Dolar

34,9530

Euro

36,6303

Altın

3.015,58

Bist

10.017,36

Başbakan Erdoğan'dan flaş AB açıklaması

Başbakan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Avrupa Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso ve Avrupa Konseyi Başkanı Herman Van Rompuy ile Brüksel'de ortak basın toplantısı düzenledi.

12 Yıl Önce Güncellendi

2014-01-21 15:55:03

Başbakan Erdoğan'dan flaş AB açıklaması


5 yıl aradan sonra ilk kez Brüksel'e ziyarette bulunan Başbakan Erdoğan'ın görüşmelerine AK Parti-Cemaat savaşı damga vurdu.

Erdoğan, Avrupa Komisyonu başkanı Jose Manuel Barroso ve Avrupa Konseyi Başkanı Herman Van Rompuy'la yaptığı basına kapalı görüşmede 17 Aralık operasyon sonrası yaşananları detaylarını anlattı, AB'ye sorunun 'hukukun üstünlüğü ve erkler ayrılığı ilkesi çerçevesinde çözüleceği' garantisi verdi.

Görüşme sonrası 3 lider basının karşısına çıktı. İlk sözü alan Rompoy ve Barroso'dan hükümet destek geldi.

Barroso, "Başbakan bize güvence verdi" derken, Rompoy,"Biz burada siyasi analiz yapmayız. Bu Türkiye'nin iç meselesi, biz sonuçları değerlendiririz" dedi.

Basın toplantısından satırbaşları şöyle:

BAROSSO:

Suriye'deki trajedi konusunda acil bir çalışma yapılması gerektiğini konuştuk. Erdoğan, gelecek konusunda çok ortak görüşler dile getirdik. Sayın Başbakan bu müzakerelerin devamı konusunda kararlılığını dile getirdi.

ERDOĞAN:

Türkiye'nin AB ile ilişkileri konusunda her zaman samimi olduk, olmaya devam ediyoruz. Bütün gayretlerimize, iyi niyetli çabalarımıza rağmen AB ile müzakerede 3.5 yıllık durgunluk meydana geldi. Geçen kasım ayında yeni bir fasıl müzakereye açıldı. Aralık ayında vize muafiyeti çalışmaları başladı.

Bu önemli gelişmeler Türkiye-AB ilişkilerindeki canlanmayı işaret etmektedir. Brüksel'e uzun süreden sonra yaptığım bu ziyaretin bu dönemde gerçekleşmesi ve karşılıklı beklentilerin dile getirilmesi bakımından çok yararlı olmuştur.

Burada altını çizmem gereken bir konu var. Tam 51 yıldır devam eden bu ilişkinin, tam üyelik hedefinde süratle ilerlemesni bekliyoruz.

AB, Son birkaç yıldan bu yana yaşanan ekonomik krizden olumsuz etkilenmiştir. Yaşanan ekonomik kriz Türkiye-AB işbirliğinin ne kadar önemli oldunu gözler önüne sermiştir.

SURİYE'DEKİ GÖRÜNTÜLER

Dün televizyonlara düşen 55 bin karenin özetlendiği o görüntüler soykırımın ne denli ağır bir noktada olduğunu göstermiştir. Cenevre 2 'yi çok önemsediğimi ifade etmek isterim. İnsanlığın harekete geçmesi, Suriye için atılması gereken adımların atılması gerektiğini Brüksel'den bir kez daha dile getiriyorum

Türkiye'ye gelen sığınmacılra her türlü desteği veriyorum. 2 milyar dolarlık harcama yapmış durumdayız ve bundan vazgeçmeyeceğiz.

Bize uluslararası camiadan gelen yardım 130 milyon dolardır. Bu da duyarlılığın ne boyutta olduğunun göstergesidir.

BM'nin özellikle de BMGK daha kararlı olmasını bekliyoruz.

KIBRIS SORUNU

Bizler Türkiye olarak her türlü olumlu adımın atılması konusunda kararlıyız. Garantör ülke olarak yapmamız gerekenleri şuana kadar yaptık ve yapacağız. KKTC cumhurbaşkanıyla 4 gün önce konuştuk ve olumlu tavırın devamı konusunda telkinlerimizi yaptık.

Bu konuda olumlu adımlar atılacak olursa Kıbrıs'ta her iki halkın kendi menfaatleri çıkarına bir kazanımı hep birlikte görebilirizb

Müstakbel tam üye olarak, AB'nin her alandaki rekabet gücüne katkı sağlayacağımızı biliyoruz. AB'nin yük olmak için değil , yük almak için girmek istediğimizi defaatle ilettik.

Vatandaşlarımıza vize muafiyeti konusunda çalışmalara verdiğimiz önemi yeniden ilettik.

KUVVETLER AYRILIĞI

Demokratik ülkelerinin hiçbirinin kuvvetler ayrılığı konusunda sorunu yoktur, demokratik ülkeler hukukun üstünlüğü konusunda bir problemi yoktur. Yargının bağımsızlığı derken, yargı bağımsızlığını tarafsızlık ilkesinden saparak kullanırsa orada sıkıntılar doğar.

Bu tarafsızlığı ve bağımsızlığı bir kurala bağlamak yasamanınn görevidir. Biz demokratik bir hukuk devletinden yanayız. Halkın iradesinden daha üstün bir güc kabul etmiyoruz.

SORU-CEVAP

Merkez Bankası faizleri yükselmeme kararı aldı. Para birimimin değerinin değişmesine rağmen. Bu siyasi bir baskı sorucu verildiği eleştirilerine ne diyorsunuz?

Üyelik görüşmeleri ilerlediğini söylediniz ama tam üyelik konusunda bir şey duymadık. İmtiyazlı ortaklık mı sürdürülecek.

ERDOĞAN:
Merkez Bankası bağımsız bir kurumdur. Benim alanım ekonomidir. Merkez Bankası'nın kararını doğru buluyorum ve kendilerine tebrik ediyorum.

ROMPUY: Geçen yıl tekrar bir ivme kazandırdık üyelik görüşmelerine. 2010'dan bu yana ilk kez bir başlık açıldı. Bu hem AB'nin hem de Türkiye'nin çıkarınadır. Hedef, nihai hedef konusunda şunu hatırlatmak isterim. Hedefin daima üyelik olduğunu belirtir.

Suriye'yle ilgili yayınlanan fotoğraflar her hangi bir şekilde Cenevre 2 sürecini etkiler mi? HSYK düzenlemeleri konusunda AB'nin kaygılarını giderebildiniz mi?

ERDOĞAN: Cenevre 2'deki beklentilerimizi olumlu istikamette etkilemesini bekliyoruz. Siyasilerin görevlerimizin yerine getirmemesinin bir ifadesi olur. Burada her hangi bir adım atılmayacaksa ne zaman adım atılacak diye insana sorarlar. BM teşkilatının bu işi çok daha farklı ele almasının gereğine inanıyorum. Atılması gereken adımları bize artık sormamalı gelir. Beşşar giderse kim gelecek sorusundan bıktık. Demokrasiye inanan kimse böyle bir soru sormaz. Beşşar giderse halk iktidara gelecektir. Çok partili döneme geçip halk kimi isterse onu iktidara getirecek. Bundan daha kötü bir Suriye düşünülemez. 150 bin kişi ölmüş.. Daha ne olacak.

HSYK konusunda gerekli değişiklikler komisyonda yapıldı.

ROMPUY: Suriye konusunda bu sabah binlerce fotoğraf konusunda bilgi aldık. Her türlü insanı şoke edecek mahiyete sahip bir fotoğraf. Bu bir kez daha korkunçlukarı teyit ediyor. Öylesine korkunç şeyler ki bunlar... Kimyasal saldırı oldu, binlerce insan ülkeden gitti. Salgın hastalıklar başgösterdi. Gerçek bir insani trajedi yaşanıyor. Eger gerçekten bu fotoğraflar gerçekse düşündüklerimiz teyit ediyor. Müzakerelerin sonuç vermesini istiyorum. Cenevre 1 anlaşması önemlidir. Rejim dışında unsurlardan oluşan bir geciş hükümeti kurulmalıdır.

Sayın Erdoğan'ın söylediği gibi daha fazla kanıta ihtiyacımız yok.

Türkiye'deki düzenlemeler konusunda yakın diyalogumuz sürüyor. Yapılan güzel şeyler var tabi daha güzel şeyler olmalıdır.

Polis ve savcıların görevden alınmasına AB'den ciddi eleştiriler yapıldı. Başbakan Brüksel'e gelmeden önce delillerle geleceğini söyledi. Türk tarafının pozisyonu AB'yi ikna etti mi? Son gelişmeler ilişkileri zedeledi mi?

BARROSSO: Çok samimi bir görüşme oldu. Bu sorunların çözümü hukukun üstünlüğüne ve erklerin ayrımına dayanmalıdır diye uyardık. Tarafsızlık konusundaki endişeler AB standartları içinde çözümlenmelidir. Hem kendisinin niyeti hem de ülkenin niyeti bu ilkelerin tam uygunluk çerçevesinde bu adımların atılacağı çerçevesinde.

17 Aralık'tan bu yana yaşananları değerlendirdiniz. Başbakan bir komplo olduğunu söyledi, siz buna inandınız mı?

Meclis'te bu hafta tartışılan bir taslak var. Tahkikat sisteminden sorumlu bir bakan olacakmış bu uygun mudur?

ROMPOY: İçeride bir şey konuşuyoruz, dışarıda başka bir şey söylüyormuşuz gibi birşey yok. Biz kendi analizimizi yapacağız. Müzakere çerçevesined ne yapmamız gerektiğini analiz edeceğiz. Biz kaygılarımızı dile getirdik. Üyelikten sorumlu komiserde türkiyedeki muhadilleriyle sürekli iletişim halinde. Eğer bu ilkelere uyulmadığı tespit edilirse rapor edilir. Ama biz burada siyasi bir analiz yapamayız. Biz sonucu izler bu konuda görüş bildiririz.

ERDOĞAN: Tahkikat bakanlığı diye bir şey sözkonusu değil. TBMM'de ve komisyonumuzda böyle bir konuşma yapılmadı. Kuvvetler ayrılığı konusunda görüşlerimizi söyledim. Kuvvetlerin birbirine müdahalesi de sözkonusu olmaz. Kuvvetler müdahale ediyorsa orada sorum vardır.

Bazı durumlarda fitne fesat içine girebilirler. 10 yıl önceki Türkiye'den çok farklı bir türikye var. Şuanda enflasyonda, faiz oranlarında çok farklı bir konuma gelmiştir. Türkiye dünyanın 18'nci büyük ekonomisidir. Bundan rahatsız olanların olumsuz girişimleri vardır.


Haber Ara