Van'da Hüdapar mitingidnen dönen başörtülü beş kişiye saldıran grup hakkında Van'da yer alan İslami Kuruluşlar ve Özgür-Der Batman Şubesi yaptıkları açıklamalarla tepki gösterdi. Kadın hakları söylemleri ile gündem oluşturmaya çalışan kesimlerin bu tarz bir saldırıya yönelmesinin şiddetle kınandığı açıklamalarda bu tür saldırıların artık son bulması gerektiğini belirtildi.
Van'da Yapılan Açıklama:
ÊDI BESE / ARTIK YETER!
Barış ve huzurun korunmasına azami özen gösterilerek adayların, projelerin, hizmet anlayışlarının yarışması gereken seçim sürecinde, artık taşkınlıkların ve tehditlerin de ötesine geçilerek, işin fiilî ve çirkin saldırılara kadar vardırılması kuşkusuz hem üzücü hem de düşündürücüdür. Bu tür saldırı ve tehditlerin en sık yaşandığı illerden biri de ne yazık ki Van olmuştur.
Basına da yansıdığı üzere, HÜDA PAR’ın Pazar günü düzenlediği mitingden sonra saat 14.00 sıralarında evlerine dönen bazı başörtülü kadınlar, Cumhuriyet Caddesi Sanat Sokağı yakınında bulunan BDP seçim bürosunun önünde saldırıya uğramış; söz konusu bürodan çıktıkları iddia edilen 15-20 kişilik bir grup, görgü tanıklarının ve kamuoyuna yansıyan görüntülerin de açıkça ortaya koyduğu gibi, kadınları adeta linç etmek istemiştir. Saldırı sonucu bayılan ve kaldırıma yığılan kadınlardan biri çevredeki vatandaşların yardımıyla kurtarıldıktan sonra tedavi altına alınmıştır. Daha önceleri seçim bürolarını ve adayların seçim çalışmalarını hedef alan taşkınlıklara son olarak da dün Van’da bir bayan Kur’an Kursu hocası ve talebelerine sözlü sataşma ve tehdide kadar varan saldırılar eklenmiştir. Buradan kamu oyuna bu tür eylemleri kınadığımızı belirtiriz.
Kürt ulusal hareketinin geçmişinde de sıklıkla görülen rakip kişi ve oluşumlara yönelik saldırgan tavır her seçim arefesinde tavan yapmaktadır. İçerisinde bulunduğumuz mahalli idareler seçim sürecinde de Ak Parti, Saadet Partisi, Hüdapar, Hakpar ve İslami STK’lara yönelik saldırılar iş bu konseptin sistematik mahiyet taşıdığını ortaya koymaktadır.
İyi bilinmelidir ki gerilim politikalarının tüm halklarımıza bedeli ağır olmuştur ve son tahlilde bu çatışma sürecinin de kazananı olmayacaktır. Sorumluluk sahiplerinin karşıtlarını itham eden ve gerilimi tırmandıran açıklamalar ve tavırlar yerine sağduyulu tutum içerisinde olmaları zorunludur.
BDP ve aynı çizgideki oluşumlar bu olayları ya inkar etmekte ya da karşı tarafın provokasyonu olarak nitelemektedir. Unutulmamalıdır ki seçim süreçlerinde siyasi partiler her platformda ve mekanda kendilerini ifade etme hakkına sahiptir. Yapılan siyasi çalışmalar provokasyon olarak nitelendirilemez. Bu günlerde Fethiye’de HDP’ye karşı sergilenen tutum ile bölgemizde bazı partilere ve STK’lara yönelik sergilenen tutum arasında hiçbir fark bulunmamaktadır. Biz Fethiye olaylarındaki faşizan tutumu nasıl kınıyor ve lanetliyorsak aynı tavrı burada da gerçek demokrat olan tüm çevrelerden bekliyoruz. Bu saldırıları yok sayan ve dolaylı yoldan meşrulaştıranlar; bu tavırlarıyla adeta bütün özgürlük ve farklılık taleplerini boğmak istemekte, kendi çizgisinden başkasına yaşam hakkı tanımayan bir tutum sergilemektedir.
Bir kadına saldırmak dünyanın en korkak ve acımasız eylemidir. Saldırıya uğrayan kadınların tesettürlü olması; İslami değerlere ve sembollere karşı özel bir antipati mi var sorusunu akıllara getirmektedir. Başörtüsünü ve İslami değerleri hedef alan saldırılar daha önce 28 Şubat karanlığının, zorbalığının ürünü olarak hafızalarımızda yer etmişken, şimdi başka çevrelerin de bu saldırılara yeltenmesi, dahası bu saldırıyı gerçekleştirenlere yönelik bir kınama bile yayımlanmaması üzücüdür. Maruz kaldığı baskı ve sıkıntılar karşısında yeri geldiğinde özgürlük havarisi kesilen çevrelerin, Türkçü Kemalistlerin bıraktığı yerden devam etmeyi içlerine nasıl sindirdikleri de doğrusu anlaşılır gibi değildir. Üstelik kadınlara yönelik bu saldırıların, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü vesilesiyle barış, özgürlük, kardeşlik nutuklarının atıldığı bir zaman diliminde gerçekleştirilmesi de manidardır.
Bu vesileyle, saldırıya uğrayan bacılarımıza geçmiş olsun diyor, bu saldırıyı gerçekleştirenleri ve saldırganlığı bir davranış kalıbı haline getirenleri kınıyoruz. İslami değerlerimizin her şeyin üstünde ve ötesinde olduğunu bir kere daha yineliyor ve bir kez daha “Artık yeter!” diyoruz.
DESTEK VEREN KURUMLAR
ERDEMDER - GENÇDER - GÜVENLİK İŞ SENDİKASI - İHH VAN TEMSİLCİLİĞİ - İNSAN MEDENİYET HAREKETİ - ÖZGEDER - ÖZGÜRDER - VİMDER - DOST ELİ DERNEĞİ - GÖKKUŞAĞI DERNEĞİ - ADIMDER - MÜSİAD VAN ŞUBESİ - FATİH KURAN KURSU DERNEĞİ - ANADOLU GENÇLİK DERNEĞİ - EMLAKÇILAR DERNEĞİ - HAK VE KARDEŞLİK DERNEĞİ - ELMAS KALEM DERNEĞİ - İLİM YAYMA CEMİYETİ - ÖZGÜR EĞİTİM-SEN - KEVSER EĞİTİM DERNEĞİ - AKADEMİSYENLER DERNEĞİ - VAN GENÇ GÖNÜLLÜLER DERNEĞİ - SAĞLIK DER - DİYANET SEN VAN ŞUBESİ - İSRADER - MİRAÇDER - NÜVEDER - SADAV