Dolar

34,8719

Euro

36,7287

Altın

3.040,58

Bist

10.123,70

Kılıçdaroğlu aynı konuşmada

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu 'Siyaset, zenginleşme aracı değildir, halka hizmet etme aracıdır. Halka hizmet, hakka hizmettir' dedi.

12 Yıl Önce Güncellendi

2014-03-01 20:18:41

Kılıçdaroğlu aynı konuşmada

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Gökdere Meydanı'nda düzenlenen mitinginde yaptığı konuşmada, halkın onayıyla başbakan olacağına inandığını söyledi.

Ülkenin kötü yönetildiğini savunan Kılıçdaroğlu, "Hırsızların iş başında olduğunu biliyoruz ama hiç kimse endişe duymasın. Herkes şunu bilsin; Türkiye Cumhuriyeti'nde Cumhuriyet Halk Partisi olduğu sürece bu ülkede hiç kimse halka kastedemez" diye konuştu.

Kılıçdaroğlu, Adalet ve Kalkınma Partisine oy verenlere seslenerek, "Sizler üç kez AKP'yi iktidara taşıdınız. Niçin? 'Biz yolsuzlukla yoksullukla yasaklarla mücadele edeceğiz' dediler. 'Buyurun edin' dediler. Bugün şapka düştü, kel göründü. Kimin hırsız, kimin namuslu olduğu çıktı ortaya. İktidarı şu anda hırsızlar yönetiyor. Açıkça söylüyorum, Recep Tayyip Erdoğan artık bu ülkede başbakanlık koltuğunda oturamaz. Tüyü bitmemiş yetimin hakkını yiyenden, yalan söyleyenden başbakan olmaz ve en önemlisi hırsızdan asla başbakan olmaz" dedi.

AK Parti'li seçmenlerden, tercihlerini değiştirmesini isteyen Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:

"Bu ülkenin en az yarısı, Türkiye Cumhuriyeti Başbakanlık koltuğunda bir şaibeli insanın oturduğunu kabul ediyor artık. Buradan, iyi niyetle, kul hakkı yemeyen bir iktidar diye düşünüp gerçekten de yolsuzlukla mücadele edecekler diye iktidara taşıyan AKP'li yurttaşlara sesleniyorum; şimdi eğer siz gerçekten bu ülkede namuslu bir siyaset istiyorsanız, bu ülkede her kuruşun hesabını vatandaşa vermeyi namuslu görev kabul eden bir siyaset istiyorsanız, hırsızlık yapmayacak olan bir başbakan istiyorsanız, hesap vermeyi namuslu bir görev kabul edip aynı zamanda yurttaş için çalışan, onun cebi para görsün diye mücadele eden bir başbakan istiyorsanız, adresinizi değiştirin. Adres, hırsızların adresi değil, adres, Cumhuriyet Halk Partisidir artık.

17 lira çalan küçücük çocuğumuzu 17 ay hapse attılar. Milyonları, trilyonları çalanlar aranızda geziyor. Ceplerinize dikkat edin, eğer cebinizde bir el olursa bilin ki o el, baş çalanın elidir. Vicdanınız el veriyorsa 17 lira çaldı diye 17 ay hapse atılıyorsa bir çocuğumuz, devletin milyonlarını, trilyonlarını çalanlar daha dün serbest bırakılıyorsa ve aramızda geziyorsa ve bu utanmaz adamlar hala din, iman edebiyatı yapıyorsa hala bunların arkasından gidecek misiniz? O zaman şunu yapacağız; temiz, halka hesap veren siyaseti getireceğiz. Siyaset, zenginleşme aracı değildir, halka hizmet etme aracıdır. Halka hizmet, Hakk'a hizmettir. Siyasete gireceksin, cebin dolarlarla dolacak. Ben merak ediyorum; ya devlet sana iki tane uçak aldı, altına kırmızı plakalı araba çekti, keyfin yerinde, nereye gitsen karşılanıyorsun, başbakan olarak itibar görüyorsun. Allah aşkına bir villa aldın, iki villa aldın, üç villa aldın, yetmedi. Eyvallah diyelim. Ya bir başbakanın evinde 1 milyar dolar nakit, keş para çıkar mı Allah aşkına?"

Miting öncesi katılımcılara ses kaydı dinletilmesi

Kılıçdaroğlu, miting alanında toplanan vatandaşlara, konuşmasından önce, Başbakan Erdoğan ile oğlu Bilal Erdoğan arasında geçtiği ileri sürülen ses kaydının dinletildiğini belirtti.

Bu kaydı dinletenlerin yanına gelen kişilerin, yayının kesilmesini istediğini dile getiren Kılıçdaroğlu, "Kim gönderiyor? Baş çalan gönderiyor oraya, hırsızlığım ortaya çıkmasın diye. Meydan meydan, köy köy gezeceğim, kul hakkı yiyenlerden hesap soracağım. Onlar sanıyorlar ki iki tane polis gönderecekler, biz de korkacağız. Sen gelsen, senin yedi sülalen gelse korkmayacağız. Ben hayatımda hırsızlık gördüm ama aile boyu hırsızlık hiç görmedim, emin olun" diye konuştu.

İktidarın günah anlayışının farklı olduğunu savunan Kılıçdaroğlu, "Bunlar, bu dünyanın malını alıp bu dünyanın malıyla geçinip gitmek istiyorlar. Bizim de zaten hayret ettiğimiz nokta o. Bu kadar parayı ne yapacaksın sen? Çocuğun, evladın, torunun, yeğenin, amcan tamam. Yetmiyor mu arkadaş? Bursa'dan çağrı yapıyorum baş çalana, sevgili baş çalan, seni kaç lira tatmin ediyor hırsızlık yapmaktan vazgeçmek için? Kaç liraya ihtiyacın var? Emin ol, Türkiye'de ve dünyada yardım kampanyası yapacağım. Düş bu milletin yakasından artık" ifadesini kullandı.

Şimdiye kadar 10-15 ses kaydının internette yayınlandığını anlatan Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

"Herkes dinledi, ben de meydanlarda dinletiyorum. Baş çalan çok rahatsız. Bugüne kadar çıkan ses kayıtları dolayısıyla kimse yalanlama yapmadı, 'Bu benim ses kaydım değil' demedi. Herkes kabul etti ama bir kişi, baş çalan, 'Hayır, montaj yapılmış' dedi. Bunların bir de havuz medyası var biliyorsunuz, 630 milyon dolara oluşturdukları havuz medyası. Onlar başlık attı, 'Amerika'ya gönderdik, bunlar montaj' dediler. Ertesi gün Amerikan firmaları dediler ki 'Bu kadar da yalan olmaz, biz ne zaman montajdır dedik. Öyle bir şey demedik, bu doğrudur' dediler."

Diktatörlerin, dini siyasete alet etme özelliği olduğunu öne süren Kılıçdaroğlu, "Hırsızlığa prim vermeyin. Bunlar dinden, imandan bahsediyorsa bilin ki arkadan birkaç milyon dolar daha götürecekler. Hiç kimse bize asla diz çöktüremez. Havuz medyasını almayın, seyretmeyin" diye konuştu.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "devlete duyduğu saygı dolayısıyla 17 Aralık 2013'e kadar Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a "Sayın Başbakan" dediğini söyledi. CHP olarak bir genelge çıkardıklarını anlatan Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:

"Hiçbir Cumhuriyet Halk Partili bu adama 'başbakan' demeyecek hele hele 'sayın' demeyecek. Adamın unvanı belli, dünya biliyor. Artık onun unvanı baş çalandır, herkes bunu böyle bilsin. Arkadaşlarıma da şunu söyledim; Başbakan Recep Tayyip Erdoğan diye soru önergesi vermeyeceksiniz artık. Çünkü hırsızdan başbakan olmaz. Eskiden derdim ki 'Sayın Başbakan, senin televizyon kanalında, istersen havuz medyanda, senin istediğin gazetecilerle, senin istediğin saatte oturalım konuşalım. Kim doğruyu, kim yalan söylüyor.' Şimdi 17 Aralık'tan sonra bunu da kestim. Çünkü ben bir hırsızla aynı masaya oturamam, bir hırsızla muhatap olamam. Açıkça söylüyorum; onun hiçbir şeyine de cevap vermeyeceğim. Onu Adem'e mahkum ediyorum. Bir hırsızla namuslu bir adam karşı karşıya gelemez. Deniliyor ki 'Efendim bunlar giderse istikrar bozulur.' Bunlar giderse Türkiye kurtulur. Bunlar giderse Türkiye'de istikrar olur. Bunlar giderse vatandaş rahat bir nefes alır. Bunlar giderse vatandaşın kafasında 'Ya ne oluyor bu memlekette' diye bir soru kalmaz. Yeter ki düzgün, namuslu insanlar iktidara gelsinler, ülkeyi yönetsinler. Bizim düzgün ve temiz bir siyasete ihtiyacımız var. Kaba güçlerini Meclis'te de kullanıyorlar. Bizim milletvekillerimiz 'Hırsız var' dedikleri zaman, 'Vay efendim siz bizim Başbakanımıza neden hakaret ediyorsunuz?' 'Hırsız var' diyorlar, sen alınıyorsun. Demek ki biliyorsun."

"Hiç kimseyi ayrıştırmayacağız"

Ülkenin yönetimine gelmeleri halinde işlerini helaliyle huzur içinde yapacaklarını, halka hizmet edeceklerini ve her kuruşun hesabını vereceklerini anlatan Kılıçdaroğlu, bunu namuslu bir görev kabul ettiklerini bildirdi.

Bu sırada bazı partililerinin, "Gün gelecek, devran dönecek, AKP halka hesap verecek" sloganını duyan Kılıçdaroğlu, "Siz hiç meraklanmayın. Allah'ın izniyle başbakanlık koltuğuna oturduğumuzda bunların hepsinden hesap soracağım, hiç endişeniz olmasın. Kul hakkı yiyenden hesap soracağız. Kul hakkı yemenin ne kadar ağır bir günah olduğunu biliyorum. Babamız bize öyle öğretti. Rahmetli babam derdi ki 'Oğlum sen doğru dur, eğri belasını bulur.' Buluyorlar işte" diye konuştu.

Bursa'nın çok güçlü bir kent olduğunu ifade ederek, son dönemde büyük kan kaybettiğini savunan Kılıçdaroğlu, Büyükşehir Belediye Başkan adayı Necati Şahin'e destek istedi. Başbakan Erdoğan'ın son günlerde Kuvayı Milliyeden bahsettiğini hatırlatan Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:

"Bursa Valiliği ne yaptı? T.C'yi sildi. Bu baş çalan bir şey yaptı mı? Yapmadı değil mi? Bursalılar tepki verdiler, T.C yeniden yazdı. Sıkışınca mı aklına geliyor? Bir an önce gitmesi ve Türkiye'yi huzura kavuşturması gerekiyor. Yerelde de yapacağız bunu. Başkan gelecek, oturacak. Bursa'ya, Bursalılara hizmet edecek. Birlikten ve beraberlikten söz ettim, beraber yaşamaktan söz ettim. Hiç kimseyi ayrıştırmayacağız. Başı açık, başı kapalı, doğulu, batılı, güneyli, kuzeyli, bu ülkede mi yaşıyoruz, beraber yaşayacağız, huzur içinde yaşayacağız. Hakkari'deki de benim vatandaşım, Edirne'deki de benim vatandaşım. Derenin öbür tarafındaki de benim vatandaşım, bu tarafındaki de benim vatandaşım. Göçmeni de benim vatandaşım, başka birisi de benim vatandaşım. Ben vatandaşımı başımın üstünde taşıyacağım, ayrıştırmayacağım, bölmeyeceğim, kavga ettirmeyeceğim. Oy vermeyene de hizmet etmeyi namuslu görev kabul edeceğim."

Haber Ara