Timeturk uyarıyor: Bölgede kimseye huzur kalmaz

Diyarbakır'ın Lice ilçesinde HÜDA-PAR ve BDP'liler arasında yaşanan kavga sonrası gözler yine Doğu Güneydoğu'ya çevrildi. Bu kavga neticesinde bir çok insan "Acaba eski günlerin sesi mi duyuluyor" diyerek analizler yapmaya başladılar. Öncelikle tartışmaların, kavgaların siyaset zemininden kaynaklı olması aslında analizlerin yeniden yapılmasını zorunlu kılıyor. Meseleyi anlamak adına önce her iki tarafın olayların başlangıçı için neler söylediklerine bakmamız gerekiyor:

HÜDA-PAR olayın neden başladığını yaptığı açıklamada şöyle dile getirdi: “Bugün akşam saatlerinde seçim çalışmaları kapsamında Diyarbakır’ın Lice ilçesine giden Hür Dava Partisi Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Mehmet Hüseyin Yılmaz ile Sur, Lice, Kocaköy ve Kulp belediye başkan adayları ve beraberindekiler esnaf ziyaretinde bulunmakta iken, BDP ilçe binasından çıkan saldırganlar parti üyelerimize dönük önce sözlü ardından taşlı, sopalı, satırlı saldırı düzenlemiş, birçok araç tahrip edilmiş, üyelerimizden bazıları yaralanmıştır.Saldırı nedeniyle tahrip edilen üç araç ilçede mahsur kalmış, bunlardan bazılarının ateşe verildiği haberi gelmiştir. Bıçak ve sopa darbesiyle yaralanan üyelerimizden 7’si Diyarbakır Tıp Fakültesi ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırılmışlardır." dendi

Diğer taraftan PKK'ya yakınlığı ile bilinen Fırat Haber Ajansı olayı şu şekilde duyurdu: "Alınan bilgilere göre, bugün Hüda-Par Amed Büyükşehir Belediye Başkan adayı Hüseyin Yılmaz'ın da aralarında bulunduğu parti konvoyu Kulp ilçesinden sonra Lice'ye geldi. Burada broşür ve bildiri dağıtan Hüda-Par'lılar ile BDP'li gençler arasında tartışma çıktı. Yaşanan tartışmada Hüda-Par’lılar gençlere saldırdı. Tartışmanın kavgaya dönüşmesi üzerine, Hüda-Par konvoyunun büyük bir bölümü ilçeden ayrılırken, geride kalan 4 araç gençler tarafından tahrip edildi." dedi

Geldiğimiz noktada daha önce vakıf ve derneklerin kundaklanması üzerine bir çok açıklama yapıldı. Bugün geldiğimiz noktada bölgede tabanı bulunan iki hareketin siyaseten karşı karşıya gelmesi kaçınılmazdır...Siyasetin karşı karşıya gelinmeyi şiddete dönüştürmek isteyenlere fırsat verilmemeli ve özellikle yapılan açıklamalarda kullanılan dile dikkat edilmelidir. Bölge kimsenin babasının malı değildir ve bunu kimse de böyle görmemelidir. Biz siyaset kanallarının açık tutulmasını ve bu noktada oluşacak olan gerginliklerin önüne geçilmesi için özellikle diyalog yollarının açık tutulmasını ve emniyetin de bu noktada olaylara tarafsız ve sağ duyu ile yaklaşması gerektiğini düşünüyoruz.

Kürt meselesinin çözümü noktasında ortaya çıkan iradeyi geriye götürmek için Türkiye'de ne tür operasyonlar yapıldığına şuan şahit oluyoruz. HÜda-Par ve BDP'nin üzerindeki sorumluluğun sadece bir siyasi parti olmalarından öte başka anlamlar oluşturduğunu biliyoruz. Bu bakımdan bölgedeki kanaat önderleri, STK ve diğer siyasi partilerin bu meselenin alevlenmemesi noktasında çok gayret sarf etmeleri gerekiyor. Bu gerginliğin kimseye bir faydası olmayacağı gibi bunun zararı önce Kürtlere daha sonra ise Türkiye toplumuna olacaktır. Bu bakımdan bu uyarı yapma ihtiyacı duyuyoruz, çünkü biz bölgenin ve Türkiye'nin normalleşmesi sürecinde karanlık güçlerin oyununa her iki partinin de düşmemesi gerektiğini düşünüyoruz. Herkesi sağ duyuya, adalete,merhamete ve vicdana çağırıyoruz. Eğer Kürtlere ve bu ülkeye hizmet etmek istiyorsanız bu ülkenin normalleşmesi konusunda lütfen üzerinize düşeni yapın...

Timetürk