Dolar

34,8956

Euro

36,6715

Altın

3.013,01

Bist

10.058,63

Modern cehlin karanlığına açık tehdit

Sayende darmadağın olan cesaretimin, bulduğum birkaç küçük parçasıyla savaşıyorum. Kılıktan kılığa girmiş olmana, takıyye ve tevillerinin bende ki yorgunluğuna artık aldırmıyorum.

12 Yıl Önce Güncellendi

2014-02-19 10:31:52

Modern cehlin karanlığına açık tehdit

 İnsanlıkla yaşıt hayatına sığdırdığın bütün entrikaların beynimi kemirişine direniyor, yüreğimi sıkıp beni mahkum etmek istediğin sessizliğin , kelimelerimin esrarını tüketişine inat üzerine yürüyorum. Vahyin Son Elçisinden yediğin o büyük darbenin silahını yüreğimle tutarak, ayet ayet vuruyor, dua dua ilerliyorum.

Ey cehalet..! Sana ve koynunda büyüttüğün modern Ebu Cehillerine meydan okuyorum..!

Atalarımın senin hakkında ki sözlerini işitirken, sanki seninle yıkılan ocakların, seninle tükenen umutların ve seninle biten hayatların ruhlarını görüyorum. İlk isyanından başlayıp ahir zamana uzanan ölümsüzlüğünün, beni cennetin kapılarına kadar götüren imtihanımın sırrını barındırdığını biliyorum. Adem’e yapmadığın secdenin, beni secdelerimden koparmak için yaptığın ilk eylem olduğunu anlıyor, kavrayışımın üzerinde olanı ‘’ innî a'lemu, mâ lâ tâ'lemûne =muhakkak ki ben bilirim sizin bilmediğiniz şeyleri’’ ilahi mesajında görüyorum.

Adresin ve metodun hiç değişmedi. Hep aldananların, korkakların, uyuşukların ve umutsuzların kalbinde büyüdün. Ve hep ihanet kimliğine büründün.

Kabil’in ihtirasında gördüm seni, kardeşini acımazsızca katlederken kaç kişi vardı dünyada? nereyi yada neyi paylaşamamıştın peki? Ellerinden akan kanın artık hiç durmayacağını biliyor muydun? Sonra hangi dünyevi menfaatin kardeşine ihaneti gerektirdiğini ?

Kavminin sapkınlığına dur diyen Nuh’un, oğlun da gördüm seni. Kibrinin yakıp kavuran ateşini inatla taşırken benliğinde, Nuh’un ısrarlı davetine uymadığında anladım o ateşi ancak bir tufanın söndürebileceğini, ve seninle birlikte olan her şeyin ’’ inne-hu leyse min ehli-ke =muhakkak ki o senden değildir‘’ ilahi mesajıyla, benden de olmadığını anladım
Nemrut’un gözlerinde gördüm seni. İbrahim’in, baltayı boynuna asarak bıraktığı son büyük puta bakıyordun. Çaresizliğini , acziyetini ve gafletini gizleyen gururunu, son putun yerine koyduğunu gördüm. İbrahim’e değmeyen ateşin, senin yüreğinde nasıl bir cehenneme döndüğünü, saltanatının ve tacının küllerinin, tarihin rüzgarında nasıl savrulduğunu ve asalet rolünü oynayan soysuz bir kral olduğunu gördüm.

Allahın dinini çok iyi bildiği halde bir kaç dünyalık menfaat uğruna, Musa’ya beddua etmek için Husban Dağına çıkan Bel’am İbni Baura’nın yanında gördüm seni. İhtiraslarının aklını başından alıp imanını neye değiştiğini, din kardeşine yapacağın beddua için ellerini semaya kaldırdığında anladım. Ve gözyaşı ile yürekten dökülen bir sukutun çığlığı arasında ki farkı, kabuk ile öz deki ayrımı, ihlas ile riya arasında ki uçurumu, ve sonra ilahi kudretin ‘’Ey akıl sahipleri’’ vurgusunun sıklığını..! O zaman anladım.

Vahyi kuşandığımdan bu yana, Modern hayatın soğuk nefesine değen efsunlu kelimelerini kullanıp Allah ile aldattığını, hangi yönden geldiğini, hangi taraftan vuracağını, süslenip püslenerek kalpleri gözlere indiren iğrenç cazibenle kimlerin koynunda büyüyüp, yurduma, yuvama, yüreğime ve evime ateşler salmaya çalıştığını anlayabiliyorum.

Sen bana, vahyin yüreğime değişini, hayatımın sonsuzda dirilişini gösterdin. Seni karşımda gördüğüm andan beri aklımı, ruhumu, irademi ve yüreğimi bir bıçağı biler gibi biliyorum. Gözlerimi, ömrümü ve hayatımı aydınlatıp, seni kahru perişan eden ilahi mesajları başımın üzerinde taşıyor, seninle tutuştuğum savaşın son nefesime kadar sürmesi için dualarıma zafer nidalarını ekliyorum.

Ey cehalet..! Seni ayet ayet tehdit ediyorum..!

YUSUF DAĞ

SON VİDEO HABER

İHH'dan Suriye'deki fırınlar için un desteği çağrısı

Haber Ara