Şehabettin: O TIR'lardan keşke silah çıksaydı
Suriye direnişinin liderlerinden Şehabettin, sınırda durdurulan TIR'lar için 'İçlerinde silah olsa bu savaş çok farklı olurdu' diyor.
12 Yıl Önce Güncellendi
2014-01-31 14:48:34
Tevfik Şehabettin... Suriye'de 3 yıldır süren iç savaşın en önemli isimlerinden. 3 bin kişiden oluşan Nurettin Zengi Tugayı'nın komutanı. Aynı zamanda kısa bir süre önce onlarca muhalif grubun bir araya gelerek oluşturduğu, 12 binden fazla silahlı gücü olan, direnişin en güçlü dört çatı örgütünden Ceyşül Mücahidin grubunun dış ilişkiler sorumlusu. Tevfik Şehabettin ile Suriye'nin güvenlik nedeniyle adı bizde saklı bir bölgesinde saatler süren bir söyleşi yaptık. TIR'lardan Cenevre'ye, El Kaide'den muhalifler arasındaki çatışmalara kadar birçok konuyu konuştuk. İşte o söyleşiden notlar;
Ceyşül Mücahidin grubu kimdir? Yabancı cihatçıların oluşturduğu bir yapı mı?
Biz Halep, Selahaddin, Mansura, Kefferna ve Lazkiye bölgelerinde hakim olan, Esad'a ve onun destekçilerine karşı Suriye halkını savunan bir yapıyız. Güçlerimizin hepsi de Suriye'nin çocukları, bu toprağın insanı, aramızda yabancı yok.
Şimdi sizin gibi gruplar, düzensiz ordular var. Cenevre'de Suriye'de akan kanın durması için bir çaba var. Cenevre görüşmelerinden ne bekliyorsunuz?
Cenevre'den açıkçası bir şey beklemiyoruz. Çatışmalar hiçbir zaman bitmeyecek. Ancak bildiğimiz şu bizim için hiçbir şey değişmeyecek.
Suriye'de kimlerle çarpışıyorsunuz?
Beşar Esad ve Suriye direnişine karşı çıkan herkes bizim düşmanımız. Nizam yani Esad'ın güçleri. İran ve Rusya, Beşar Esad'ın projesinin daimi temsilcileri. IŞİD, Nusra, Hizbul Cellad dediğimiz Hasan Nasrallah'ın askerleri olan Hizbullah, Irak ve Yemen şiileri. Hatta Kuzey Koreliler. Tepemizde dolanan, bomba yağdıran uçak pilotları Koreli. Mücahidlerin rehin aldıkları Koreliler var.
IŞİD nasıl bir yapı? Türkiye'den bakıldığında hep kafa kesen ama aynı zamanda Esad'a karşı mücadele ettiği algısı oluşturulan insanlar var.
Dünyada hep yanlış bir algı var. Bir kere bizimle IŞİD ya da El Nusra'nın dolayısıyla El Kaide'nin herhangi bir bağı yok. Olamaz da. Çünkü onlar bizi tekfirci, kafir gibi gösteriyor. Kendilerinin cihad ettiğine bizim ise küfre düştüğümüze inanıyor ve saflarındaki insanları da buna ikna ediyor. Şunu bilmek lazım Bağdadi'nin sorumluluğundaki IŞİD İran ve Esad tarafından kurulmuş bir yapı. Bütün icraatları da onların lehine. Çünkü bunlar insanları kesiyor, katlediyor, mallara el koyuyor. Sonra da görüntüleri servis edip, “Bakın İslam nasılmış, bakın işte Mücahidler böyledir” diyerek dünyaya duyurmak istiyor. İran da İslamı kendilerinin temsil ettiğini göstermek, güya bu kafa kesen insanlara karşı mücadele ederek kendini temize çıkarmak istiyor. Onlar “katillerle çarpıştıkları” algısı oluşturuyor. Kasten kurulmuş bir yapı. Bizim saflarımızda çarpışan askerleri aldıkları zaman bir esir muamelesi yapmıyorlar; çoğunun kılıçla kafasını kesiyorlar, bazılarına elektrikli işkence yapıyorlar, son zamanlarda diri diri ateşe atıp görüntülerini çekiyorlar. Sonra da o görüntüleri bize gönderiyorlar. Gözdağı vermek istiyorlar. Bu nasıl Müslümanlık?
Suriye'de El Kaide var mı?
Cephetül Nusra burada El Kaide olarak çarpışıyor. Ama şunu bilmek lazım El Kaide ancak Cephetül Nusra'dır. Devle tamamen İran'a bağlıdır. Zevahiri Devle'nin El Kaide'den ayrıldığını da söyledi. IŞİD'in lideri Bağdadi ile Zevahiri arasında hilafet var. Bağdadi, Rusya ve İran işbirliği içinde olduğundan ayrıldılar.
Silahları nereden alıyorsunuz?
İlk zamanlar bazı islam ülkelerinden destek aldık. Son dönemde destek yok artık. İran ve Rusya bölgeye, rejime destek veriyor. Biz de silah depolarını basıyoruz.
Türkiye'de bir TIR tartışmasıdır gidiyor. Silah yüklü TIR'ların Suriye'ye geldiği söyleniyor. Size kaç TIR geldi?
Türkiye'nin TIR'larından un ve gıda maddesi çıkıyor. Keşke o TIR'lardan silah çıksaydı. Ne iyi olurdu. O zaman savaşın şekli böyle mi olurdu? Türkiye'nin buraya silah yardımı yaptığını söyleyenler Rusya'ya, İran'a ve Lübnan'a niye bakmıyor? Onlar üstelik inkâr da etmiyor. Açıkça destek verdiklerini her ortamda söylüyor. Türkiye'deki Müslümanlar bize destek çıktı. Kapılarını sonuna kadar açtı. Biz onların istediği zamanda ve istediği gibi ölmediğimiz, insani destek gördüğümüz için Türkiye'yi zorda bırakmak istiyorlar.
Rusya ve diğer ülkelerin “Esad giderse yerine kimi koyacağız. Öyle bir isim yok” şeklinde çıkışları var. Sizin aklınızda bir isim var mı?
Suriye halkı buna karar verecek olursa o isim bulunur, biz kendi aramızda belirleriz. Eğer karar bizimse kolay ama dışarıdakiler bir isim arıyorsa onu bilemeyiz.
Sizin kadar destek vereni olmadı
Arap ülkelerinin tavrını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Bazı Arap ülkelerinin desteği var. Katar ve Suud'dan destek aldık bunu inkâr edemeyiz. Ancak istediğimiz düzeyde değil. Mısır bir ara çok destek oluyordu. Ancak Mursi'nin devrilmesiyle birlikte bu destekten mahrum olduk. Biz bu süreçte Türkiye kadar manevi destek vereni görmedik. Suriye-Türkiye halklarının ne kadar sıkı kardeşlik bağı ile bağlandığını gördük. Üstelik Türkiye bizim gibi Arap milletinden de değil. Türkiye bizim içimizde öyle bir iz bıraktı ki Allah razı olsun her zaman bizimle. Efendimiz muhacirlere “Habeş'e gidin” dediğinde Müslümanlar Necaşi'nin yanına gitmişti. Biz Erdoğan'ın duruşunu Necaşi'ye benzetiyoruz. Türkiye halkı da o muhacirlere kucak açan Ensar gibi. Bu direniş bize gösterdi ki Türkiye-Suriye halkı yok ortada tek halk var.
Suriye'de 1020 örgütten bahsediliyor. Bu kadar fazla direniş örgütünün olmasının sebebi fikir ayrılığı mı?
İç savaş başladığı dönemde ferdi yardımların da devletlerin yardımları da kim geldiyse ona verildi. Baştan tek bir sandıkta toplanmış olsaydı böyle olmayacaktı. Aynı zamanda bu kadar bölük pörçük olmasının sebebi siyasidir. Çünkü ayrı ayrı olduğunda tek bir karar alınamayacak.
“Esad'ın askerleri, Avrupalılar, Iraklılar, İranlılar, Kuveytliler, Fransızlar, Suudiler hatta Koreliler bile var elimizde.”
Elinizde ne kadar esir var, Avrupalıların bu çatışmalarda yer aldığı söyleniyor. Aldıklarınızı ne yapıyorsunuz. Elinizde hangi ülkelerin vatandaşı var?
Esir sayısı oldukça fazla, hapishaneler ağzına kadar dolu. Esirleri mahkemelere çıkarıyoruz, mahkeme kararına göre davranıyoruz. Açıkça söyleyelim Müslüman kanı akıtanlara hayat hakkı tanımıyoruz. Bizde esirler olduğu gibi Esad'ın elinde de var. Elimizde Beşar'ın askerleri, Avrupalılar, Hizbullah, Irak ve İran vatandaşları, Kuveytliler, Fransızlar, Suudiler hatta Koreliler var. Çeşitli ırklardan insanlar... Biz Avrupalıları ve devleden (IŞİD) savaşıp bize esir düşenleri konsolosluklar ve aracılar vasıtasıyla ülkelerine geri gönderiyoruz. Esad'ın askerlerinden bazıların takas için tutuyoruz. Bir kısmını mahkeme suçsuz buldu serbest bıraktık. Fakat Esad'ın 10 askeri şu an benim yanımda. Geri hizmetlerde mutfakta, araç tamirinde çalışıyor. Hatta bunlardan birkaç tanesi de Hıristiyan. Gitmek istemiyorlar.
Çarpışanlar arasında kadın var mı?
IŞİD'in içerisinde var. Büyük çoğunluğu geri cephede. Ancak canlı bombalar var. Onların durumu farklı. Kontrol noktalarında kendilerini patlatıyorlar. Bu kadınlar fuhuşa karışmış. Onlara “Siz çok büyük günaha girdiniz. Ancak cihad ederek bu büyük günahtan kurtulursunuz” diye telkinde bulunuyorlar. Kadınlar da bomba yüklü yeleği giyinip araziye çıkıyorlar. Geçenlerde bir Yemenli kadın kontrol noktasında kendini bu şekilde patlattı.
Esad'ın yanında çarpışan dışarıdan gelen paralı asker var mı?
Onun bütün askerleri paralı zaten. Hizbullah, Koreliler, Yemenliler , Kuzey Afrika'dan gelenler, Ruslar yine öyle. Yabancıların hepsi bir bedel karşılığında burada. Şebbiha askerleri ise 15-30 bin Suri arasında para alıyor.
IŞİD nerelerde hakim?
Rakka'da Halep'te, İdlip'te Hama'da, Meskene, Minbiç ve Cerablus'ta yoğunluktalar. Aldıkları yerleri hemen Esad'a devrediyorlar.
İnfaz görüntüleri, tecavüzler var bu ne zaman bitecek. Bütün dünya bu görüntüleri konuşuyor. 12 dakikada bir kişi ölüyor. Suriye bu tablodan ne zaman kurtulacak?
Ancak Esad'ın düşmesiyle biter; Bu da ya bizim yaptığımız gibi silahlı mücadeleyle (ki yardım gelmesi lazım) ya da dışarıdan siyasi veya askeri müdahale ile olabilir.
TÜRKİYE İSLAM BAŞKENTİDİR
Dış güçlerin askeri müdahalesini, hatta Cenevre'de gündeme gelen aralarında Türkiye ve İran'ın da olduğu Suriye'ye barış gücü askeri girmesine nasıl bakıyorsunuz?
Dışarıdan askeri müdahaleye karşıyız. Lojistik ve silah desteği istiyoruz. Beşar Esad'a siyasi olarak baskı istiyoruz. Silah ve maddi yardım alabilirsek Esad'a nasıl galip geleceğimizi göreceksiniz. Esad düşerse zaten barış gücü askerine ihtiyaç olmaz.
Size rejim başta olmak üzere bazı ülkeler terörist diyor. Siz terörist misiniz?
Kim diyor bunu? Rusya mı, İran mı, Çin mi, Esad mı? Suriye içerisinde kimin direnişçi kimin terörist olduğu herkesin icraatından belli. Uçaklarla masum insanlara bomba yağdıran, ya da kiralık terör grupları besleyen biz miyiz? Esad ve yandaşlarının bizi terörist gösterme çabaları propaganda. Sadece onlar bize terörist diyorlar zaten.
Dünyaya bir mesajınız olacak mı?
Türkiye'ye teşekkür ediyoruz. Bize evlerini, hastanelerini açtı. Aşını ikiye böldü, imkanlarını zorladı. İçimizdeki bazı kötü insanların yapmış olduğu davranışlardan ya da bizden kaynaklanan olumsuzluklardan dolayı özür diliyoruz. Sizleri çok zor durumlara düşürdük. Hakkınızı helal edin. Türkiye bizim için imparatorluktur. İslam başkentidir.
ENKAZDAN HAYATA DÖNÜŞ
Halep'te, Esad güçlerinin füze saldırısı sonrasında birçok ev enkaz yığınına döndü. 14 aylık Gina Halil isimli kız, molozların arasından böyle kurtarıldı. 5 kız kardeşi kurtulan küçük Gina'nın annesi saldırıda öldü, on yaşındaki ablası ise kayıp...
Türkiye Gazetesi
SON VİDEO HABER
Haber Ara