Öcalan'dan çözüm için üç öneri
Abdullah Öcalan, çözüm sürecinin ilerlemesi için üç öneride bulunarak, zaman kaybetmeden müzakere aşamasına geçilmesini istedi.
12 Yıl Önce Güncellendi
2014-02-13 13:12:29
BDP grup başkan vekilleri Pervin Buldan, İdris Baluken ve Diyarbakır Milletvekili Altan Tan, "çözüm süreci"nde gelinen aşama ve sürecin bundan sonraki seyriyle ilgili gelişmelere ilişkin düzenledikler basın toplantısında sürece dair ‘’en hayati nokta’’nın bir görüşme çerçevesi oluşturmak olduğunu vurguladı.
Toplantıda konuşan Pervin Buldan ‘’çözüm sürecinin ilerleyebilmesi için Abdullah Öcalan’ın 3 önerisinin bulunduğunu söyledi. Buldan söz konusu 3 öneriyi şöyle sıradı: Zaman kaybetmeden müzakere aşamasına geçilmesi, yasal statüsü ve hukuksal çerçeve sözleşmesi ile 8 başlıklı komisyon konularında yasal adımların hızla parlamentodan geçmesi,haftalık, hatta gerekirse günlük müzakere gerçekleştirebilecek heyetlerin oluşturulması.
Pervin Buldan, önemli bir konu için toplantı yaptıklarını ve yapılması gerekenleri paylaşmak istediklerini ifade etti. "Bilindiği üzere yeni süreç yoğun bir çatışmalı dönemin ve aynı zamanda cezaevlerinde ölüm sınırına dayanan açlık grevlerinin yaşandığı bir dönemde Sayın Öcalan'ın devreye girmesiyle başladı" diyen Buldan, şunları dile getirdi: "Sayın Öcalan'ın geçen yıl 21 Mart'ta açıkladığı, silahlı direnişten demokratik siyasete kapı açan yeni bir dönemin başladığını vurgulayan, herkesin eşit, özgür ve kardeşçe yaşadığı demokratik bir Türkiye çağrısını içeren 'Artık silahlar değil siyaset konuşsun' deklarasyonuyla süreç önemli bir aşamaya geçti. KCK ateşkes kararı alırken, 8 Mayıs itibariyle gerillaların sınır dışına çekilme süreci başladı. Böylece çözüm süreci açısından çok önemli bir döneme girildi."
'Herhangi bir anlaşma yok'
Gelinen noktada sürecin çok ciddi risklerle karşı karşıya olduğunun söyleyen Buldan, açıklamalarını şu cümlelerle sürdürdü: "Herkesin, en başta da hükümetin bu tehlikeyi görmesi gerekir. 8 Şubat'ta sayın Öcalan'la gerçekleştirdiğimiz 16'ıncı görüşme diğer 15 görüşmeden çok farklıydı. Görüşmemizde Sayın Öcalan, anlamlı derin müzakerelere geçilmemesi durumunda sürece katkı sunma koşullarının ortadan kalkacağına dair çok ciddi tespit, değerlendirme ve uyarılar yapmıştır.
Öncelikli olarak şunu belirtelim ki, sayın Öcalan'la devlet ve hükümet arasında herhangi bir anlaşmanın olmadığını herkes açık ve net bilmelidir. Bunu kendisi de açıkça ifade etmiş ve 'Süreç tek yanlı olarak bizim çabalarımızla ilerliyor. Herhangi bir anlaşma yoktur. Bu sürecin bundan sonra gidebilmesi için proje ortaya konulmalıdır' demiştir. Ne yazık ki, bu sürecin siyasi tarafı olan hükümetin tutumu çözüm sürecinin önündeki en önemli engel olarak karşımıza çıkmaktadır. Yasal demokratik reformları gerçekleştirmesi için önünde hiçbir engel bulunmayan hükümet, bu bir yıllık süreci açıkça tüketmiş, bir fırsat olarak değerlendirmemiştir. Bu durum, 'Hükümetin gerçekten çözüme niyeti var mı?' sorusunu da beraberinde getirmektedir ki, sayın Öcalan, 'Biz büyük bir demokratik çözüme ve barışa hazırız. Hükümete baktığımızda ise bırakalım hazır olmaya, böyle bir kararı var mıdır? Net değil. AKP 'de Kürt sorunu devam etsin hükümetimiz kalsın anlayışı var. Bu durum sorunu ağırlaştırıyor' tespitini yapmıştır. Bununla birlikte hükümetin, İmralı'daki devlet heyeti görüşmelerini bir zaman kazanma taktiği olarak kullanması iyi niyetli bir yaklaşım olarak değerlendirilemez."
'En hayati nokta çerçeve sözleşme oluşturmak'
Buldan, "çözüm sürecinde" Öcalan'ın atılmasını istediği adımlara ilişkin şunları aktardı: "Çözüm sürecinde Sayın Öcalan'ın atılmasını istediği adımlarla ilgili başlıklar şöyledir:
Sürecin yasal statüye kavuşturulması,
İzleme kurullarının oluşturulması,
8 komisyonla ilgili başlıkların müzakereye açılması.
Ancak bugüne değin bu adımların hiç birisi atılmamıştır. İmralı'da yürüyen görüşmelerin bir çerçeve sözleşmeye kavuşturulması gerekirdi. Çünkü, sürecin en hayati noktasını bu çerçeve sözleşme oluşturmaktadır. Sayın Öcalan'ın bu noktadaki değerlendirmesi şöyledir: 'Sözleşme hukukuyla muhatapların karşılıklı bir araya gelerek yasal ve tüzüksel bir metin oluşturması gerekir. Süreç ilerleyecekse burada tartıştığımız her konuyu çerçeve sözleşmeye alacağız. Toplumsal çerçeve sözleşmesi esastır. Gerekirse altına imza atarız. Sonra Meclis'te hızla yasalaşması gerekir. Son 400 yıllık tüm sorunlar böyle çözülmüştür.'"
Sürecin ilerlemesi için 3 öneri
Buldan 'sürecin sağlıklı bir zeminde ilerlemesi ve çözüme erişebilmesi için' Öcalan'ın 3 önerisini de şöyle sıraladı:
"Birincisi: Sayın Öcalan, zaman kaybetmeden müzakere aşamasına geçilmesini istemektedir. Sürecin devamı için hükümeti temsilen müzakere heyetlerinin ana başlıkları görüşmek üzere bir an önce adaya gitmesi gerekmektedir.
İkincisi: Sayın Öcalan'ın dikkat çektiği üzere sürecin yasal statüsü ve hukuksal çerçeve sözleşmesi ile 8 başlıklı komisyon konularında yasal adımların hızla parlamentodan geçmesi gerekir. Sayın Öcalan eğer bu başlıklarda adım atılırsa pek çok konuda çağrı yapabileceğini söylemektedir. Hükümet, bu çağrıyı ciddi bir biçimde gündemine alarak, zaman kaybetmeden gerekli adımları atmalıdır.
Üçüncüsü: Heyet görüşmelerine dairdir... Kendisi, bu sürecin tek yanlı devlet heyetiyle gidecek bir süreç olmadığını açıkça belirtmektedir. Bu konuda müzakere heyetlerinin olması gerektiğini söylemiştir. Sayın Öcalan ayrıca ayda bir ziyareti yeterli görmemektedir. Haftalık, hatta gerekirse günlük heyetlerin gelmesini talep etmektedir."
SON VİDEO HABER
Haber Ara