiç havasız bir ortamdan değil buharlaşmanın normal olduğu bir ortamdan bahsediliyordur.
NŞA’daki bir mahalli seçime gidilirken seçmen şapkasını önüne alır, oturur, düşünür. Mevcut belediye başkanını masaya yatırır. Beş sene evvelinden başlayıp günümüze kadar gelir hayalinde. Bir bakıma neydik ne olduk düşünmesidir bu.
Geçen beş senede yağmurlu günlerde kaldırım taslarının boşluklarına dolan suyun atılan her adımda üstüne sıçrayıp sıçramadığını düşünür söz gelimi. Ya da mahallesine üstüne bastığında yumuşaklığını hissettiği sıcak asfaltın ne zaman atıldığını hesap eder. Bu sırada toplanan çöpler gelir aklına. Başıboş gezen köpekler gelir. Caddelerde iki adımda bir olması gereken çöp kutuları gelir. Yapılan inşaatlar ve bu inşaatların farklılıkları da gelir, geceleri sokakları gündüze çeviren sokak lambaları da. Bütün bunları alışveriş listesi yapar gibi alt alta dizer, puanını verir, bir kenarı koyar. Sonra parti veya köken gözetmeksizin diğer adayların vaatlerine bakar tek tek. Yapılabilirliğini düşünür bütün projelerin. Yaklaşımlarını inceler. Liderlikten hitabete, güven telkin etmesinden kibarlığına kadar ince eleyip sık dokumak suretiyle birer puan da bu yeni adaylara verir, yapamaz edemez demeden, küçümsemeden. Sonra bütün adayların puanlarını yan yana koyup kime rey atacağını karar bağlar.
Tabi bunlar NŞA’da olan şeyler. Bizim memleketimizde bunları düşünmek biraz zordur. Bizde kaldırımların kullanışlı ve sağlam olmasından çok kaç kere kaldırım değiştiği ve kaldırım ihalelerini kimlerin aldığı konuşulur. Kaldırım mühendisliğinin çok para getirdiğinden dem vurulur mesela. Söz gelimi daha asfalt atılırken kışın soğuğunda oluşacak deliklerden ve bu deliklere dolacak olan sulardan bahsedilir. Çöplerin ne zaman toplandığı ile caddelerdeki çöp kutularının hiçbir kıymeti harbiyesi yoktur çünkü. Bir şeyi usulca veya sanki elinden kaçırmış gibi yere bırakmak çöpe atmaktan daha çok tercih edilir. En ufağından çöpe atılacak bir fişi çöp kutusu görünceye kadar cebinde gezdirenler, nesli tükenen hayvanlar gibi olduğu için korunmaya alınmalıdır bence.
Kulaktan kulağa bir dedikodu gibi yayılan başka bir konu da yeni yapılan evlerin imara uygun olup olmadığıdır. Kim anlar ölçüden demeyin. “Göz var izan var arkadaş caddeye doğru bu kadar da çıkılır mı?” diye sorgulayanların sayısı “Demek ki iyi para yedirmişler.” diyenlerin sayısından hiç de az değildir. Sokak lambalarının yanmadığı zamanlar ise gerekli yerlere haber vermek değil usturuplu bir küfür savurmak daha kolayıdır. Ve memleketimizde genellikle bu seçilir.
Bu saydıklarım da Türkiye nin NŞA’sıdır. Gelgelelim biz şu günlerde ne genel NŞA’dayız ne de Türkiye'nin NŞA’sındayız. Şu anda yaşadıklarımızı kısaltsak sanırım AŞA diye kısaltabiliriz: “Anormal Şartlar Altında.”
Geçen senenin mayıs sonundan bu zamana kadar yasadığımız anormallikleri hiç saymaya gerek yok. Gerçek olan şu ki memleketimizde mahalli seçime giderken sanki hükümet seçimi yapılacakmış gibi propaganda yapıp vaatler veren genel başkanlar oldukça zaten normal şartları da konuşmak mümkün değildir, normal seçmeni de normal seçimi de.