Seçim çalışmaları kapsamında Bilecik’e giderken Yüksek Hızlı Tren (YHT) ile Eskişehir’e gelen Arınç, burada Gar VİP Salonu’nda basın toplantısı düzenledi.
Gündeme ilişkin soruları yanıtlayan Arınç, 269 gün hastanede yaşam savaşı veren Berkin Elvan’ın ölümünün çok acı bir olay olduğunu belirterek, “Dünden bugüne bütün Türkiye gerçekten yasta. Genç bir yavrumuzun hayatını bir sokak olayında kaybetmiş olması fevkalade üzüntü verici. Bugün cenazesinin kaldırılacağını biliyoruz. Ben Berkin Elvan yavrumuza Allah’tan rahmet diliyorum. Hayatının baharında henüz delikanlı çağında ve Anadolu tabiriyle bıyıkları bile terlememişken bir fidanın düşüp ölüvermesi gerçekten üzüntü verici. Ona Allah’tan rahmet dilerken, annesi, babası, kardeşleri onlara da sabır diliyorum. Başka yapacak bir şeyimiz yok. Onlara bol sabır diliyorum. Kendilerine ve hayatta olan evlatlarına hayırlı uzun ömür diliyorum. Bütün Türkiye’ye, bütün anne, baba ve gençlere başsağlığı diliyorum, sabır diliyorum. Gerçekten üzüntümüz çok büyüktür. Haziran’da Türkiye’de, İstanbul’da yaşanan olaylar ve onun uzantısı bazı illerimizde meydana gelen hadiseler sırasında hayatını kaybeden çok gencimiz de oldu. İstanbul’da oldu, Eskişehir’de oldu, Hatay’da oldu, başka illerimizde oldu. Bir polisimiz de hayatını kaybetmiştir. Bu vesileyle onları da acıyla hatırlıyorum, üzüntüyle hatırlıyorum ve hepsine Allah’tan rahmet diliyorum. Milletimizin başı tekrar sağ olsun” dedi.
“BEN AİLENİN BU KADAR ACI KARŞISINDA MUTLAKA DUYARLI OLACAĞINI DÜŞÜNÜYORUM”
“Ben ailenin bu kadar acı karşısında mutlaka duyarlı olacağını düşünüyorum” diyen Arınç, “Ama babası Sami Elvan’ın söyledikleri kulağımızdan hiç gitmemeli. O büyük acısıyla, 'Ülkemizde bu tür olaylar bir daha yaşanmasın' diyerek hepimize ders veriyor. Dolayısıyla bu dersi hepimiz almalıyız. Herkesin kendi çocuğuna bakarak, kendi kardeşine bakarak bu acıların bir daha yaşanmaması için ne kadar duyarlı olması gerektiğini düşünmemizi temenni ediyorum” ifadelerini kullandı.
“ALİ İSMAİL KORKMAZ’IN ÖLÜMÜ HEPİMİZİ DERİN ÜZÜNTÜYE SEVK ETMİŞTİR”
Arınç, Eskişehir’de Gezi eylemleri sırasında hayatını kaybeden Ali İsmail Korkmaz olayına da değinerek, “Tabii üzüntü verici olaylardan birisi de Eskişehir’de yaşanmıştı. Ali İsmail Korkmaz gencimizin de üniversite hayatındayken karşılaştığı ölüm hepimizi derin üzüntüye sevk etmişti. Bununla ilgili adli soruşturmanın yargılama safhasında olduğunu ve Kayseri’de cereyan ettiğini de takip ediyorum. Bu olay vesilesiyle üzüntümüzü tabi ifade etmeliyiz” diye konuştu.
“BİLECİK’TEKİ SEÇİM KAMPANYASI BOYUNCA MÜZİKLİ YAYIN YAPILMAYACAK”
Bilecik’teki seçim çalışmaları kapsamında bugün müzikli yayına izin vermeyeceğini belirten Arınç, “Gerçekten Türkiye’nin yasta olduğunu bilmeliyiz. Bugün bazı siyasi partilerin seçim çalışmalarında müzik kullanmayacaklarını gazetelerden okudum. Buna da çok sevindim, çok teşekkür ediyorum. Ben de bugün Bilecik’teki seçim kampanyası boyunca müzikli yayın yapılmamasını arkadaşlarımdan rica edeceğim. En azından bu acıya ortak olduğumuzu, acıyı yüreğimizde hissettiğimizi göstermemiz bakımından” şeklinde konuştu.
“KAMUOYUNA AÇIKÇA HESAP VERİLEBİLMELİ”
Arınç, Gezi ve benzeri hadiselerde çıkan olaylarla alakalı adli ve idari olarak yapılan soruşturmaların bir an evvel neticelenmesi gerektiğini de anlatarak şöyle devam etti: “Bu olay bizlere şunu hatırlatıyor. Hiçbir insanımız ölmemeli. Siyasi olaylar, sokak olayları, yaşananlar ölüme yol açmamalı. Bu konuda çok dikkatli olmalıyız. Bu olaylarda eğer adli ve idari soruşturmalar yapılıyorsa bunlar da süratle neticelenmeli. Olayın failleri, nasıl cereyan ettiği, kimlerin sebebiyet verdiği bütünüyle araştırılmalı ve kamuoyuna açıkça hesap verilebilmeli. Burada şüphesiz çok genç bir evladımızın vefatı acıyı biraz daha katmerlemiş, acıyı biraz daha fazla artırmıştır. Türkiye’de hiçbir zaman bu olayların yaşanmasını istemiyoruz. Ne var ki geçmişte ve günümüzde bu ölümlere yol açacak hadiseleri tertipleyenler, provokasyonları büyütmek isteyenler, halkımızı karşı karşıya getirmeye çalışanlar, güvenlik güçleriyle göstericiler arasında nahoş olayların büyümesini isteyenler adeta kolları sıvadılar. Dolayısıyla bugünkü cenaze törenlerinde ve bundan sonra Türkiye’de yaşabilecek olayların kışkırtıcılarını bulup ortaya çıkarmalıyız. Bunlara hiçbir zaman prim vermemeliyiz. Bu acıdan istifade ederek Türkiye’yi daha büyük acılara sokmak isteyenleri teşhis etmeli ve onlara fırsat vermemeliyiz.”
“SAYIN BAŞBAKANIMIZIN DA BÜTÜN HÜKÜMET ÜYELERİMİZİN DE BÜYÜK ÜZÜNTÜ YAŞADIĞINA İNANIYORUM”
“Acılar paylaşıldıkça umarım küçülecektir” diyen Arınç, “Ben sayın Başbakanımızın da bütün hükümet üyelerimizin de, açıklama yapanlar yapmayanlar, hepsinin de büyük üzüntü yaşadığına inanıyorum. Şu benim açımdan belki biraz daha teselli edici. Gezi olayları başladığında ben Başbakan vekiliydim. Olayların nereye sıçrayabileceğini, ne kadar büyüyebileceğini, bunlardan kimlerin yararlanmak isteyebileceğini az çok düşünmüştüm. Dolayısıyla tansiyonu düşürebilecek, gerginlikleri azaltacak çalışmalar yapılması gerektiğine inandım. O zamanki görüşmelerimiz, paydaşları bir araya getirmemiz ve masum bir olayken başlayan bu hadisenin sokak gösterileriyle ve yasa dışı örgütlerin kışkırtmasıyla nasıl bir hal alabileceğini gördüğümüz için bunlara dikkat çekmek istemiştim. Sonunda yaşanan olaylar bugün belki 7 civarında hatırlayabildiğim kadarıyla vefat olayını önümüze getirdi. Küçük bir kıvılcımın ne kadar büyüyüp yangın haline gelebileceğini ve hiç istenmeyen olaylara yol açabileceğini devlet adamları görmeli, güvenlik güçleri görmeli ama halkımız da görmeli” diyerek büyük üzüntü yaşadıklarını bir kez daha dile getirdi.
“YASA DIŞI ÖRGÜTLER İŞİN İÇERİSİNE KARIŞIRSA BÖYLE ÜLKEYİ YASA BOĞAN OLAYLARIN DA YAŞANMASI KAÇINILMAZ OLUYOR”
Ukrayna’daki olayları hatırlatan Arınç, yasa dışı örgütler işin içerisine girdiğinde ülkeyi yasa boğan olayların yaşanmasının kaçınılmaz olduğuna da dikkat çekerek şunları söyledi: “Ukrayna’da başlayan olayların nasıl bir sonuç verdiğini ve vermek üzere olduğunu hepimiz ibretle görüyoruz. Ülke parçalanmak üzere. Halbuki o olayları başlatanlar Kiev’de başka amaçlarla yola çıkmışlardı. Şimdi başka sonuçlar meydana geliyor. Toplumsal gösteriler de böyledir. Eğer yasa dışı örgütler işin içerisine karışırsa; yani yakmayı, yıkmayı, öldürmeyi, parçalamayı, kamu malına zarar vermeyi amaçlayanlar işin içerisine karışırsa ve toplumdan onları ayırt edemezsek o zaman böyle ülkeyi yasa boğan olayların da yaşanması kaçınılmaz oluyor. Bu tertemiz, bu cennet vatanımızda güzellikler içerisinde ve huzur içerisinde yaşamalıyız. Hükümet, ülkeyi yöneten hükümet her zamanki gibi duyarlı olmalı, görevinin başında olmalı ki öyledir. Bundan hiç şüphemiz yok. Bu olaylar bu acılar kesinlikle yaşanmamalı.”