Radikal gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Eyüp Can'ın "Paralel ülke Türkiye" başlıklı (4 Şubat 2014) yazısı şöyle:
Paralel ülke Türkiye
Birbirine düşman bu kadar çok paralel evrenden üzerinde yaşanacak ortak bir ülke nasıl çıkacak ona bakalım...
Paralel yapı.. Paralel örgüt.. Paralel devlet..
Günlerdir konuşup duruyoruz.
Var mı yok mu? İn mi cin mi?
Spekülasyon yapmak, komplo teorileri üretmek dışında tam olarak bilen yok.
ŞU kesin: Varsa hukuk yoluyla devlet içinde ayrı bir hiyerarşi ile işleyen her türlü paralel yapıdan, örgütten sonuna kadar hesap
sorulsun.
Ama bu arada Türkiye’nin bir ‘paralel evrenler’ ülkesi olduğu da unutulmasın.
Kimse kendi kendisini kandırmasın.
***
Paralel yapı da paralel devlet de yeni bir kavram değil.
Türkiye’de uzun zamandır örgütlü 3 büyük paralel evren var:
Bir; ‘İslamcı ve muhafazakârlar’ın paralel evreni.
İki; ‘laik ve ulusalcılar’ın paralel evreni.
Üç; ‘Kürtlerin paralel’ evreni.
Bunlar makro paralel evrenler.
Bir de daha mikro paralel evrenler var.
Hepsinin kendisine ait ayrı medyası, network’ü, teşkilatı ve ortak söylemi var.
Bakmayın siz lafa gelince ‘ulusal medya’, ‘Türkiye teşkilatı’, ‘milli irade’ gibi kavramları bonkörce kullandığımıza.
O bir hayal ya da ideal.
***
Kâğıt üstünde öyle görünebilir.
Hepimizin bir TC kimliği yok mu?
Var. E, kör-topal olsa da darbeci dönemden kalma bir anayasa da var.
Var ama ortak kesişim kümemiz yok.
Öyle olunca da herkes kendi paralel evreninde yaşıyor, kendi paralel evreninde liderinden ne duyarsa ona inanıyor.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti, kuruluşundan bu yana çoğulcu-demokratik yani tüm bu paralel evrenlerin ortak bir kesişim kümesine sahip bir model yaratamadı.
Ak Parti iktidarı, böylesi bir model yaratmak için büyük bir şanstı.
Avrupa Birliği’nin de katkısıyla bu yönde ciddi adımlar da atıldı.
Fakat paralel evrenlerde yaşam devam etti.
Maalesef son 3 yıldır bu paralel evrenler daha fazla kesişeceklerine daha fazla çatıştılar.
Çünkü ne kadar az olursa olsun var olan ortak kesişim kümeleri de ‘devleti fethetme-ele geçirme-kontrol etme dürtüsüyle’ adeta yok edildi.
Öyle ki benzer tabanlara sahip olmasına rağmen hem Ak Parti hem de Gülen Cemaati bile birbirine taban tabana zıt ve adeta düşman iki paralel evrende yaşıyor.
Eskiden ‘Ergenekoncu’ diyerek derin bir devlet yapılanmasından bahsedilirdi.
Sonra KCK ‘paralel yapı’ olmakla suçlandı.
Şimdi ise Başbakan, cemaati ‘paralel örgüt’ kurmakla suçluyor.
***
İyi de…
Herkes kendi paralel evreninde yaşarken paralel yapı suçlaması kimi, ne kadar ikna ediyor?
Cevap, hangi dalga boyunda ve hangi paralel evrende yaşadığınıza göre değişiyor.
Sahi siz hangi evrende yaşıyorsunuz?
Başbakan’ın, cemaatin, CHP’nin, MHP’nin, BDP’nin hepsinin ayrı medyası, ayrı dünyası ve tamamen paralel akan bir evreni var.
Hatta öyle ki artık internette yasal ya da yasal olmayan dinlemeler için bile paralel siteler kurulmuş.
Bir taraf ‘haramzadeler’ diye bir site üzerinden yayımlıyor dinleme kayıtlarını diğer taraf ‘gizlirapor’dan…
Paralel devlet var mı yok mu bir an önce hukuk içinde çıksın ortaya…
Ama öncesinde gelin şu paralel evrenlerimizle bir yüzleşelim.
Birbirine düşman bu kadar çok paralel evrenden üzerinde yaşanacak ortak bir ülke nasıl çıkacak ona bakalım.
