Şeyh ile İmam arasındaki ruhaniyet benzeşmesi
Hasan Öztürk bugünkü köşe yazısında Şia'nın Ehli Sünnet'e en yakın 12 İmam Şiası ile yani Caferilik ile Ehli Sünnet'in tasavvuf ekolü arasındaki benzerlikleri yazdı.
12 Yıl Önce Güncellendi
2014-01-31 16:04:32
Size, İslam'ın iki ekolünün Şia ve Ehli Sünnet'in en mütedeyyin, en tutarlı iki örneğinden yola çıkarak birkaç söz söylemek istiyorum.
Şia'nın Ehli Sünnet'e en yakın 12 İmam Şiası ile yani Caferilik ile Ehli Sünnet'in tasavvuf ekolü arasında mahiyet açısından şöyle bir benzerlik vardır:
Seyyid Hüseyin Nasır'dan okumalarımdan elde ettiğim bilgiye göre, 12 İmam Şiası'ndaki inanışta, “İmamlar masumdur. Çünkü ruhlar aleminde her daim Hz.Peygamber'in (SA) ruhaniyetiyle görüşür ve O'nun emirleriyle hareket ederler..! Zaten nesep olarak da Hz.Peygamber'in soyundan gelmektedirler.”
İnanışları bu yöndedir!
Aynı düşüncenin bir başka versiyonunu Ehli Sünnet'in tasavvuf ekolünde de görmek mümkündür. İbni Arabi okumalarımdan öğrendiğime göre, tasavvuf ruhunun ana karakteristik özelliği şu dur:
“Şeyh ya da efendi yani ki evliyaullah rüyayı hakikade veya semada sadece Hz.Peygamber (SA) ile değil diğer veli ve peygamberler ile de sürekli istişare eder ve ona göre söz söyler; ona göre vaazu nasihatte bulunur..!”
İtikadi anlamda birbirine taban tabana zıt görünen Ehli Sünnet ve Şia'nın “ruhlar alemi ya da gayb meselesindeki” tavır ve düşünce benzerliği bizi neden ilgilendirir ona gelmek istiyorum.
Her iki ekolün birbiriyle amansız mücadelesi var tarih boyu.
Öyle ki Hz.Ayşe ile Hz.Ali'nin mücadelesi de…
Hz.Hüseyin'in şehadetine neden olan Kerbela faciası da…
Hariciler, Batıniler, İsmaililer gibi işi terörize eden ekollere kadar…
Tüm siyasal hareketler İslam dünyasının kırılma ve çatışma alanları olarak hala karşımızda durmaktadır.
Ancak yukarıda zikrettiğim Caferiye ve Ehli Sünnet Tasavvuf ekolü iki ana akım olarak İslam dünyasında kendi mecrasında yaşıyor.
Osmanlı ile İran'ın nüfus mücadelesini anlamak için…
Lübnan'ın durumunu görmek, Pakistan'ın Hindistan'dan ayrılış hikayesini doğru okumak için…
Afganistan'da olup biteni iyi analiz edebilmek için hep tarihsel perspektife bakmak zorundayız.
Tıpkı siyasal çatışma alanları gibi itikadi çatışma alanlarımızı da sorgularken, birinde olanın diğerine form olarak farklı geçse de mahiyet olarak aynı sonuca çıkan yaklaşımlar sergilediğini bilmek zorundayız.
“İmam'ın masumiyetine inanan” bir Şii'nin, inancını “sapkınlık” olarak niteliyor ve onu tekfir ediyorsak, Hz.Peygamber ile rüyayı hakikade görüşüp onun tavsiyelerini sevenlerine tavsiye edene de bir şey demek gerekir.
Ya da şöyle söyleyelim, bize “vasat olmayı” emreden ve “vasat toplum”u öğütleyen Allah (cc)'ın elbet bir muradı vardır!
Kendimize ya da sevdiklerimize atfedeceğimiz “insanüstlülük” bizi daha iyi, daha dindar ya da daha “imanlı” yapmaz!
Hasan Öztürk - Haber 7
Haber Ara