Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, partisinin Karaman İl Teşkilatı'nca Kazım Karabekir Spor Salonu'nda düzenlenen aday tanıtım toplantısında yaptığı konuşmada, önümüzdeki seçimin mahalli seçim gibi görünmesine karşın, bütün yerel seçimlerden daha önemli olduğunu söyledi.
"Bir maya var ki milleti heyecanlandıran maya, öz güven mayası" diyen Davutoğlu, 2001 yılında gönülleri kırılmış, heyecanı solmuş, "acaba nasıl bir imkan bulsam da başka bir ülkeye gidebilsem" diye vatandaşlarının düşündüğü bir Türkiye'nin 12 yıl içinde başı dik, dünyanın her yerinde gururla dolaşan, dünyanın her yerinde sözü dinlenen, IMF'den borç almadan, borç veren onurlu bir ülke haline geldiğini ifade etti.
Davutoğlu, öz güven mayasının her şeyin başlangıcı olduğunu, son dönemde de bu öz güvene saldırmak istendiğini vurgulayarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
"İsteniyor ki tekrar ümitsizliğe düşelim, isteniyor ki bu ayağa kalkmış olan, yürümeye başlayan ve yürüdüğünü dünyaya hissettiren aziz millet duraklasın, beklesin. Dizinin dermanı kesilsin. Biz de diyoruz ki; başımız her zaman dik olacak. Bakınız 2013 yılı esas itibarıyla milli birlik ve beraberliğimiz tahkim edildiği çözüm süreciyle hatırlanacak.
Bir yılın hiçbir günü vatan evladının evine şehit acısı, evlat acısı düşmedi. Bundan daha büyük, bundan daha iyi, daha güzel bir gelişme olabilir mi? İsteniyor ki bu süreç dursun. İsteniyor ki tekrar çatışma ortamında küçük hesap içinde olanlar karlı çıksın. Biz de diyoruz ki ne yaparsanız yapın bu milletin milli birlik ve beraberliğini etkileyemeyeceksiniz. İnsanı yaşat ki devlet yaşasın. Onun içindir ki kendi insanına saygı duyan bir siyasi kadro o insanların onayında, 10 yıldır iktidar başında. İnşallah bu teveccüh devam ettikçe bu iktidar da sürer. Önemli olan sizin teveccühünüzü kaybetmemek."
Türkiye mazlumun yanında
Nerede "Bize yardım edecek biri yok mu" diyen bir mazlum varsa Türkiye Cumhuriyeti'nin bütün kuvvetiyle onların yanında olmaya devam edeceğinin altını çizen Davutoğlu, şöyle devam etti:
"Şimdi bizim Suriye politikamızı eleştiriyor ana muhalefet partisi, muhalefet partileri ve bazı kesimler ama buna karşı keskin nişancılarla top ve tüfeklerle tanklarla şehirleri bombalayanlar füzelerle bin 500 camiyi yerle bir eden, kimyasal silah kullanıp zavallı bebekleri daha uyurken öldüren, varil bombalarıyla Halep'i yerle bir eden zalim Esed rejimine karşı çıkmıyorlar. Bakınız Halep'te, Bayırbucak'ta yaşayan Türkmen kardeşlerimiz, Toroslar'daki Türkmen boylarının uzantılarıdır.
Toroslar'ın çocukları, ne Bayırbucak Türkmenlerine, ne Halep Türkmenlerine, ne de zulüm altında inleyen, etnik mezhep ve kökeni ne olursa olsun diğer Suriyeli kardeşlerimize bigane kalamazdık. Kalmadık, kalmayacağız. Sonuna kadar Suriye halkının yanında olacağız. Onlara giden yardımları birileri durdurabilir, yardımların gitmemesi sebebiyle Türkmen kardeşlerimiz Suriye içinde zaafa düşebilirler ama bunun hesabını verecek olanlar var.
Biz de hem Hak'kın huzurunda hem de tarihin huzurunda şunu diyeceğiz; 'Yanı başımızda bu zulüm işlenirken sessiz kalma zilletine düşmedik'. Allah şahittir ki Suriye'de her bir kardeşimizin yüreğine düşen acı Anadolu'ya düşmüştür, aynen Bozkır'a düştüğü gibi. Biz bu anlamda bu kardeşlerimizin acısına sahip çıkacağız. Nasıl Boşnak kardeşlerimizin arkasında durduysak, Halep için de Humus için de duracağız.
Biz burada barış ve huzur içinde toplantıyı yaparken, hala Humus'ta insanlar açlıktan öldürülüyor. 'Ölüyorlar' demiyorum açlıktan öldürülüyorlar. Çünkü bütün mahalleler çevrilmiş, o mahallelerde su ekmek gönderilmemesi sebebiyle aldıkları fetvalarla kedi, afedersiniz fare eti yiyerek ayakta kalmaya çalışan kardeşlerimiz açlıktan ölüyor. Biz buna sessiz kalabilir miyiz?"
Kim engel olmaya çalışırsa çalışsın son nefeslerine kadar dünyadaki her mazlumun yanında olacaklarını vurgulayan Davutoğlu, Filistin'in, Somali'nin, Suriye'nin, Myanmar'ın, Mali'nin yanında olmaya devam edeceklerini sözlerine ekledi.