Ahmet Taşgetiren: Cumhurbaşkanı devreye sokulmak istendi
Ahmet Taşgetiren, Abdullah Gül ve Erdoğan'ın arasını açmak istediklerini ve bunun önceki yıllardan süregeldiğini söyledi.
12 Yıl Önce Güncellendi
2014-02-22 09:54:13
Nihal Bengisu Karaca yönetimindeki 'Politik Eksen' programında Ahmet Kekeç ile Ahmet Taşgetiren gündeme dair gelişmeler değerlendirildi.
Ahmet Kekeç, Cumhurbaşkanı'nın önceki yıllardaki gibi siyasetin önünü tıkaması bekleniyordu. Bunun olmaması üzerine hedef haline geldiğini söyledi.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün onayladığı internet yasası konusunda Taşgetiren, Abdullah Gül ve Erdoğan karşı karşıya getirilmek istendiğini söyledi. Taşgetiren şunları söyledi:
CUMHURBAŞKANI DEVREYE SOKULMAK İSTENDİ
Erdoğan baş hedef, onu yıkmak için Abdullah Gül bir araç haline getirilmek istendi. Ve bir anlamda Abdullah Gül’e oynandı. İnternet Yasası’nda kamuoyu oluşturuldu. Abdullah Gül’ün internet ve twitter konusundaki duyarlılığı da dikkate alınarak bir anlamda kullanmak arzusuyla sanki ‘’oradan bir zaaf alanı var’’ gibi düşünülerek devreye sokulmak istendi. Öteden beri Abdullah Gül ve Erdoğan arasını açmak gibi bir hesap var.
CHP’NİN TECRÜBESİ VAR
Ardından benzeri bir şey HSYK’da yürütülmek istendi. HSYK’da CHP’nin hesabı Cumhurbaşkanı’nı paypas edelim. Doğrudan Anayasa Mahkemesi’ne gidelim. Onun da amacı şu; Cumhurbaşkanı onaylarsa, ondan sonra Anayasa Mahkemesi’ne gidilse bile bu arada yeni HSYK kanunu göre hükümet tasarrufta bulunur. Bunu önlemek için bir siyasi hamle yaptı. Bu konuda bir tecrübesi var. Malum 367 konusunda Anayasa Mahkemesi operasyonel olarak devreye sokulmuştu. Şimdi de böyle bir şey olabilir diye bekledi CHP. Ama Anayasa Mahkemesinin bugünkü yapısı, 367 olayındaki yapısından oldukça farklı. Sanıyorum bunu hesap edemediler ve dolayısıyla Anayasa Mahkemesi reddetmiş bulunuyor.
CUMHURBAŞKANI MİT BAŞKANINA NE DİYOR?
MİT başkanına şüpheli sıfatıyla ifadeye çağrıldığında, Başbakan ameliyat masasında olduğu hesap ediliyor, Fidan Başbakan’a ulaşamıyor, bunun üzerine Cumhurbaşkanı’nı arıyor (haberdeki iddia bu) Cumhurbaşkanı da “git canım, bir şey olmaz” gibi bir söz söylüyor. Bu haber Cumhurbaşkanlığı basın danışmanlığı tarafından yalanlandı. Cumhurbaşkanı asla böyle bir şey söylemedi. Hatta “sakın gitme” dedi diye bir açıklama yaptı. Cumhurbaşkanı’nın bunu açıklaması da çok önemli bir tavırdır. Kurguların çok tutmadığı kanaatindeyim.
CUMHURBAŞKANI’NDAN SİYASETİN ÖNÜNÜ TIKAMASI BEKLENİYORDU
Ahmet Kekeç, Cumhurbaşkanı’nın siyasetin önünü açmak istemesinin asıl sorun olarak görüldüğünü söyledi. Kekeç şunları aktardı:
Cumhurbaşkanı’nın görevi; siyaseti sıkıştıracak bütün hadiselerden devlet kurumunun ya da statükonun yanında yer almasıydı. Asker kökenli ya da bürokrasi kökenli Cumhurbaşkanları bu işi hep yaptılar. Yani çok eski bir tarihten bahsetmiyoruz. Cemal Gürsel’den başlayarak bütün Cumhurbaşkanları bu rolleri ifa ettiler. Doğrudan siyasetin içinden gelmiş Cumhurbaşkanları bu alışkanlığın dışına çıktılar ve siyasetin önünü açtılar.
KILIÇDAROĞLU’NUN GÖRÜNTÜLERİ ÇIKSA?...
Taşgetiren internet düzenlemesi için kaset ve ses kayıtlarının çıkmasını engellemek için bu yasa kaçınılmaz olduğunu söyledi. Taşgetiren’in şöyle yorum yaptı:
Kılıçdaroğlu için kaset çıksa bunun için “hadi dolaşsın” derler mi? İnternette çıkan görüntüleri, ses kayıtlarını herkes kendine yontuyor. Falancanınki yayınlansın, benim ki olmasın. Ama bu falancanınki yayınlansın dendiğinde kendinizin de olacak. Ona vermiş oluyorsunuz. Onun için bir kısıtlama olacak. Nasıl ki ben makalemde belli bir hukuku gözetmek durumundaysam internet ortamında da o hukuk gözetilecek başka çaresi yok.
EL KAİDE İDDİASI KESİLİP ATILDI
Nihal Bengisu Karaca, MİT itibarını düşürmek için çıkarılan yalan haberlerin, bundan 1 ay önce çok dış basında da zikrediliyorken, şuan kimsenin bahsetmediğine dikkat çekti. Türkiye’nin el-Kaide bağlantısı da bunlardan biriyken, şimdi ise muhaberat devleti suçlaması yeniden pişirilip koyulduğunu söyledi.
Bir süredir devam edegelen muharebat devleti suçlamaları yeniden pişiriliyor. Yakın zamanda “hükmet El-Kaide’ye destek veriyor” şeklindeki yalan ve uydurma haberini dezenfermasyonun da yine gerekçesi çünkü “MİT Suriye’de el-Kaide ile iş tutuyor” şeklindeydi. MİT’i yine ön plana sürerek Türkiye’nin aleyhine kampanya yapılıyordu. Bunun doğru olmadığı ortaya çıktı ve bıçak gibi kesildi. 1 ay önce ne kadar sık zikrediliyordu ama artık şimdi kimse bundan bahsetmiyor.
HİÇBİR ÜLKE YOKTUR Kİ İSTİHBARATI ZAYIF OLSUN
Ahmet Taşgetiren, MİT yasasının meclise sunulmasına binaen kategorik muhalefet yapılmasını eleştirdi. Ülke için istihbaratın önemine vurgu yapan Taşgetiren, "kim güçlü bir istihbarat istemez ki?" diye sordu.
Dünyada hiçbir güçlü ülke yoktur ki istihbaratı zayıf olsun. Buna Amerika, İngiltere, Rusya, Çin, Almanya, Fransa, İsrail hepsini ekleyebiliriz. Türkiye'nin iyi bir istihbaratı olmalı mı dendiğinde hiç şüphesiz cevabı "evet" olmalıdırdan ibarettir.
Anlaşılıyor ki; 3 dönem iktidarda bulunan AK Parti istihbarat teşkilatının güçlü hale gelmesi noktasında bir irade ortaya koyuyor. CHP'ye sormak lazım; "Türkiye'nin güçlü bir istihbarat teşkilatına gerek var mı? Bunun için yasal bir düzenleme gerekiyor mu?" Bunları sorarsanız bence cevapları "hayır" değildir. O zaman oturup konuşalım. Yani bu meclise sunulan bir yasa teklifi. Buna kategorik olarak daha yekten, "muhaberat devleti oluşuyor" tarzında bir tavırla karşı çıkmak çok doğru bir yaklaşım değil. Ben kategorik muhalefeti sağlıklı bulmuyorum.Katkı yapmalılar.
SON VİDEO HABER
Haber Ara