Ankara kırmızı alarma geçti!

Türkiye, 17 Aralık Operasyonu'nda Fethullah Gülen ve hareketinin paralel yapılanmasıyla karşılaştı. Emniyetten yargıya, eğitimden bilime kadar her yerde paralel çetenin abileri vardı. Çetenin paralel hatlar çekip binlerce kişiyi dinlediği ortaya çıktı. Ancak paralel kulaklar, sadece sıradan vatandaşla sınırlı kalmayıp ulusal emanete de sızmıştı. İşte Gülen ve örgütünün Türkiye tarihinde görülmemiş bir ihanet olayına imza attıkları tespit edildi.

KIRMIZI ALARMA GEÇİLDİ...
TAKVİM'in edindiği bilgilere göre Türkiye'nin ilk milli kriptolu telefonu olan MİLCEP'in yazılım anahtarı (Master Key) deşifre edildi. Sonra da Amerika Birleşik Devletleri ve İsrail'deki paralel yapı uzantılı çevrelere sızdırıldı. Böylece "ÇOK GİZLİ" konuşmalar dinlemeye açık hale geldi. Kripto anahtarının yabancı ellere geçmesiyle casusluk ihtimali de belirdi. Genelkurmay Başkanlığı ve Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) başta olmak üzere devletin tüm kurumlarında kırmızı alarma geçildi.

ALGORİTMALARLA ŞİFRELENİYOR
Milcep yazılımıyla kullanılan telefonlar şöyle çalışıyor: Görüşmenin başında iki cihaz karşılıklı olarak tek kullanımlık kripto anahtarını oluşturuyor. Daha sonra cihazdan alınan ses, matematiksel fonksiyonlardan oluşan kripto algoritmalarıyla verilere dönüştürülüyor. Matematiksel bilgiler ses kanalından değil, GSM şebekesinin veri kanalından diğer cihaza aktarılıyor. Görüşme sonlandıktan sonra iki tarafta da kullanılan kripto anahtarı siliniyor. Dinlenilmeye çalışılan cihazın kripto anahtarı elde edilemediğinden, kriptolu veriler çözülemiyor. Ancak eğer master key ele geçirilirse tüm görüşmelerin içeriğine ulaşılabiliyor.

ULUSAL GÜVENLİK HEDEF ALINDI
Genelkurmay ve MİT personeli, devlete ait sırların yabancı gizli servislerin eline geçme ihtimaline karşı gerekli teknik önlemleri aldı. Yazılım ve teknik istihbarat birimlerinde çalışan personel, sızdırma olayının vehameti konusunda amirlerini bilgilendirdi. Amirler de durumu Milli Güvenlik Kurulu'na katılacak üst amirlerine iletti. Ve paralel çetenin ihaneti, iki gün önce yapılan MGK Toplantısı'nda ilk gündem maddesi olarak belirlendi. Cumhurbaşkanı, Başbakan, Bakanlar, Genelkurmay Başkanı ve MİT Müsteşarı'nın katıldığı toplantıda Gülen cemaatinin emrindeki paralel yapı, ulusal güvenlik tehdidi olarak nitelendirildi.

7 ŞUBAT'TAN SONRA İKİNCİ KEZ
Toplantı sonrası yayınlanan bildiride, ülke genelinde güvenliği ilgilendiren hususlar ve yürütülen çalışmaların ele alındığına dikkat çekilerek, "Bu kapsamda halkımızın huzurunu ve ulusal güvenliğimizi tehdit eden 'yapılanmalar ve faaliyetler' görüşülmüştür" denildi. Ayrıca devlet yetkililerinin kullandığı telefonların kripto yazılımının sızdırılması güvenlik ve istihbarat çevrelerinde 'Türkiye tarihinde görülmemiş bir ihanet' olarak nitelendirildi. Paralel sızdırma vakasının, 7 Şubat krizinden sonra MİT personelini ikinci kez bütünleştiren bir kriz olduğu da belirtildi.

YÜZDE YÜZ YERLİ
Milcep, Türkiye'nin ilk milli kriptolu mobil telefonu olarak tarihe geçti. Böylece Türkiye, kriptolu cep telefonu üretebilen 6 NATO ülkesinden biri oldu. Zira Türkiye dışında sadece ABD, Almanya, İspanya, Fransa ve Norveç'te kriptolu cihaz üretiliyordu. Bu arada MİLCEP'le yapılan konuşmalar, algoritmalarla şifreleniyor. Telefon dinlense bile tele-kulak konuşmanın içeriğine master key (yazılım anahtarı) olmadan ulaşamıyor. Nasıl ki 3 boyutlu filmi, 3D gözlük olmadan izlemek mümkün değilse kripto çözücü yazılım olmadan kriptolu telefonlarla yapılan görüşmeleri de anlamak mümkün değil.

Paralel çete, devlete ait kriptolu telefonların yazılımında üç açık bölge (port) bıraktı. Böylece Cumhurbaşkanı ve Başbakan'ın bile dinlenmesinin yolu açıldı. İhaneti, devletin bekaası için yapılan gizli konuşmaların sızması ele verdi. Bunun üzerine istihbarat birimleri kriptoyu üreten TÜBİTAK'ın Bilgi Güvenliği İleri Teknolojiler Merkezi'nin (BİLGEM) başındaki Dr. Hasan Palaz hemen görevden alındı. Peki dinlemelerin ucu nereye çıktı: İşte bu sorunun yanıtına TAKVİM ulaştı. Dinlemelerin merkezi, İstanbul Boğazı'ndaki bir yalıydı. Yani yalıda kurulan merkezle devlet adamlarının konuşmaları dinlendi. Sonra da bu bilgiler ABD, İngiltere ve İsrail'e servis edildi. İstihbarat teşkilatı bir barona ait yalıyı deşifre edince paralel çete devreye girdi. Paşabahce'deki yalıda bulunan düzenek imha edildi.