Dolar

34,8648

Euro

36,6754

Altın

3.047,70

Bist

10.058,47

Özgür-Der: Hüda-Par'a saldırıyı kınıyoruz!

Özgür-Der Diyarbakır Şubesi, PKK’lilerin son Hüda-Par saldırısı üzerine bir açıklama yaptı. Saldırının kınandığı açıklamada ayrıca PKK’nin saldırgan ve totaliter zihniyetine dikkat çekilerek şu cümlelere yer verildi:

12 Yıl Önce Güncellendi

2014-01-31 10:53:15

Özgür-Der: Hüda-Par'a saldırıyı kınıyoruz!

“Totaliter ve baskıcı bir karaktere sahip bu saldırgan zihniyet, bölgede adeta tek parti hegemonyası kurmaya çalışmakta ve gelişen gündemlere ve süreçlere bağlı olarak hassaten dini duyarlılığa sahip kişi ve kurumlara sistematik biçimde saldırmaktadır. Ne gariptir ki, bu tahammülsüz ve saldırgan zihniyete sahip çevreler, on yıllardır devletin ırkçı, inkârcı, baskıcı tutumundan, halkın örgütlenme, düşünceyi ifade etme gibi özgürlük alanlarının kısıtlanmasından şikâyet etmişlerdir. Ve şimdi kendileri, her fırsatta, başta mütedeyyin kesim olmak üzere onlar gibi düşünmeyen herkesi militarist bir tutumla baskı altına almaya ve susturmaya çalışmaktalar.”

Açıklamanın Tam Metni:

Hür Dava Partisi Heyetine Lice’de Yapılan Saldırıyı Kınıyoruz!

31 Ocak 2014

30 Ocak günü akşam saatlerinde Diyarbakır'ın Lice ilçesinde seçim çalışması yürüten Hüda-Par heyeti, PKK’ye yakın kişilerin taşlı, sopalı ve bıçaklı saldırısına uğradı. Olayda 16 kişi çeşitli yerlerinden yaralandı, Hüda-Par konvoyuna ait dört araçtan üçü tahrip edilip biri de ateşe verildi. Bilindiği gibi PKK'ye yakın yapıların dini duyarlılığı olan kuruluşlara yönelik saldırıları yeni yaşanan bir durum değildir. Özellikle seçim süreciyle birlikte Hüda-Par’a yönelik bu saldırılar giderek artmaktadır. Kurulduğu günden beri birçok yerde Hüda-Par bürolarına saldırılmaktadır ve PKK’ye yakın kesimler tarafından bu saldırılar üstlenilmektedir.

Hatırlanacağı üzere geçtiğimiz günlerde AK Parti Van Büyükşehir Belediye Başkan adayı Osman Gülaçar da seçim çalışmaları çerçevesinde Van esnafını ziyaret ettiği bir sırada, aynı kesimlerce sözlü ve taşlı saldırıya maruz kalmıştı. Daha evvel de Kürdistan'da faaliyet gösteren STK'lar, yurtlar, dershaneler, parti binaları ve şahıslar bu saldırılara maruz kalmış, hatta can kayıpları yaşanmıştı. Totaliter ve baskıcı bir karaktere sahip bu saldırgan zihniyet, bölgede adeta tek parti hegemonyası kurmaya çalışmakta ve gelişen gündemlere ve süreçlere bağlı olarak hassaten dini duyarlılığa sahip kişi ve kurumlara sistematik biçimde saldırmaktadır. Ne gariptir ki, bu tahammülsüz ve saldırgan zihniyete sahip çevreler, on yıllardır devletin ırkçı, inkârcı, baskıcı tutumundan, halkın örgütlenme, düşünceyi ifade etme gibi özgürlük alanlarının kısıtlanmasından şikâyet etmişlerdir. Ve şimdi kendileri, her fırsatta, başta mütedeyyin kesim olmak üzere onlar gibi düşünmeyen herkesi militarist bir tutumla baskı altına almaya ve susturmaya çalışmaktalar.

Geçtiğimiz günlerde MHP Esenyurt binasının açılışı sırasında yaşanan saldırı sonucu bir kişinin hayatını kaybetmesinin hemen ardından MHP’ye başsağlığı ve geçmiş olsun dileklerinde bulunan ve saldırıyla hiçbir ilgileri olmadığını açıkça deklare etme ihtiyacı duyan BDP yetkilileri, konu İslami duyarlılığa sahip kurum ve kişilere yönelen şiddet olunca üç maymunu oynayarak açık bir tutarsızlık içine gömülmekteler. Tam da bu noktada, bugüne dek hiçbir saldırıyı kınamayan, açıklamada bulunmayan, çoğu zaman suskun kalan ve hatta sık sık teşvik edici açıklamalarda bulunan BDP yetkililerinin bu tavrının saldırgan zihniyete çanak tuttuğunu belirtmek gerekir. Bir de PKK medyasının ve BDP’li kimi siyasetçilerin yaşanan hemen her olayın ardından dezenformasyonlara başvurarak saldırıya uğrayanları saldırganlıkla suçlaması gibi çarpıtmaların da bu şiddeti teşvik ettiğini hatırlatmak gerekir. Bununla beraber çok geniş imkânlara sahip olan kolluğun ve yargının, bugüne dek ne Hüda-Par’a ne de İslami STK’lara yönelik sayısız saldırının faillerini tespit etmemesi, benzer saldırıların önüne geçecek tedbirleri almaması da bu şiddetin tırmanarak devam etmesinin önemli nedenleri arasındadır ve oldukça çarpıcı bir durumdur.

Bizler Özgür-Der Diyarbakır Şubesi olarak öncelikle bu saldırılarda yaralananlara, mağdur olanlara ve Hüda-Par yetkililerine geçmiş olsun diyor, çözüm süreciyle sağlanan toplumsal huzuru bozmayı hedefleyen saldırgan zihniyeti şiddetle kınıyoruz. Baskıcı yollarla muhaliflerini sindirmeye yeltenenlerin, farklı görüşlere tahammül etmeyerek hayat hakkı tanımayanların savundukları tezlerin temelsiz olduğunu, militarist tahakkümü savunanların Kürt halkına verebileceği hiç bir şey bulunmadığını bu vesileyle bir kez daha vurguluyoruz. Bu saldırıların bir daha tekrarlanmaması için şiddetin çözüm olmadığını savunan STK’ların, kanaat önderlerinin ve bölgenin aktörlerinin acilen devreye girerek saldırganlara “dur” demelerinin ve sorumluluklarının gereğini yerine getirmelerinin önemini bir kez daha hatırlatıyoruz.

Murat KOÇ

Özgür-Der Diyarbakır Şube Başkanı
SON VİDEO HABER

Kassam, İsrail askerlerini araçlarıyla birlikte imha etti

Haber Ara