AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin, Ergenekon davasından tahliye olanlar için, “Sanki beraat etmişler gibi bir hava içersindeler. Bunlar hüküm giydiler. Kararları yazılıp Yargıtay'a gelip, Yargıtay onarsa bunlar tekrar cezaevine kalan cezalarını çekmek için girecekler. Böyle bir hava içersinde olmasınlar” dedi. Mehmet Ali Şahin, seçim çalışmaları kapsamında partisinin Atatürk Mahallesinde düzenlediği toplantıya katılarak gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Şahin, 43 yıl önce 12 Mart 1971 yılında Genelkurmay Başkanlığının verdiği muhtıra ile dönemin Başbakanı Süleyman Demirel'in istifa ettiğini söyleyerek, “Eğer Süleyman Demirel bugün bizim gibi davransaydı şapkasını alıp gitmeseydi Türkiye daha bugünkü demokratik hale gelirdi. O dönemde MİT Müsteşarı, Cumhurbaşkanı paşalardan oluşuyordu. Paşalar işbaşındaydı. Bizim dönemimizde muhtıra yayınladı ama biz Demirel gibi yapmadık ve Meclis Başkanımız açıklama yaparak bu bildiriyi kabul etmedik. Yıllar sonra AK Parti iktidarında Cumhurbaşkanı, Milli Güvenlik Kurulu Sekreteri ve MİT Müsteşarı sivil biridir. Türkiye 12 Mart 1971'den 12 Mart 2014'e geldiğinde daha demokratik ve daha özgür bir ülkedir. Millet egemenliğin en üst noktada olduğu bir ülkedir. 43 yıl önce askerler muhtıra vermiş hükümet istifa etmişti yerine başka bir hükümet kuruldu. Türkiye 10 yıl geri gitti. İhtilaller ve muhtıralar olmasaydı Türkiye'de milli gelir kişi başına 11 bin dolarlarda değil 30 bin dolarla da olacak bir ülke olacaktı. Bu darbeler ve muhtıra Türkiye'ye çok şey kaybettirdi ve geri bıraktı. AK Parti bu ülkede hangi hizmetleri yaptı derseniz, Türkiye'de demokrasiye hizmet etmiş ve demokrasiyi daha güçlendirmiştir. Millet iradesi dışında herhangi bir davranışa bulunamaz. Bulunmak isterlerse bizim dönemimizde yargıya gitmiştir. Balyoz ve Ergenekon böyle bir teşebbüsün sonucudur. Tutuklandılar ama serbest bırakılıyor diye sorarsanız; ben eski Adalet Bakanıyım. Meclis Başkanlığı yaptım ve şuanda da AK Parti Genel Başkan Yardımcısıyım. Türkiye'de davalar Yargıtay da makul sürede bitmiyor. Tutuklu bir insan yıllarca davası bitmediğinden cezaevinde kalabiliyor.
Bu bir insan hakkı ihlalidir. Biz son olarak bir yasa değişikliği yaptık, davaları devam eden kişiler, eğer tutuklu iseler 5 yıldan fazla tutmazsınız cezaevinde. Ey hakimler savcılar bir önce davaları bitirecek kararınızı vereceksiniz. Bunu sağlamak için bir kanun çıkardık. Şimdi bir bir çıkıyorlar. Sanki beraat etmişler gibi bir hava içerisindeler. Bunlar hüküm giydiler. Karaları yazılıp Yargıtay'a gelip, Yargıtay onarsa bunlar tekrar cezaevine kalan cezalarını çekmek için girecekler. Böyle bir hava içerisinde olmasınlar. Ben bir hukukçu olarak kendilerini takip ediyorum, sanki beraat etmiş aklanmışlar gibi bir tavır içersindeler. Bu doğru değil. Her iki dava sonuçlandı ama Ergenekon davasının gerekçesi yazılmadı. O kararı veren mahkeme 7 aydır gerekçeli kararı yazmadı. Eğer yazmış olsaydı şimdi Yargıtay'a gelmiş olacaktı ve böyle bir durumla karşılaşmayacaktın. Niye yazmadınız. Bunun cevabını bu yargıçlar vermeli, vermiyorsa birileri bunun hesabını sormalı. Şimdi Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu o yargıçlardan istiyor. 7 ayda bir karar yazılmaz mı. Ben yıllardır avukatlık yaptım, bir dava bitmişse bir hafta 15 gün içinde kararı yazıp tebliğ edersiniz. 7 ayda bir karar yazılmaz mı. Eğer insan hakları alanında da ihlaller varsa bunu çözmek hükümet olarak bizim görevimiz” dedi.
Gezi olaylarında yaralanan ve dün hayatını kaybeden Berkin Elvan'ın konusunda değinen Şahin şunları söyledi:
“Allah rahmet eylesin genç bir yavrumuz. Bundan 269 gün önce gezi eylemleri sırasında başına fişek kapsülü isabet etmiş. Ailesinin beyanatına göre evden ekmek almak için çıkmış. Tam 269 gündür komaydı dün vefat etti, bugün cenazesi vardı. Maalesef cenaze törenini bir takım siyasi partiler ve marjinal örgütler siyasi şova dönüştürdüler. Benim üzüntü duyduğum nokta ise, ateş düştüğü yeri yakar. Bir ana ve babanın 15 yaşındaki yavrusunu kaybetmesi ne anlama gelir, ana babayız bende babayım onun acısını yüreğimde hissediyorum. Ancak annesinin şu sözü beni yaraladı; 'Benim oğlumu Allah almadı Tayyip Erdoğan aldı.' Böylesine yavrusunu kaybetmiş olan bir annenin ağzına yakışır mı bu. Canı veren Allah'tır, alanda Allah'tır. Bugünkü cenaze törenini siyasi şova dönüştürdüler. Berkin Elvan gencimiz yavrumuz seçimlerden sonra vefat etmiş olsaydı bugün bu geniş katılımlı tören olmazdı. Seçim endeksli ve seçim öncesi böylesine gövde gösterisi ile hükümete ve AK Partiye zarar verebilir miyiz diye yaptılar, AK Parti ve Tayyip Erdoğan muhalifleri. Cenazeye kimin katılıp katılmayacağına biz karar vermeyiz ama bunu siyasi şova dönüştürler. Bu ülkede sadece Berkin Elvan vefat etmiyor ki, geçtiğimiz hafta devrilen polis aracında 4 polisimiz şehit oldu, bir askerimiz mayına basarak şehit oldu. Niye onların cenazesine bu kalabalıkla gitmiyorsunuz. Onlar bu vatanın evladı değimli onların anneleri babaları yok mu?”