TGC: Başbakan, gazetecileri azarlamaktan vazgeçmeli
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a TGC’den “Başbakan gazetecileri azarlamaktan vazgeçmeli” tepkisi geldi.
12 Yıl Önce Güncellendi
2014-02-12 13:18:24
TGC Yönetim Kurulu’nun açıklamasında şu görüşlere yer verildi:
“İktidarın gazetecilere yönelik hedef gösterme, itibarsızlaştırma, soru sordurmama alışkanlığını endişeyle izliyoruz. İktidarı eleştiren yayın organlarına akreditasyon uygulanmasının, haber almalarının engellenmesinin her gün bir yeni örneğiyle karşılaşıyoruz. Başbakanın hoşlanmadığı her haber için medya kuruluşlarının aranıp haberin yayından kaldırtılması, açıkça ‘Bu tür şeyleri de öğretmek zorundayız’ denilmesi demokrasi adına vahim bir durumdur.
Medya yöneticilerinin de kamu yararını gözeten haber yapan gazetecileri işten attıklarını rahatlıkla ifade etmeleri basın özgürlüğü açısından nasıl bir karanlık tabloyla karşı karşıya olduğumuzu bir kez daha göstermiştir. Basın toplantılarında soru sorabilen gazetecilerin azarlanması, hedef gösterilmesi, nasıl soru sorması gerektiğinin anlatılması çağdaş demokrasi ile bağdaşır bir tutum değildir.
Bir kez daha Başbakanı işsizlik, dava açılma ve tutuklanma tehdidi altında halkın bilgi edinme ve gerçekleri öğrenme hakkı için çalışan gazetecileri azarlamaktan vazgeçmeye, basın özgürlüğüne saygı göstermeye davet ediyoruz.”
Başbakan ne demişti?
Başbakan Erdoğan’ın İspanya Başbakanı Rajoy ile dün düzenlediği ortak basın toplantısını izleyen Zaman gazetesi muhabiri, söz alarak, yolsuzluk iddialarıyla yürütülen soruşturma kapsamında 17 Aralık'ta başlatılan operasyonların ardından ortaya çıkan gelişmelerden üçü hakkında Başbakan Erdoğan'dan cevap istedi. Muhabir, Erdoğan'a, birinci derecede sit alanı üzerinde yapılan Urla'daki villaları, Sabah-ATV grubunun satışı için kendi talimatıyla işadamlarından toplanan kaynaklarla bir havuz oluşturulduğu iddiasını ve resmi bir ziyaret için gittiği Fas'tan telefonla arayarak MHP lideri Bahçeli'nin sözlerini Habertürk TV'de yayından kaldırmasına ilişkin haberleri sordu.
'İddiaların altında dışa bağlı olduğunuz yer var'
"Bunu önce patronlarına sor", "Ne havuzu ya", "Bunları patronlarına söyleyecek irade zaten sende yok" gibi ifadelerle sorulara ve muhabire tepkisini belli eden Erdoğan'ın cevapları şöyle:
"Öncelikle iddia ediliyor ifadelerini bir kenara koyun. “İddia ediyoruz” deyin. Çünkü bu ifadelerin hepsinin altında patronlarınız var. Ve bu iddiaların hepsinin altında dışa bağlı olduğunuz yer var. Bu dışa bağlı olduğunuz size nasıl komut ediyorsa ona göre hareket ediyorsunuz. Bakın sonra başlayacağım. Önce Urla’daki olayı söylüyorsunuz. Urla ile ilgili olay bir defa, şahsımla alakalı değil.
Hukukta bir kaide vardır bunu öğren. Müddei iddiasını ispatla mükelleftir. Müddei kim? Mensubu olduğun medya organı. Önce bu gazete iddiasını ispatla mükelleftir. Ve o söylenen yer 35 yıl önce inşa edilmiş olan bir yerdir. Ve bunun bir süreci vardır. Ve şu anda yargı sürecinde olan burayla ilgili şahsa niye yöneltmiyorsunuz da gelip bana yöneltiyorsun? Bunu patronlarına sor önce. Şahsımla bunun zerre kadar alakası yok. Ben son 5 yıl içerisinde, senede üç gün beş gün gittiğim, ailece görüştüğüm çok sevdiğim bir dostuma ait olan bir yerdir. Ve orası hazine arazisi de değildir. Onların kendi mülküdür bunu da bilmenizi isterim bunu da patronlarına söyle. Ama patronlarınız maalesef doğru konuşmamayı meslek edindikleri için, doğru konuşmamak üzere bütün vatandaşlarımızı, bu noktada bu ülkenin güvenilir insanlarına iftira at tutmasa iz bırakır düşüncesi ile hareket ettiği için burada da aynı süreç devam ettirmektedirler. Oranın sahipleri 35 yıldır oraya sahiptir. Ve 35 yıl içerisinde yaptıkları onların evleridir, bir köydür, 1. derecesi 3. derecesi bunların hepsi yargı içinde devam eden bir süreçtir. Bununla ilgili başbakanı lekeleyemezsiniz. Buna ne gücünüz yeter, ne evraklarınız yeter. Hiçbir şey bununla ilgili, şahsımla alakalı değildir."
'Evet, Fas'tan Habertürk'ü aradım'
"Fas’tan arama noktasına gelince, evet aradım…Çok açık net ortada. Sadece hatırlatmayı yaptım, ve hatırlatmayı yaptığım şahıslarda, kendi altyazıları ile alakalı olarak, bize yapılan hakaretlerle ilgili, yurtdışında olan bir başbakana karşı, bu tür hakaretlerin yapıldığı bir konuşmayı kalkıp kendilerine söyledim, kendileri de gerekli uygulamayı yaptılar. Yani ben bir gazetenin, sizin patronlarınıza da yeri gelmiş, bu tür hakaretler yapıldığı zaman ya arkadaşlarım, ya şahsım açıp, hukuka da dayalı olarak, “bu tür hakaretler yapılıyor bak biz Fas’tayız” demişizdir. Bunu demek yanlışsa onu bilemiyorum. Ama bu tür şeyleri de öğretmek durumundayız. Çünkü yapılan hakaretler sıradan hakaretler değil. "
'Ne havuzu ya'
"Bir sorunuz daha vardı? Ha Sabah/ATV. Bir kere havuz ifadesini kullanıyorsunuz. Bunu siz uyduruyorsunuz. Ne havuzu ya? Şu anda burayla ilgili bu adımı adan firma, sıradan bir firma değil. Bu ortağı olduğu firmada hisselerini kalkıp kendi amcasına devrediyor satıyor. Bunun yanında 3. Havaalanı ile alakalı olarak ordaki hisselerini de burdaki sizin havuza girenlere, ki bunlar sizinkiler gibi havuza girip ıslananlardan değil onu bilin, oraya da hisselerini satmak sureti ile medya dünyasına giriyor. Atılan adım budur. Havuz mu bu?
Bunları lütfen, bunları patronlarına bunu söyleyecek irade zaten sende yok. Söylesen de zaten netice alamazsın. Bu ara çünkü tamamıyle iftira üzerine kurulu bir dünyayı kurdular. Zaten maşallah riyalara gayet güzel itibar ediyorlar. Ve tweetleri iki katına arttırmasını söylüyorlar.Ve iki katına arttırılması için de fetvayı aldığınıza göre sende tweetlerde iki katı filan uygulamaya devam et.”
SON VİDEO HABER
Haber Ara