Eyüp Can'ın Radikal gazetesindeki "İHH ile El Kaide'nin ne alakası var?" başlıklı (15 Ocak 2014) yazısının bir kısmı şöyle:
İyi ama El Kaide ile İHH’nin ne alakası var?
Biri tüm dünyada terör örgütü olarak kabul edilen, son dönemde Suriye’de her tarafı kana bulayan eli kanlı kirli bir yapı, diğeri ise son yıllarda Suriye’de aktif bir rol oynayan bir yardım vakfı.
İnsan o zaman soruyor: Ne alaka?
(...)
Emniyete göre vakfın Kilis ofisinde çalışan bir işçinin El Kaide ile bağı var.
Fakat vakıf yöneticileri itiraz ediyor: “Madem öyle gidip o kişiyi ev adresinden alın ve sorgulayın…”
Ama olmaz, işin içine illa İHH ofisi de katılacak!
Avukatlar beklenmeden ofiste arama yapılacak…
Vakıf yöneticileri dün bir basın toplantısı yaptı.
Ve “Bu, bir algı operasyonu” diyerek isyan etti.
Şimdi eğer tablo buysa haksızlar mı?
Yazının tamamını okumak için tıklayınız...
Nihal Bengisu Karaca'nın Habertürk gazetesindeki "Ama kardeşim sen çoktan gitmişsin" başlıklı (15 Ocak 2014) yazısının bir kısmı şöyle:
İHH bürolarına düzenlenen polis baskınlarının anlamını söyler misin? Bak, İHH Arakan için yardım topladıysa bunu gidip Arakanlılara teslim eder. Bilmem kaç ülkede binlerce yetimi doyurmuş, üzerine bir battaniye örtmüş bir kuruluşu dünyanın nefret ettiği bir terör örgütüyle bağlantılı göstermeye çalışmak reva mıdır? Polis olmayan adamların polisiye bir gayret ve faaliyet göstererek hem de iki yıldır İHH aleyhinde dosya oluşturmaya çalıştığı söyleniyor. Bu dosyayı kimler için nereye servis etmek için hazırladıkları meçhul. Bütün bunlara Filistinli, Suriyeli, Somalili, Haitili, Vietnamlı yetimlerin gözlerine bakarak, bakmaya devam ederek verebileceğin bir yanıtın var mı?
Yazının tamamını okumak için tıklayınız...
