MİT'in İsrail'in gözüne batmasının sebebi

24 TV'de 'Politik Eksen' programında Halime Kökçe, Yusuf Ziya Cömert ve Yıldıray Oğur gündeme ilişkin yorumlarda bulundu. MİT'in yasa tasarısı hakkında konuşulan programda MİT'in hedef haline gelmesinin, göze batmasının sebebi olarak millileşmesi olduğu aktarıldı. İsrail'in de bu bağlamda rahatsızlık duyduğu söylendi.

SURİYE’DE MUHABERATI DESTEKLEYENLERİN BU REJİMDEN KORKMASI TUHAF

Yıldıray Oğur, değiştirilen MİT yasasına ilişkin 2010 yılına kadar yasal, hukuka dayalı olmayan bir sisteme sahip olan MİT’i yasal ve hukuk zeminine oturtulduğunu söyledi. Oğur, Suriye’deli muhaberatı destekleyenlerin, Türkiye’de bu rejimden vurmak istemelerini ‘tuhaf’ şeklinde yorumladı.

Suriye’deki muhaberat rejimini açıkça destekleyenlerin Türkiye’de muhaberat rejimi olmasından korkması tuhaf. MİT yasal güvencesi olmadığı için çok uzun süre Genelkurmay’ın arka bahçesi gibi çalıştı. Çünkü yapacağı bütün işlerin sadece bir güç odağı bulup, ona sırtını dayayıp öyle yırtabilirdi.

HÜKÜMETİN ALDIĞI YASAL TEDBİRLER DOĞRU

Yusuf Ziya Cömert, hükümetin aldığı tedbirlerin hepsinin doğru olduğunu, iktidarların değişmesiyle bazı şeylerin değişmemesi için hukuki zemine oturtulması gerektiğini söyledi. Cömert’in yorumu şöyle oldu:

MİT’i kafaya takmışlar. MİT’in başındaki Hakan Fidan’a bir şekilde musallat olacak, başına bir iş açacak. Onun için bahane arıyor, kolluyor. Demek ki; böyle durumlar olabilir dendi. O zaman bir yasal zemin arayalım ve paralel arkadaşlar da parazit olmasınlar. MİT yasasının birinci kısmı bu.

Şuanda hükümetin aldığı yasal tedbirlerin hepsi doğru. Bugün için doğru. Çünkü çok ciddi saldırı var, o saldırıya yasal bir zeminde mücadele etmek gerekiyor. Bu alınan tedbirler şuanda doğru ama yarın doğru olmayabilir. Önemli olan bu işler, bu sıkıntılar geçtikten sonra her kesim hakkının, hukukunun gözetileceği, azınlığın da çoğunluğun da, değişik fikir gruplarının da bunların iktidarlar değiştikçe değişen şeyler olmaktan çıkacağı bir ortam oluşturulması gerekiyor. Şimdi hükümet bu konuda bir ayar yapıyor. Olağaünüstü bir durum var ve olağanüstü tedbirler alınıyor.

MİT’İN İSRAİL'İN GÖZÜNE BATMASININ SEBEBİ MİLLİLEŞMESİDİR

Halime Kökçe, MİT’in başka ülkelerdeki istihbarat kurumlarına göre çok daha kısıtlı bir alana sahip olduğunu, dışarıdaki işleri de CIA ve MOSSAD’a teslim edildiğini ayrıca MİT’in geçmişte darbelerin arkasından çıkabildiğine vurgu yaptı. İsrail’in hedefi olmasının sebebini de MİT’in millileşmesine bağladı. Kökçe şunları aktardı:

Devlet Bahçeli şöyle bir söz sarf etti: “Hükümet MİT’i şekillendirmeye çalışıyor.” Bundan daha doğal bir şey olabilir mi? Bu vakte kadar Başbakanlığa bağlı bir MİT var, o başbakanlar darbe yemiş ruhları duymamış, MİT de darbelerde iş birliği yapmış. MİT dışarıda hiç operasyon da yapamıyor. Dış operasyonlarını MOSSAD ve CIA’e havale etmiş. Zaten MİT’in İsrail'in bu kadar gözüne batmasının sebebi biraz da “artık kendi işimi kendim göreceğim” demesi oldu. Sonuç olarak MİT’in millileşmesi sorun olarak görülüyor.

CIA’NİN OPERASYONUNU BİN LADİN’DE GÖRDÜK

Yıldıray Oğur, istihbarat teşkilatının dünyada ne olup bittiğini bilmesinin kötü bir şey olmadığını, ülke açısından önemli olduğunu ve demokratik ülkelerin istihbaratını örnek gösterdi.

CIA’nin operasyon yetkisini Bin Ladin’in yakalanmasında gördük. O predatörlerle saldırma yetkisi var. Gidiyor başka ülkelerde operasyonlar yapıyor.

İngiltere istihbaratı, Alman istihbaratı yani bütün dünyaya hakim olan, bütün dünyada ne olup bittiğini takip eden istihbaratlar bunlar. Ve bunların demokrasisi kötü değil herhalde. İstihbarat dediğimiz şey; curnalcilikten kalan hatıralarımız değiştirmemiz gerekir. Bir devletin ne yaptığını, dünyada ne olduğunu bilmesi ona göre adım atması iyi bir şeydir.

MİT’in düşman tanımlarının değişmesi gerekiyor. Bunlar Kürt, bunlar Ermeni bunlar İslamcı gibi gruplaştırarak bunları takip etmeyen, bunu gündeminden çıkaran bir istihbarat anlayışına ihtiyaç var.

EN ÇOK FİŞLEMEYİ FİŞLEMEDEN ŞİKAYET EDENLER YAPTI

Yusuf ziya Cömert, fişlemelerden en çok rahatsız olanların fişleme yapanların olduğunu söyledi.

Bizde en çok fişleme yapanlar, devletin fişlemesinden şikayetçi olanlardır. Örgütlenmek için bu savcılar, paralel polis (tabiri caiz ise) hakim falan hem başkalarını fişliyorlar, hem de kendilerini fişliyorlar. Atamalar konusunda İzmir torbası kullanmışlar. Kura çekerken paralel organizasyonuna yakınında olanlar önemli, daha işe yarar, daha işlevsel atama olarak çekiyor. Torbanın öbür tarafında normal şeyler var, sen ben onu çekiyoruz. Bütün bunları aslında fişleme ile mümkün.

CHP’NİN PROJELERİ HEP NORMAL DIŞI YÖNTEMLER

Cömert, muhalefetin projeler geliştirerek iktidara gelme çabası olmadığını ve her zaman normal dışı yöntemler kullanarak iktidarı arzuladığını söyledi.

Bizim muhalefetin karakterinde bir iktidara gelme projesi yok. Buna dair projeler hep normal dışı yöntemler içeriyor. Yani ya darbe, ya istikrarsızlık, ya yargı, kargaşa falan filan… Şimdi denendiği gibi; “yargıda bir şey olsa da bize biraz meydan açılsın. Başbakan bir rahatsız olsa da bize bir alan açılsa, Başbakan’ın arası Cumhurbaşkanı ile bozulsa da bize bir hareket alanı açılsa” “Ben şunu yapayım da bundan sonra böyle olsun” diye projeleri yok. Hep şikayet edecekler öyle görünüyor.

CHP’NİN KENDİNİ DEĞİŞTİRME İSTİDADI YOK

Türk ile Kürt eşit değildir laflarını, Dersim laflarını CHP’nin içindeki yenilikçiler yediler. O lafların altında kaldılar ve o gelenekçi CHP galip geldi. Gürsel Tekin bile “yapılacak bir şey yok” imasında bulundu. Gürsel Tekin de o yenilikçi kapısını aralayan, belki Kılıçdaroğlu’na da ön ayak olan siyasetçidir. O bile arada kaldı. Muhalefetin, “Türkiye’nin nasıl bir partiye ihtiyacı var, nasıl bir muhalefet partisine ihtiyacı var” düşünmesi lazım. Halkın büyük ekseriyetinin tehdit olmadığını gerçek bir şekilde hissettirmesi lazım. Bunu hissettirerek hakikaten yeni bir partiye dönüşmesi lazım. Nasıl aday koyarken bunu beceriyorsa kendi kafasını da değiştirmeyi becermesi lazım fakat böyle bir istidadı yok.

MİT'in İsrail'in gözüne batmasının sebebi

MİT'in İsrail'in gözüne batmasının sebebi “artık kendi işimi kendim göreceğim” demesidir...