Orta Afrika Ruanda olmasın dikkat
İnsan Hak ve Hürriyetleri (İHH) İnsani Yardım Vakfı, Orta Afrika Cumhuriyeti'ndeki (OAC) krize ilişkin Afrika masasınca hazırlanan raporu kamuoyuyla paylaştı.
12 Yıl Önce Güncellendi
2014-01-10 01:35:01
Genel Başkanı Bülent Yıldırım, Vakfın Fatih'teki genel merkezinde, Orta Afrika Cumhuriyeti'ndeki (OAC) krize ilişkin hazırlanan raporun kamuoyuna duyurulması dolayısıyla düzenlenen toplantıda konuştu.
Yıldırım, egemen devletlerin dünyayı bir pasta olarak gördüğünü ve bu yüzden dünyanın bir savaşa doğru sürüklendiğini söyledi.
Afrika'nın uzun yıllardan beri sömürgeci devletlerin iştahını kabarttığını vurgulayan Yıldırım, Orta Afrika Cumhuriyeti, Sudan ve Darfur'da uzun zamandır bir kriz yaşanıyor. Önümüzdeki 10 yılda Müslüman Hristiyan çatışmasının yoğun olarak yaşanma ihtimali ön görüyoruz. Son zamanlarda yüzde 25'i Müslüman olan Orta Afrika'da yaşananlar bizi ürkütüyor. Müslüman, Hristiyan çatışmasının denemesi yapılıyor. Çıkan çatışmalardan sonra Fransa, Birleşmiş Milletler (BM) üzerinden Orta Afrika'ya asker gönderdi ve müdahale etti. Fransa'dan cesaret alan yerel örgütler Müslümanlara yönelik bir katliam başlattı. İnsanları diri diri timsahlara atıyorlar. Hamile kadınların karınları yarılıp çocuklar öldürülüyor. Mescitler cesetlerle dolu.
Müslümanlar da karşılık verirse, Müslüman, Hristiyan çatışması bölgede kaçınılmaz" diye konuştu.
Medeniyetler arası çatışma isteyen gruplara dur denmesi gerektiğine işaret eden Yıldırım, OAC'deki çatışmaların durdurulması için Türkiye'nin BM'yi harekete geçirmesini istedi.
Yıldırım, sömürgeci devletler açısından insanların hiç bir değerinin olmadığını ifade ederek, bu devletlerin Afrika'daki yer altı zenginlikleri için sömürgeci devletlerin kendi toprakları saydıkları Afrika topraklarına yeniden dönmeye başladıklarına dikkati çekti.
Çatışmalardan sadece Müslümanların zarar görmediğine dikkati çeken Yıldırım, "Müslümanlar Hristiyanlar iç içe yaşıyor, Bazı örgütler burada katliam yapıyor. Müslüman, Hristiyan çatışması bir tutarsa, bu her tarafa yaygınlaşır" ifadesini kullandı.
Orta Afrika'nın sesini dünyaya duyurmak ve yaşanabilecek Müslüman, Hristiyan catışmasını önlemek için OAC'ye bir heyet gönderdiklerin ve bu heyetin bir rapor hazırlandığını belirten Yıldırım, hazırlanan raporun, devletin ilgili kuruluşlarına, milletvekillerine, parti liderlerine, BM'ye, dini otoritelere ulaştıracaklarını söyledi.
DİNLER ARASI ÇATIŞMA KAPIDA
İHH Afrika Direktörü Serhat Orakçı da hazırladıkları rapor hakkında basın mensuplarına bilgi verdi. Orakçı, güvenlik nedenleri dolayısıyla küçük bir heyetle OAC'ye gittiklerini kaydederek şunları söyledi:
"Ülkedeki devlet yetkilileri, sivil toplum kuruluşları ve vatandaşlar görüşerek oradaki atmosferi anlamaya çalıştık. Ülke ciddi bir kaosun içinde. Başkent Bangui bir toplama kampını andırıyor. Başkentteki hava alanının sınırları içinde 100 bin insan yaşamaya çalışıyor. Kilise, cami, medrese gibi yerler yaşam alanına çevrilmiş. Ülkede 67 tane kamp var. Bir milyon insan evini terk etti. Ölü sayısının bildirilenin çok fazla üstünde olduğunu tahmin ediyoruz. Doktor ve ilaç sıkıntısı çok fazla. Ülkedeki şartlar dinler arasında bir çatışma dönüşmek üzere. İnsanlık adına çok geç olmadan buradaki krizin çözülmesini anlamında adımların atılması gerekiyor.
BAŞBAKAN ERDOĞAN’A MEKTUP
Orakçı, OAC Cumhurbaşkanı Michel Djotodia'nın kendilerin Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a ulaştırılmak üzere bir mektup verdiğini ve Djotodia'nın 'Türkiye'nin Somali'de üstlendiği rolü OAC'de de yerine getirmesini istediğini' söyledi.
SESSİZ KATLİAM YAŞANIYOR
Olayları yerinde gözlemlemek için OAC'ye giden Star Gazetesi muhabiri Kemal Gümüş'te ülkede sessiz bir katliam yaşandığını ve Müslümanlar açısında güvenliğin önemli bir sorun olduğunu vurguladı.
OAC'de İslam ülkelerinden gelen çok az sayıda medya mensubun çalıştığını ifada eden Gümüş, "Buraya gelenler tamamen Batılı gazeteciler. Olayları Fransa'nın tankları üzerinden takip ediyorlar. Olayların arka planını görmek için ülkenin başka bir bölgesini gittik. Girdiğimiz bir camide ağır bir kokuyla birlikte 23 kişinin cesedine rastladık. Mezarlık şehir dışında olduğu için güvenlik nedeniyle cenazeleri gömemiyorlar. Kefenleri dahi yoktu. İHH yetkililerin yardımıyla kefen bulundu ve o insanlar caminin bahçesinde gömüldüler” dedi.
Çektiği fotoğrafları basın mensuplarını gösteren Gümüş, uluslar arası medya kuruluşlarının olayları kamuoyundan doğru yansıtmamasından yakındı. OAC'nin zengin yeraltı kaynaklarına dikkat çeken Gümüş, sözlerini şöyle sürdürdü :
"Fransa askerleri ülkenin her tarafında. Ülkenin Müslüman cumhurbaşkanı çalıştırılamaz hale getirmiş. Ülkenin gelirinin yüzde 60'ı elmastan elde ediliyor. Ama tek bir Orta Afrikalı elması işleyip yurt dışına satamıyor. Bu işe girişen bir kişi ölümle tehdit edilmiş. İsrail ve Fransızlar, Orta Afrikalılara müsaade etmiyor."
Gümüş, ayrıca Fransız askerlerinin el altında Hristiyan Balaka örgütünü silahlandırdığı, olaylara sanal dini çatışma süsü verildiğini vurgulayarak, olayların bir trajediye dönüşmemesi için bir an önce müdahale edilmesini istedi.
MODEL ALDIKLARI ÜLKE TÜRKİYE
OAC İnsani Yardım Koordinatörü İbrahim Osman, Türkiye'ye ve İHH'ya ülkesinde yaptıkları çalışmalardan dolayı teşekkür etti. Yüzyıllardan beri Hristiyanların ve Müslümanların OAC'de barış içinde yaşandığına dikkati çeken Osman, "Mesele dini değil, siyasi ve ekonomik nedenlerden kaynaklanıyor. Medya savaşı körüklüyor. Tek istediğimiz barış. Türkiye, model aldığımız bir ülke. Türkiye'nin Somali'de yaptığı çalışmaları bizim ülkemizde de yapsın" ifadelerini kullandı.
Reuters'in abonelerini geçtiği haberi yalanlayan Osman, isyancı Seleka koalisyonunun mart ayında eski Devlet Başkanı François Bozize'yi devirmesinin ardından hareketin 135 üyeli Ulusal Geçiş Konseyi tarafından nisan ayında Cumhurbaşkanlığı görevine getirilen Michel Djotodia'nın istifa etmediğini kaydetti.
Basın Bildirisi
İHH’DAN ORTA AFRİKA CUMHURİYETİ KRİZ RAPORU
Son yıllarda siyasi ve ekonomik önemi artan Afrika kıtası büyük insani krizler yaşamaktadır. Güney Sudan, Darfur ve Orta Afrika Cumhuriyeti’nin içinde bulunduğu bölge yıllardır büyük insanlık dramına şahit olmaktadır. Afrika’nın en uzun iç savaşını yaşayan Güney Sudan, 2011 yılındaki bölünmeden sonra şimdilerde kabileler arası iç savaşla karşı karşıyadır. 2003 yılından beri Darfur bölgesi Afrika’nın en büyük insani krizine şahit olmaktadır. Orta Afrika Cumhuriyeti’nde son yaşanan gelişmeler de hem insani kriz hem de dinler arası çatışmayı tetiklemiştir.
Orta Afrika Cumhuriyeti son günlerde siyasi, dini ve insani bir kriz ile çalkalanmaktadır. Her üç krizin de boyutları giderek büyümekte ve ülkede işler karmaşık bir hal almaktadır. Her üç kriz de birbirini tetikleyerek çığ gibi büyürken durum son derece tehlikeli bir noktaya ilerlemektedir.
İç ve dış dinamiklerin tetiklemiş olduğu kabilesel ve dinsel çatışmalar büyük insani krizlere yol açarken Afrika içerisindeki istikrarı bozmaktadır. Ülkedeki yer altı zenginliklerine sahip olmak isteyen Fransa, devlet başkanlığına Müslüman bir ismin geçmesinden sonra ülkeyi bir Müslüman-Hıristiyan çatışması ortamına sokarak BM üzerinden müdahale hakkını elde etmiştir.
Ülkede şu an kelimenin tam anlamıyla bir iç savaş yaşanmakta ve bu dinler arası bir savaşa dönüşmüş durumdadır. Hristiyan Anti-Balaca milisleri baltalarla, palalarla ve kasap bıçaklarıyla Müslümanları katletmektedir.
Fransız askerlerinin Bangui sokaklarında operasyonlara başlamasıyla birlikte katliamlar daha da artmıştır. Fransız liderliğindeki askeri müdahale sonrasında Müslüman Seleka üyelerinin silahlarının alınması ülkedeki Hıristiyan milislerin saldırılarını artırmıştır. BM Mülteciler Yüksek Komiserliği’ne göre son bir haftada 450’si Başkent Bangui’de olmak üzere yaklaşık bin kişi yaşamını yitirirken, bir milyon kişi de göç etmek zorunda kalmıştır. Çad, Senegal ve Fildişi gibi ülkeler vatandaşlarını tahliye ederken, 2 bin Nijeryalı başkent Bangui’deki büyükelçiliklerine sığınmış durumdadır.
Orta Afrika’daki insani trajediden sonra Türkiye’den giden ilk yardım ekibi İHH İnsani Yardım Vakfı olmuştur. İHH Afrika Masası Direktörü Serhat Orakçı öncülüğünde Orta Afrika Cumhuriyetinin Başkenti Bangui’ye giden ekipler burada ihtiyaç sahibi bin 500 aileye acil ayni ve nakdi yardımda bulunmuştur.
İHH ekibi olayların başından itibaren bölgede yaptığı çalışmalar sonrası tespit ettiği ailelere un, yağ, şeker, pirinç ve nakit para yardımı yapmıştır.
OAC’de kaldığı süre içerisinde yardım çalışmalarının yanı sıra aralarında devlet başkanı Michel Djotodia’nın da bulunduğu önemli isimlerle görüşen Serhat Orakçı, ülkedeki durumu gözler önüne seren bir rapor hazırladı.
Raporda yaşanan krizin çözülmesi ve dinler arası savaşın önüne geçilmesi için acil atılması gereken adımlar özetle şöyledir:
-Uluslar arası kamuoyunun dikkati bu bölgeye çekilmeli
-Mağdur olan taraflardan biri Müslümanlar olduğu için İslam İşbirliği Teşkilatı derhal bölgeye heyet göndermeli
-Türkiye’nin ilgili devlet kuruluşları acilen bölgeye yardım faaliyetlerine başlamalı
-İslam dünyasında STK’lar derhal harekete geçmeli
-Medya organları konuya daha hassas yaklaşıp, gündeme taşımalı
Orta Afrika Cumhuriyeti Kriz Raporu için lütfen tıklayın
SON VİDEO HABER
Haber Ara