Yeni Akit'ten Kenan Kıran'ın haberinde yer alan bilgiye göre; Emekli maaşı ile mütevazı bir hayat yaşadığını iddia edip, “Hiçbir mal varlığım olmadı ve halen de yok” diyen Fethullah Gülen’in, kitap teliflerinden yılda 532 bin TL gelir elde ettiği ortaya çıktı.
“Hiçbir malvarlığım olmadı ve hâlen de yok” diyen Fethullah Gülen’in; 2011 yılında Işık Yayıncılık Ticaret A.Ş.’den 414 bin TL, Nil Sesli Görüntülü Eserler Paz. San. Tic. A.Ş.’den 118 bin TL olmak üzere 532 bin TL gelir elde ettiği bildirildi. Gülen’in, söz konusu şirketlerden kitap yazdığı gerekçesiyle telif aldığı öğrenildi.
Fethullah Gülen’in resmi internet sitesi www.tr.fgulen.com’da, Fethullah Gülen’in malvarlığına ilişkin açıklamaları yer alıyor. Gülen, “DGM Savcısı senelerce sürdürdüğü araştırma ve incelemelerden, bir dizi tevsî’-i tahkikâttan sonra ‘Fethullah Hoca’yı züğürt bulduk!’ demişti” açıklamasında bulunmuş.
GAZETEMİZE AÇTIĞI 60 DÂVÂ MAL VARLIĞINI ORTAYA ÇIKARDI
Fethullah Gülen’in son 2 ay içinde aralarında Gazetemiz Genel Yayın Koordinatörü ve yazarı Hasan Karakaya, gazetemiz yazarı Mehtap Yılmaz ve muhabirlerimize toplam 60 dava açması, Fethullah Gülen’le ilgili bilinmeyeni gözler önüne serdi. Fethullah Gülen’in gazetemize açtığı manevi tazminat davasında, mahkeme, Gülen’in mali ve ictimai durumu hakkında araştırma yaptı.
YAYINCILAR, GÜLEN’E ÖDEDİKLERİ TELİFLERİ AÇIKLADI
Işık Yayıncılık Ticaret A.Ş.; yazarları Fethullah Gülen’in 1 Ocak 2011-31 Aralık 2011 tarihleri arasında 414 bin 402 TL ödendiğini açıkladı. Nil Sesli Görüntülü Eserler Paz. San. Tic. A.Ş. ise, eser sahiplerinden Fethullah Gülen’e 1 Ocak 2011-31 Aralık 2011 tarihleri arasında 118 bin 67 TL hesabına alacak kaydedildiğini bildirdi.
GÜLEN: BENİM GİBİ BİRİNE AYDA 500 LİRA YETER
Fethullah Gülen, kendisi gibi birine ayda 500 lira yeteceğini söylemişti.
Gülen; Milliyet Gazetesi’nin, “Fethullah Gülen nasıl geçiniyor, rahat ve keyif içinde mi yaşıyor?” şeklindeki sorusuna şöyle cevap vermişti:
“(…) Benim gibi, şeker hastası, günde 1200 kalori alan, ağır şeyler yiyemeyen, yemek ihtiyacını çok defa yoğurt ve çorbayla karşılayan bekâr bir insan, ABD’de olsa 500 lirayla (dolar yerine lira diyor) geçinir. Bu tür şüpheler uyandırarak karalamak isteyenlerin tavrını fevkalade yakışıksız ve münasebetsiz buluyorum. Bunları hiç söylemek istemezdim. Çünkü, isterdim ki, imkânım olsaydı da, o telif ücretlerini de yemeseydim”
“Buradaki ikametim için arkadaşlar gönderiyorlar ben de kerhen kabul ediyor ve ancak zaruri ihtiyaç çerçevesinde kullanıyorum. Zaten burada başka türlü durmam mümkün değil ve böyle bir telif ücretini alma mevzuunda da kimsenin bana bir şey demeye hakkı yoktur. Soruldu, açıkça söyleyeyim: Arkadaşlar, -rahatsızlıklarım da olduğu için- ihtiyaten bir miktar bankada bulunduruyorlar; her sene için de 30 bin gönderiyorlar. (…) Zaruri ihtiyaçlarımı gideriyor, geri kalanını da millete tavsiye ettiğim üzere eğitim hizmetlerine bağışlıyorum. Bana gönderilmeyen ve birikmiş olan teliflerin de Allah rızası için bazı yerlere ve muhtaç kimselere verilmesini söylüyorum. Allah’ın huzuruna girerken arkada beş on kuruş bile olsa bir şey bırakmak istemem.”
Milliyet’te Mehmet Gündem’le röportaj, 22.01.2005
“HAKKIMIZ OLMAYAN ŞEYLERE EL UZATMAYIZ”
Fethullah Gülen, resmi internet sitesi www.tr.fgulen.com’da, mal varlığına ilişkin şu açıklamada bulunmuş:
“Biz hayatımızı ihtiyaç dairesine bağlamış, ihtiyaç çerçevesinde bize gelen şeylerle yetinmeye bağlamış, onunla geçinmeye çalışıyoruz. Ayaklarımızı kısarız büzeriz yorgana göre uzatırız, üç defa yemek yemeye imkânlarımız yetmiyorsa bir kere yeriz, iki kere yetiyorsa iki kere yeriz, hakkımız olmayan şeylere el uzatmayız. Akıldânelik yaparak bazı şeyleri aparma filan düşünüyorsak onlara tenezzül etmeyiz. Bunların hepsi tenezzül edilmemesi gereken şeylerdir. Âdiliktir, bayağılıktır bunlar.” (Bamteli, 28.05.2006)
“HİÇBİR MALVARLIĞIM OLMADI VE HÂLEN DE YOK”
“Hiçbir malvarlığım olmadı ve hâlen de yok. Giydiğim elbiseler ve günlük yediğim yemek sayılmazsa herhangi bir lüksüm de yok. Ama soframa konan bir üçüncü çeşit yemek bile zakkum gibi geliyor bana; üzerinde gezindiğim halıyı sırtımda taşıyormuşum gibi ağırlığını hissediyorum. Zaten milletin parası ile alınan halıya basmamaya her zaman gayret gösterdim. Bir vakıfta üzerine bastığım sergiler için bile yıpranma parası verdim. Yediğim, içtiğim her şeyin ücretini ödemeye çalıştım” (Kırık Testi, 13.05.2002)
“FETHULLAH HOCA’YI ZÜĞÜRT BULDUK!”
“DGM Savcısı senelerce sürdürdüğü araştırma ve incelemelerden, bir dizi tevsî’-i tahkikâttan sonra ‘Fethullah Hoca’yı züğürt bulduk!’ demişti. Ben hep ‘Allahım benim kardeşlerime, ailemin fertlerine dünyevî imkan verme!’ diye dua ettim. ‘Acaba akıyor mu bir yerden, sızdırılıyor mu?’ demelerinden endişe duyduğumdan bu niyazda bulundum. Hayatım boyunca kût-u lâyemut ile iktifa ettim.” (Bamteli, 27.06.2011)