Soçi'nin meşalesini taşımak
300 metrelik mesafeyi mümkün olduğunca yavaş koşup herkese Rusça 'merhaba' diye bağırdıkça, koruma müdürü de beni ittiriyordu.
12 Yıl Önce Güncellendi
2014-01-09 08:53:42
Barçın Yinanç / Radikal
Shavarsh Karpetyan çok sayıda dünya şampiyonluğu olan bir dalgıç. 1974’te nehre yuvarlanan otobüsten çok sayıda yolcuyu suya dalarak ölümden kurtaran bu nedenle sportif hayatı etkilenecek kadar da zarar gören bir kahraman.
Karpetyan’ın hikâyesini dinleyince Soçi 2014 Kış Olimpiyatları’nın meşalesini taşıyan 14 bin kişiden biri olmak omuzlarıma biraz daha yük bindirdi. Açıkçası, yıllarca diplomasi muhabirliği yapmış biri olarak, tarihi anlara tanıklık etmişliğim çoktur. Ama Ankara gazeteciliği, hislerin devreye girmesine izin vermez; mümkün olduğunca haberleri tarafsız gözlemci sıfatıyla yazmamızı diretir. Çoğu anı insani hislerle yaşamak mümkün olmaz. Bununla birlikte bu kez haberin merkezinde biz varız; Hürriyet yazarı Yonca Tokbaş ve Ferit Keman’la Türkiye ’den Olimpik meşaleyi bizler taşıyacağız.
Ancak önemli bir misyonumuz var. Olimpiyatların mesajlarını bizi sokaklarda bekleyen Nizni Novgorod halkına iletmemiz lazım. 123 gün sürecek 65.000 kilometrelik koşunun amacı insanları mümkün olduğunca Olimpik ruha yakın hissettirmek çünkü pek çoğu için meşaleyi geçerken görmek onların Olimpiyatlarla kurabileceği en yakın bağ olacak.
İki sorun var...
Ancak ortada sorun var. Birincisi koşarken etrafımda güvenlik görevlileri olacak. Ankara günlerinden korumalarla çok mesai yapmışlığım var; ama nihayetinde birbirimizi tanırız ve hatta yurt dışında yabancı korumaların itiş kakışından Türk korumalar sayesinde korunmuşluğum var. Fakat Rus korumaları iki göz kırpmayla tavlayamayacağımı biliyorum.
İkincisi, halkla iletişim. Diyalog kurmakta üstüme yoktur ancak daha önce Ruslarla tecrübem var. Yabancılara karşı bir zırhla gezerler, ancak tanıdıktan sonra yakın davranırlar. Üstelik Soğuk Savaş döneminde ünlü yazar Maksim Gorki’nin doğduğu şehir olması sebebiyle Gorki olarak adlandırılan Nizni Novgorod 1990’a kadar yabancıların girmesine izin verilmemiş bir şehir. Neyse ki iletişim kurmakta çok zorlanmadım.
Sabah boyunca ezberlediğim Rusça ile “Türkiye’den selamlar, İstanbul ’dan selamlar” diye bağırıp durdum. Önce her birimizi meşale değişim yapılacak noktaya bıraktılar. Meşaleyi Yonca’dan almadan önce, yollara dizilenlerle selamlaşma imkanı oldu. Yonca’nın meşalesi ile benim meşalem sembolik olarak yakıldıktan sonra koşum başladı.
Tabii 300 metrelik koşuda koruma müdürüyle itişip durduk. Ben mümkün olduğunca yavaş gidip herkesi selamlayıp, göz teması kurup, Rusca “herkese merhaba” diye bağırdıkça koruma müdürü de beni ittirip durdu, “Hadi ama zamanında gitmemiz gerekiyor” diyerek. Ben onu itip halka doğru koştukça, diğer korumaların bizim itiş kakışımızla çok eğlendiğini söylemeden edemeyeceğim.
Türkiye’den geldiğimin bilinmesini istedim. Özellikle halkının çoğunluğu Müslüman olan Türkiye’den iki kadın olarak seçilmiş olmamızı çok önemsedim. Koşu bittiğinde sertifikaları alırken, mart ayındaki Antalya maratonunda ‘serebral palsi’li bir çocuğun tekerlekli sandalyesini 10 km. itmeye hazırlanan Yonca konuşmasında “İnsan hayallerinin peşinden koşmalı. Ben engelliler ve eğitime ihtiyacı olan çocuklar için koşuyorum. Umarım onların da hayalleri gerçek olur” dedi.
Rus gönüllüler ve çoğu Rusya’dan olan diğer meşale taşıyıcılarına yaptık konuşmamızı. Ben de halkının çoğunluğu Müslüman ama laik Türkiye’den geldiğimi hatırlattım. “Hem Türkiye, hem Rusya hem de tüm dünyada kadın haklarının iyileştirilmesi için çaba sarfetmiş tüm kadınları da selamladığım duygusuyla koştum” dedim. Tabii ki bizi destekleyerek hayatımızı kolaylaştıran erkekleri de unutmayıp, onlara da selam gönderdim. Konuşmamı, “Türkiye’den Rusya’nın tüm güzel insanlarına selamlarımla” diye bitirdim.
Çerkeslerin burukluğu
Ve evet; Rusya’da çok acılar çekmiş Çerkesleri de bu süreçte hatırımdan çıkarmadım; onların yaşadığı burukluğun farkındayım. Olimpiyat sürecinin, Rusya’nın belki kısa vadede olmasa da daha demokratik bir yapıya kavuşması, Moskova’nın Kafkas halklarının dertlerine, sıkıntılarına daha anlayışla yaklaşmasını sağlayacak bir döneme vesile olmasını umut etmek istiyorum.
SON VİDEO HABER
Haber Ara