Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

STK'lardan Develioğlu'na destek

Gezi Parkı odaklı olaylar sırasında Kabataş'ta saldırıya uğrayan Zehra Develioğlu'na sivil toplum kuruluşlarından destek geldi.

12 Yıl Önce Güncellendi

2014-02-15 17:39:00

STK'lardan Develioğlu'na destek

Gezi Parkı odaklı olaylar sırasında İstanbul Kabataş'ta saldırıya uğrayan Zehra Develioğlu'na sivil toplum kuruluşlarından destek geldi.

Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, "Bir kadın 'incitildim, şiddete uğradım, taciz edildim' diyorsa bu beyan esastır, bunun dışında konuşanlar boş ve lüzumsuz konuşuyor demektir" dedi.

Gündoğdu, ortada bir mağdurun olduğunu, Zehra Develioğlu'nun kendisine olayı soran gazetecilere başına gelenleri anlattığını, bir parti ya da kurumu suçlamadığını söyledi.

Saldırı iddiasıyla ilgili Develioğlu'nun psikolojik zarar gördüğüne dikkati çeken Gündoğdu, şunları kaydetti:

"İster başı örtülü ister başı açık, ister solcu ister sağcı, ister ateist ister Müslüman Türkiye'de ya da dünyanın neresinde olursa olsun bir insan, ister kadın ister erkek 'Benim başıma böyle bir şey geldi' dediğinde insan olan, vicdanı olan herkesin bu beyanı esas alması gerekir. 'Bu ülkede bunlar olmamalıdır' demesi gerekirken, başörtülünün böyle bir şeyi yaşamasını, yaşamamış göstermek için bir gayret görüyorum. Bunun medya namusuyla irtibatı nedir bilemiyorum. Medyanın da dürüst olma gibi bir şeyi olması lazım.

Bunu haber yapma biçiminde de zulme uğrayanın yanında yer almak dururken hiç değilse şerefsizin, adinin, hırsızın, şiddet yapanın yanında yer almamak bunların avukatı konumuna gelmemek lazım. Burada iki yönlü bir çifte standart var. Bir kadın 'incitildim, şiddete uğradım, taciz edildim' diyorsa bu beyan esastır, bunun dışında konuşanlar boş ve lüzumsuz konuşuyor demektir. Başka yerlerden kareler arayarak, bunu takla attırmaya çalışmak da sağlıklı bir şey değil. Böyle bir habercilik anlayışı da yanlış bir şeydir."

Hak-İş Genel Başkanı Arslan: "Mobbingtir"


Hak-İş Genel Başkanı Mahmut Arslan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, yaşananların ve öncesinin kısa bir görüntü ile gösterilerek, bu tarz yorumların yapılmasıyla olayı gerçekleştirenleri aklamaya yönelik algı oluşturulmaya çalışıldığını söyledi.

Zehra Develioğlu'nun, kamuoyunu yanıltmaya yönelik bir tavır, üslup içerisinde bulunmadığına emin olduğunu vurgulayan Arslan, şu ifadeleri kullandı:

"Zehra Develioğlu, bu olayların mağdurudur. Yapılanlar, çocuğuyla beraber yaşadığı büyük bir saldırıdır. Bu saldırılar bazen fiili olarak olmasa da bir mobbingtir. Dolayısıyla bir kadına değil bir insana yapılmayacak uygulamalar olduğu için ben son görüntülerle Gezi olayları üzerindeki olumsuz kanaatleri ortadan kaldırmaya yönelik bir algı oluşturulduğunu düşünüyorum. O, yaşanmıştır. O gün, bu meselelerin kendi üzerinden tartışılmasına karşı çıktığı için Zehra Hanım, bir süre kimliğini, ailesini saklamak zorunda kalmıştır. Kendisinin verdiği röportajda da bu nasıl bir linçle karşı karşıya kaldığını uzun uzun anlatmıştır. O zaman da zaten mümkün olduğu kadar kendisini değil yaşananlara karşı kamuoyunda bir duyarlılık oluşturmak için bunları paylaştığını ifade etmiştir. Ben Zehra Hanım'ın söylediklerinin ve bugünkü açıklamalarının da dikkate alınmasını istiyorum. Zehra Hanım'ın kamuoyunu yanıltmaya yönelik bir tutum içinde bunu kurguladığını asla düşünmüyorum. Yeni bir algı değiştirme operasyonuyla karşı karşıyayız diye düşünüyorum."

Semiz: "Taciz ve tecavüz gibi konularda kadının beyanının esastır"

Başkent Kadın Platformu Derneği Başkanı Nesrin Semiz, Zehra Develioğlu'nun beyanının esas alınması gerektiğini belirterek, "Psikolojik, fiziksel sıkıntı yaşadığı bir olayın tekrar tekrar gündeme getirilip o kişinin tekrar tekrar üzülmesini kabul edilebilir bulmuyorum" dedi.

Semiz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, özellikle taciz ve tecavüz gibi konularda kadının beyanının esas olduğunu söyledi.

Bunun ön kabul olması gerektiğini dile getiren Semiz, "Daha sonra medyaya yansıyanlar, olayın çarpıtılması, farklı kesimlerin bunu başka yerlere çekip farklı amaçlar için kullanılması ise olayın tamamen farklı bir boyutu" diye konuştu.

Olayla ilgili davanın devam ettiğini anımsatan Semiz, şöyle konuştu:

"Davası devam eden bir süreçle ilgili kamuoyuna bu şekilde bilgilerin sızdırılıyor olması, kamuoyunun ve dava sürecinin etkilenmeye çalışılması, her şeyden önce etik değil ve yanlış. Her şeyden önce o davanın sonuçlanmasını beklemek gerekiyor. Ayrıca kadının beyanı esastır bize göre. Psikolojik, fiziksel sıkıntı yaşadığı bir olayın tekrar tekrar gündeme getirilip o kişinin tekrar tekrar üzülmesini kabul edilebilir bulmuyorum."

Habercilerin bu konulara dikkat etmesi, özen göstermesi gerektiğini belirten Semiz, dava süreci devam eden olaylarda mahkemeyi etkileyecek haberlerin yapılmasını uygun bulmadığını söyledi.

Aileyi bu şekilde mağdur etmenin de doğru olmadığını vurgulayan Semiz, "Kişi, yaşamadığı bir şeyi 'Ben yaşadım' diye niye çıksın ki ortaya? Her halükarda bunların sürekli gündeme getirilmesi bir kadın için zulümdür" diye konuştu.

"Ortada bir adli tıp raporu var"

Avukat Zübeyde Kamalak ise Zehra Develioğlu hakkında bir adli tıp raporu bulunduğunu belirterek, "Rapora göre kadının bacaklarının iç kısmında morluklar olduğu söyleniyor" dedi.

Kamera görüntülerinde ise kadının şiddete maruz kalmadığının iddia edildiğini belirten Kamalak, "Eminim ki mahkeme oradaki kamera görüntülerini incelemiştir. Benim okuduğum haberin doğruluk derecesini bilmiyorum, şu anda maalesef toplum her konuda şüpheye düşüyor. Duyduğumuz, dinlediğimiz haberler konusunda şüpheli davranmak durumunda kalıyoruz" değerlendirmesini yaptı.

Kamalak, ortada bir adli tıp raporu bulunduğuna işaret ederek, Develioğlu'na karşı taciz olup olmadığını mahkemenin, bilirkişilerin ve uzmanların belirleyeceklerini kaydetti.

"Taraftarlarını temize çıkarmaya çalışıyorlar"

Konya Sivil Toplum Kuruluşları İcra Heyeti Başkanı Latif Selvi de AA muhabirine yaptığı açıkmlamada, "Bazılarının adeta gözü dönmüş ki olayla ilgilenmekten daha çok ideolojik bir yaklaşımla taraftarlarını temize çıkarmaya çalışıyor" dedi.

Saldırı sonrası kadının raporunu aldığını, bundan sonra hukuki sürecin başladığını dile getiren Selvi, insaf sahibi herkesin saldırıyı kınaması gerektiğini ifade etti.

"Bazılarının adeta gözü dönmüş ki olayla ilgilenmekten daha çok ideolojik bir yaklaşımla taraftarlarını temize çıkarmaya çalışıyor" diyen Selvi, olayla ilgili bir takım haber ve görüntü manipülasyonlarına dayanarak bir takım yaklaşımların ortaya konulmaya çalışıldığını vurguladı.

Üzüntüyle yaşananları izlediklerini anlatan Selvi, fotoğraf karelerinde bir takım oynamalar yapılarak böyle bir mağduriyetin olmadığını iknaya kalkışılmasının rahatsız edici bir yaklaşım olduğuna dikkati çekti.

"İnsanlık ölmemeli"

Demokratik toplumlarda insanların tepkilerini gösterebileceğini ancak her şeyin yasal çerçevede olması gerektiğini, çizgi aşılmışsa kolluk kuvvetleri ve hukukun gerekeni yapacağını belirten Selvi, şöyle devam etti:

"Böyle bir saldırı meşru gibi gösterilmeye dönüştürülürse kimse bunun önüne geçemez. O çocuk ve bayan, kalıcı bir rahatsızlığa muhatap olmuş olsalardı ancak o şekilde mi tatmin olunacaktı. Olayı haberlere yansıdığı şekilde izleyince rahatsız olduk. İnsanlığın ölmemesi lazım. İnsanlık herkese lazım. O fotoğraf görüntülerinin üzerinden olayı çarpıtmaya çalışmak yaşananlardan daha vahim bir durum. Uluslararası organizasyonlarda da bunun gibi yaklaşımları görebiliyoruz. İnsanın kanı donuyor. Bu olaylarda da 'böyle bir şey olmamış zaten, elimizde de görüntü var' gibi yaklaşımlar, bir bayan arkadaşımızın 'saldırıya uğradım' demesi bile üzüntü verici. Söz konusu bayanın ve çocuğunun mağduriyetinin yanında yer almalıyız. Bu tür mağduriyetler yaşanmaması için ilkeli davranmak zorundayız. Söz konusu kişinin hakkını herkes aramalı, demokratik bir şekilde davranılmalıdır."

Yıldırım: "Kızımıza ve yavrusuna yapılan bu saldırıyı kınıyorum"

İHH İnsani Yardım Vakfı Genel Başkanı Bülent Yıldırım, Gezi Parkı odaklı olaylar sırasında Kabataş'ta başörtülü bir kadına saldırıldığı iddiasıyla ilgili, "Kızımıza ve yavrusuna yapılan bu saldırıyı kınıyorum. Bu saldırıya rağmen kalkıp bu kesilmiş görüntüleri verenleri de gerçekten üzülerek takip ediyorum" dedi.

Yıldırım, AA muhabirine yaptığı açıklamada, görüntünün ortaya çıkarılması zamanlamasının manidar olduğunu, görüntülerin montaj olduğu iddiasının işi bilenler tarafında da doğrulandığını söyledi.

Olayı yakından takip ettiğini ve üzüntü içerisinde olduğunu vurgulayan Yıldırım, şunları kaydetti:

"Gezi'deki o masum istekleri daha sonra provoke hale getirip başka alanlara çektirmek isteyen zihniyet ile şu anda bu görüntüleri bu şekilde değiştirerek yayına sokan ve burada negatif bir imaj oluşturmaya çalışan kişiler aynı. Bunların tespit edilip ortaya çıkartılması lazım. Biz bu aileyi çok iyi tanıyoruz. Bu ailenin yalan söyleme ihtimali zaten yok. Burada kızımıza ve yavrusuna yapılan bu saldırıyı kınıyorum. Ve bu saldırıya rağmen kalkıp bu kesilmiş görüntüleri verenleri de gerçekten üzülerek takip ediyorum."

Yıldırım, yargı aşamasında olan olaya ilişkin bir an önce hakikatlerinin ortaya çıkmasını istediğini, gerçekler bir bir ortaya çıktığında o zaman bazı insanların utanacağını ifade etti.

Olayın adli tıp raporlarında ve ifadelerde de belli olduğunu vurgulayan Yıldırım, görüntülerin kesilerek verildiğini savunarak, "O nedenle o anneye ve çocuğuna yapılan saldırının zanlıları mutlaka ortaya çıkmalı ve yargılanmalıdır. Bu aile gerçekten üzülüyor. Bu kadın gerçekten üzülüyor. Bu kadın çocuğu içinde üzülüyor. O nedenle bu kadının ve çocuğunun başına gelenleri böyle kullanıp da hala bunları üzmek ve iftara atmak büyük bir vebaldir" şeklinde konuştu.

Usta: Adli Tıp raporları ile tespit edildi

Memur-Sen Rize Şube Başkanı Resul Usta, Adli Tıp Kurumu raporları ile tespit edildiğini ve olayın mahkemeye taşındığını belirtti. Televizyon kanallarında yayınlanan görüntülerle olayın çarpıtılmaya çalışıldığını dile getiren Usta, şunları söyledi:

"Faillerin tespiti ve hak ettikleri cezayı alabilmeleri için mahkeme sürecinin devam ettiği bir dönemde basın yolu ile davaya müdahale edilmiştir. Olay seyrinden çıkarılıp farklı gösterilmeye çalışılmaktadır. Ortada çocuğu ile mağdur olan bir anne vardır. Kamuoyunda yapılan tartışmalarla mağdur olan bir anne haksız duruma düşürülmeye çalışılmaktadır. Adli tıp raporları ile darbedildiği belgelenmiş, psikolojik desteğe ihtiyacı olan bir annenin mağduriyeti baskılarla daha da artırılmaktadır."

Haber Ara