Dolar

34,8800

Euro

36,8224

Altın

3.049,96

Bist

10.104,20

Saadet'in Gülen grubu yakınlaşmasına tepki!

Erbakan’ın vefat yıldönümünde 17 Aralık operasyonu ve Gülen Cemaati’ne destek veren Saadet Partisi Genel Başkanı Mustafa Kamalak’a partiden itiraz sesleri yükselmeye devam ediyor.

12 Yıl Önce Güncellendi

2014-03-05 11:52:10

Saadet'in Gülen grubu yakınlaşmasına tepki!

45 yıldır Milli Görüş hareketinin içinde olan Adalet Eski Bakanı İsmail Müftüoğlu, parti yönetimini eleştirdi ve Fatih Erbakan'ın önünün açılması gerektiğini söyledi.

Milli Görüş Lideri Prof. Necmettin Erbakan'ın vefat yıldönümü dolayısıyla Fethullah Gülen'in 28 Şubat döneminde Refah Partisi ve Erbakan hakkındaki sarfettiği sert sözler yeniden gündeme geldi. Geçtiğimiz günlerde 17. yıldönümünde 28 Şubat darbesi hakkında hazırlanan gazete haberlerinde Fethullah Gülen'in gazete manşetlerine taşınan açıklamaları, 17 Aralık polis-yargı darbesi ile birleştirilerek yeniden tartışmaya açıldı.

Bu tartışmalar yapılırken Saadet Partisi Genel Başkanı Mustafa Kamalak'ın 17 Aralık operasyonunda Gülen Cemaati'ni destekleyen sözleri parti içinde tepkilere neden oldu.

Saadet Partisi GİK üyesi, Prof. Necmettin Erbakan Vakfı yönetim kurulu üyesi ve Adalet Eski Bakanı İsmail Müftüoğlu, Mustafa Kamalak ve Oğuzhan Asiltürk'e sert açıklamalarda bulundu.

Sabah.com.tr'ye konuşan Müftüoğlu, Fethullah Gülen'in 1970'li yılların başında bu yana Necmettin Erbakan ve Milli Görüş hareketine "manevi bir haset" içinde olduğunu söyledi.

***

"MİLLİ GÖRÜŞ OLARAK CEMAATE HER DÖNEMDE DESTEK OLDUK"


-İsmail Bey, Fethullah Gülen'in İslamcı siyaset ve Milli Görüş hareketine bakışı nasıldı? 1969 yılından bu yana Milli Görüş hareketinin içinden bir isim olarak cemaat-siyaset ilişkilerini kısaca özetler misiniz?

-Milli Görüş hareketi, iktidarda ve muhalefette olduğu 1970'li yıllarda Cemaat'in her faaliyeti serbest bırakıldı ve daha rahat faaliyet göstermelerine imkan sağlandı. Buna rağmen Milli Görüş ile hiçbir zaman paralel bir çalışma içerisine girmediler. Büyük bir bölümü Süleyman Demirel'in sevdasına tutulmuştu. Süleyman Demirel dönemi bu hareketin en çok zorluk çektiği dönemdi. Bir araya gelip kitap okuyanlar bile hapsediliyordu. Herşeye rağmen Nurlu Süleyman diye takdim ettiler Süleyman Demirel'i…

Buna rağmen biz Milli Görüşçüler olarak bu davranışlarından ötürü onlardan rahatsız olmadık. Çünkü biz yaptığımızı milletin hayrına ve Allah rızası için yapıyorduk.

"GÜLEN, HER ZAMAN MİLLİ GÖRÜŞ'E TEPKİLİYDİ"


-Fethullah Gülen'in Milli Görüş hareketine bu tepkisini neye bağlıyorsunuz?

Milli Görüş güçlendikçe Nurcu Gruplardan bazıları yakınlık gösterdi. Ancak Gülen Grubu bizim siyasi mücadelemizde yardımcı olmayı şöyle bırakın hep Milli Görüş'ün yanlış bir yolda olduğunu düşündü ve başarılı olacağına hiç inanmadı. Ben liderimiz merhum Erbakan'ın siyasi bir deha olduğuna her zaman inandım. Cumhuriyet tarihindeki bütün siyasi liderlerden daha büyük bir liderdi.

"NAZLI ILICAK'IN MİLLETVEKİLİ YAPILMASI HATAYDI"

-Peki o dönemde hiç hata yapılmadı mı?


-Yapılmaz olur mu elbette yapıldı. Ben bunu her ortamda söyledim. Nazlı Ilıcak'ın milletvekili adayı yapılması büyük bir hataydı. Hiçbir tartışma ortamında Nazlı Ilıcak ile yan yana gelmemeye özel gayret gösterdim.

"GÜLEN CEMAATİ 28 ŞUBAT DARBESİNİ ONAYLADI"

-Gülen'in Milli Görüş'e tepkisi 28 Şubat'ta da devam etti mi?


-28 Şubat'ın bazı sendika ağalarının manevi yönünü temsil eden, sendika ağaları, Süleyman Demirel'i de aralarına alarak beşi bir araya gelmek suretiyle eylemler yaptılar. Fethullah Gülen cemaatinin tamamını kastedemeyiz ama bu cemaatin lideri 28 Şubat darbesini onayladı ve Milli Görüş'ün bu işi beceremediğini ifade etti.

"GÜLEN ERBAKAN'A MANEVİ BİR HASET DUYUYORDU"

-Bugüne kadar arşivlerde Gülen-Erbakan fotoğrafını hiç göremedik. Siz görüştüklerine şahit oldunuz mu?


Erbakan Hocamla Fethullah Gülen hiçbir zaman biraraya gelmedi. Hocamızın bütün müsamahasına ve yardımına rağmen Gülen, bence manevi haset duyuyordu. Bu manevi hasetin altında birtakım makam ve mevkileri ele geçirmek gibi bir şey yatıyor.


"GÜLEN CEMAATİ 28 ŞUBAT'TA DSP'YE OY VERDİ"

-28 Şubat döneminde Gülen Cemaati'nin Ecevit'e destek verdiği söylenir. Ancak Gülen Cemaati bu desteği hep inkar etti. Siz bu desteğe şahit oldunuz mu?


-Bu inkar edilecek bir durum değil. Refah Partisi ve Fazilet Partisi varken Ecevit ile kolkola girdiler, siyasi çalışmalarda bulundular. Bunları anlamak çok zor. Öcalan'ın tesliminde sonraki seçimlerde Ecevit ile Gülen Cemaati mutabakat sağladı ve DSP yüzde 22 oy aldı. Bunları yalanlamak mümkün değil. Bugünkü gelişmelerde de görüyoruz. Bugün de verdikleri benzer desteği yalanlıyorlar.

"CEMAAT'TEN SAADET PARTİSİ'NE BİR HAYIR GELMEZ"

-Günümüzde Saadet Partisi ile Gülen Cemaati arasında yakınlaşma görüyoruz. Mustafa Kamalak'ın 17 Aralık operasyonuna destek verdiğini, siyaset-vesayet kavgasında Gülen Cemaati'nden yana bir duruş sergilediğine şahit oluyoruz. Bu harekete 45 yılını vermiş bir isim olarak bu yakınlaşmayı nasıl karşılıyorsunuz?


-Bizim politikamızda Milli Görüş'e inananların oyu yeter. Saadet Partisi yöneticilerinin cemaatten bir rahmet olacağını zannediyorlarsa yanılıyorlar. Parti yöneticilerinin bu yaklaşımını doğru bulmuyorum. Halisane bir anlayışla değil intikam almak gibi bir gayret görüyorum. Milli Görüş'ü bitirmek gibi bir niyetin olduğunu düşünüyorum.

"SAADET-CEMAAT YAKINLAŞMASINI HAZMETMEMİZ MÜMKÜN DEĞİL!"

-Milli Görüş tabanına rağmen Saadet Partisi-Cemaat yakınlaşması neden gerçekleşmiş olabilir?


-Yıllar yılı bu kavgayı verdik. Gülen Cemaati Allah rızası için ne zaman adımızdan bahsetti? Anadolu'da rüzgarımız estiği günlerde bile olmadı bu. Peki şimdi ne oldu? Burada kavga başladı, AK Parti'den ümitler kesildi. Saadet'e yardım etmiş olalım, AK Parti'ye ders verelim havasına giriyorlar. Ben böyle bir durumu hazmetmem onaylamam mümkün değil

"ASİLTÜRK VE KAMALAK'IN PARTİYİ YOZLAŞTIRMASINA İZİN VEREMEYİZ"

-Parti kurullarında bu tavrınızı ortaya koyuyor musunuz?


-Herkes sahasında hizmet verebilir. Ama milleti efsunlayacak bir hizmet doğru değil. Manevi sahada bir çalışma yapılacaksa bir beraberliğin olması gerekir. Siyaseti yapanların desteklenmesi gerekir. Bu yapılmıyorsa başka maksatlar var demektir. Böyle bir maksatın benim mensubu olduğun partiye bulaşmasını doğru bulmuyorum. Uzun zamandır Genel İdare Kurulu toplantılarına da katılmıyorum.

Ben bu partinin temelinden geliyorum. 1969'dan beri bu hareketin içindeyim. Mustafa Kamalak'ın Oğuzhan Asiltürk'ün arzusu istikametinde yozlaşmasını doğru bulmuyorum.

"YAŞLILAR KENARA ÇEKİLMELİ, FATİH ERBAKAN'IN ÖNÜNÜ AÇMALI"

-Tecrübeli bir siyasetçi olarak Saadet Partisi yöneticilerine ve Milli Görüş tabanına vermek istediğiniz bir mesaj var mı?


-Saadet Partisi'nin sağdan soldan destek aramasına gerek yok. Yapılacak tek bir iş var; Saadetin başına fiziği, kültürü, hitabeti, gençliği ve siyasi mirası olan bir kardeşimizin partinin başına getirilmesi gerekir. Bu ben olamam, Recai Kutan, Oğuzhan Asiltürk, Mustafa Kamalak, Şevket Kazan da olamaz. Hiçbirimiz bu ölçülere sığmıyoruz. Bu ölçülere sığan tek isim Fatih Erbakan'dır. Partimizin Fatih Erbakan'a güçlü temayül vardır. Bunu değerlendirmeyip başkalarına kucak açmak siyaseten etik değildir. Gençlerin önünü açmalıyız. Bizim gibi yaşlı insanların geriye çekilmesi gençlerin önünü açması gerekir.

İsa Tatlıcan / SABAH

Haber Ara