Babacan dövizdeki yükselişi yorumladı
Başbakan Yardımcısı Ali Babacan: 'Piyasalardaki hareketlilik geçici'
12 Yıl Önce Güncellendi
2014-01-24 12:07:03
Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Davos'ta CNBCe Genel Yayın Yönetmeni Servet Yıldırım'ın sorularını yanıtladı.
İşte o röportajdan öne çıkanlar;
- Kurun seviyesi 2.31’e yakın. Bu seviyelerde kalması ekonomiye olası etkileri ne olur?
Uluslararası piyasalardaki gelişmelerin oldukça etkili olduğunu görmek lazım. Sadece Türkiye'de değil Rusya, Latin Amerika gibi pek çok ülkede benzer hareketler görüldü. Uluslararası konjonktürle paralel hareketler mi var yoksa sadece bize özel hareketler mi var bunu ayrı ayrı değerlendirmek lazım. Aslında geçen sene Ocak-Şubat ayına baktığımızda biz o zamanlardan itibaren 2013 hatta 2014 yılının dikkatli izlenmesi gereken yıllar olduğundan bahsetmiştik. Biz aslında 2013 programımızı hazırlarken 2014 sonrasıyla ilgili programlarımızı hazırlarken bu yeni konjonktürü dikkate alarak hazırladık. Bir miktar piyasalarda hareketlilik olması normal böyle bir konjonktürde. Tabi buna bir de bizim kendi iç siyasi gelişmelerimizde eklendiği zaman biz Türkiye'de bu hareketliliği biraz daha fazla hissediyoruz. Ekonominin temelinde istikrar ve güven kavramları var.
Bunlar sapasağlam yerinde durduğu sürece hiçbir şey olmaz. ama istikrar konusunda soru işaretleri olutluğunda bunun etkisini hemen görüyoruz. Şu anda dünya ekonomisi likiditenin çok bol olduğu bir dönemden yavaş yavaş likiditenin artış hızının düşeceği bir döneme giriyor. Bugün Amerikan merkez bankasının yeni faiz politikası Amerikan hazinesinin kendi borçlanma faizlerini dahi arttırdı. Geçen sene Mayıs’ta Amerikan hazinesi 10 vadeyle yüzde 1.7 ile borçlanıyordu bugün neredeyse yüzde 3’le borçlanıyor. Dolayısıyla bütün dünyada hareketlilik var bizde de var. Yeni HSYK yasası başta olmak üzere daha sonra çıkaracağımız bazı yasal düzenlemeler ve idari tedbirlerle bu risk algılamasını bir an önce minimuma indirmemiz gerekiyor. Piyasalardaki bu hareketliliği geçici görmek lazım.
Eski dönemden yeni dönem geçiyoruz bir de Türkiye'deki gelişmeler üstüne eklenince bir tür heyecana sebep oluyor. Belki 1994’te, 2001’de Türkiye'nin zor dönemlerinde kur ekonomin geneliyle alakalı çok daha önemli bir unsurdu. O dönemlerde kur arttığında hemen devletin borcu artıyordu. Kur arttığında hemen bankaların bilançosu tahrip görüyordu. Bugün öyle bir durum yok. Hem kamu finansmanı hem de bankaların bilançosu kur hareketlerine karşı önemli ölçüde korunaklı durumda. Halkımızın da bankalara olan borcu hep Türk lirası. Dolayısıyla burada şirketlerimizin döviz borcu var. Bu geçici bir hareketlilik.
-Bu geçici dönemlerde nasıl bir reaksiyon verilebilir? Faiz enstrümanı veya başka ne kullanılabilir?
Merkez bankamızın yaptığı veya yapacağız açıklamalara dikkat etmek lazım. Onun dışından gelecek her türlü yoruma her türlü açıklamaya ihtiyatla yaklaşmak lazım. Hazine müsteşarlığımızın bu konuda yetkinliği vardır. Onlar da dikkate ederseniz hiç konuşmazlar. Kuşkusuz bütün kurumlarımız aralarında iletişimi oluştururlar. Merkez Bankası neyi ne gün nasıl yapacağına karar verir ve kendi para politikaları çerçevesinde oluşur.
Uluslararası yatırımcılar Türkiye'den çıkış yapmadı, fiyatlarda düşüş oldu, net kaybı yaşandı, ama sermaye kaybı olmadı. Çünkü Türkiye'nin uzun vadesine güveniyorlar. Gelişmekte olan bir ekonomi için kendi yerel para biriminin uzun vadede değerlenmesi çok normal. Kısa vadede inişler çıkışlar olabilir. Türkiye'nin uzun vadede istikararına güvenen bundan istifade eder mutlaka.
Kurun seviyesiyle ilgili bugüne dek hiç yorum yapmadım, yapmam da. Biz bunu ilk kez yaşamıyoruz, 2006'da yaşadık, 2009'da yaşadık. 2006 yaşanan hareketliliği kimse hatırlamıyor. Ama sonra düzeldi. Türkiye bunların hepsini aşacaktır. Biz yoğun bir şekilde çaba gösteriyoruz. Bir hukuk devleti olduğumuzu her an ortaya koymamız lazım. Bizim için AB normları esastır.
Türbülansa girildiğinde yolcular heyecanlanır ama kokpitte işini bilen kaptanlar varsa yolcular huzur ve güven içersinde hedefe varır. Hareketliliğe rağmen ekonomimiz son derece dayanıklı. Net borcumuz yüzde 15'e düşmüş, bütçe açığımız yüzde 1.01. Zamanında alınan tedbirler çok önemli oluyor. Herkesin içi rahat olsun.
Son 7-8 aydır uluslararası basın Türkiye'yle ilgili çok fazla olumsuz yayın yapıyor. Mayıs ayına kadar da tam tersine bir tablo vardı. Uluslararası basının Türkiye'yi negatif işlemesi Türkiye'yi buradan takip edenleri negatif etkilemiş, ama Türkiye'yi yakında tanıyanlar olayı çözmüş.
SON VİDEO HABER
Haber Ara