HSYK'nın açıklaması Anayasa'ya aykırı
Başbakan Yardımcısı İşler, HSYK'nın Adli Kolluk açıklamasına ilişkin, 'HSYK'nın böyle bir açıklama yapması Anayasa'nın 138. maddesine de net bir şekilde aykırıdır ' dedi.
12 Yıl Önce Güncellendi
2014-01-08 12:35:48
Türkiye'nin 2002'den bugüne kadar ekonomi, ulaşım ve eğitim başta olmak üzere birçok alanda çok büyük mesafeler katettiğini belirten İşler, Türkiye'nin kapsamlı bir büyüme, gelişme ve kalkınma yaşadığını dile getirdi.
İşler, gündemde bir takım iddiaların bulunduğunu, bu iddialarla ilgili "beraatı zimmet"in asıl olduğunu ifade ederek, şunları kaydetti:
"Ancak bu iddialardaki bir şeyin altını çizmekte ben fayda görüyorum. Bu ortaya atılan iddialar varsayalım ki doğru olsa bile, bu iddialar kamu malına yönelik yolsuzluklar değildir. Yani bir takım şahıslar iş yapıyor, diğerleri de ondan menfaat elde edildiği şeklinde takdim edildiği için söylüyorum. Hani tüyü bitmemiş yetimin hakkını yedirme olayı var ya işte biz ona kesinlikle müsaade etmeyiz. İddialar eğer doğruluğu ispatlanırsa, o zaman bu bireylerin yapmış olduğu bir yanlıştır. Bunun AK Parti ile hükümetle alakası yoktur. Zaten bizde böyle bir yanlış yapan varsa AK Parti olarak biz gerekli tedbiri alırız ve gerekli cezayı da keseriz. Geçmişte de bunu yaptık. Çünkü AK Parti camiası da büyük bir camiadır. Elbette ki bu camiada da yanlış yapanlar olabilir ama genel profile baktığımız zaman, hükümetin icraatlarına baktığımız zaman, yolsuzlukla mücadele için geldik ve büyük başarılar elde ettik."
"Kabul edilebilir tavır değildir"
Cumhuriyet Savcısı Muammer Akkaş'ın adliye önünde bildiri dağıtmasına da değinen İşler, bu eylemin bir devlet görevlisine yakışmadığını ifade etti.
Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun (HSYK) devam eden bir davayla ilgili yetkisi olmadığı halde açıklama yapmasının da hoş olmadığını dile getiren İşler, "HSYK'nın durumdan vazife çıkararak, yetkisiz ve kanunsuz bir şekilde böyle bir açıklama yapması Anayasa'nın 138. maddesine de net bir şekilde aykırıdır. Böyle bir açıklama yapması kabul edilebilir bir şey değil. Adeta yeni bir vesayet girişimi, bir darbe girişimi olarak ben bunu algıladım. Bu kabul edilebilir tavır değildir" dedi.
"Bu yerel seçimde bir yerde erken genel seçim havasında olacak"
İşler, 17 Aralık benzeri yeni bir operasyonun olup olmayacağı ve sonrasında bir erken seçimin gündeme gelip gelmeyeceğin yönelik bir soru üzerine, olağanüstü bir dönemden geçildiğini ve bundan sonraki dönemde ne tür hamleler olabileceğini herkesin birlikte göreceğini söyledi.
Mevcut şartların devam etmesi halinde erken seçimin söz konusu olmayacağını belirten İşler, "Olağanüstü bir dönemden geçtiğimiz için bir takım hamleler olabilir, bu hamleler neticesinde bir takım yeni şartlar oluşabilir. Aslında ben şunu net bir şekilde söyleyebilirim; eğer bir seçim yılında olmasak, önümüzde yerel seçimler olmasaydı 30 Mart'ta bu yaşanan olaylardan sonra hiç tereddütsüz erken seçim kararı alabilirdik. Ama zaten bir seçim sathı mahalline girmiş durumdayız. Bu yerel seçimde bir yerde erken genel seçim havasında olacak. Dolayısıyla onun neticelerini bekleyip göreceğiz" diye konuştu.
İşler, Suriye'ye yardım götüren TIR'la ilgili bir soru üzerine, konuyla ilgili İçişleri ve Dışişleri Bakanlarının gerekli açıklamaları yaptıklarını bildirdi. İşler, "Orada bunun büyük bir problem haline getirilmesi de aynı zamanda başka bir operasyondu. Yani kabul edilebilir bir şey değildi. Bizim Türkiye Cumhuriyeti Devleti olarak, Milli İstihbarat Teşkilatının bir takım faaliyetlerde bulunması, yardımlar götürmesi gayet doğaldır" dedi.
"Dünyadan 'çıt' yok. Bu bir çifte standart"
Almanya'nın Hamburg şehrinde polisin olaylara sert müdahalesine karşılık nasıl bir tavır sergileneceğine ilişkin soru üzerine ise İşler, Gezi Olayları olduğu zaman Alman medyası ve diğer uluslararası medyanın Türkiye'yi kötü göstermek için saatlerce canlı yayın yaptıklarını hatırlattı. İşler, şunları kaydetti:
"Şimdi Hamburg'da benzeri olaylar var. Polisin sert müdahalesini görüyoruz, gaz kullandığını, su sıktığını, vurduğunu, dövdüğünü görüyoruz. Polislerin aralarına aldıkları göstericileri nasıl dövdüklerini görüyoruz, dünyadan 'çıt' yok. Bu bir çifte standart. Alman medyasına da buradan sesleniyorum; kendi içlerindeki bu olayları, olağanüstü hal ilan edildi Hamburg'da, neden bu konu gündeme getirilmiyor, neden dünyaya yansıtılmıyor? İşte dünyadaki, uluslararası arenadaki çifte standardı göstermesi bakımından Hamburg'da yaşananlar bence son derece önemli."
Türkiye'deki medya yönetici ve mensuplarına da çağrıda bulunan İşler, "Türkiye'deki olumsuz bir görüntüyü lütfen büyüterek bütün dünyaya sunmasınlar. Olduğu kadar. Bakın Alman medyası çok büyük olumsuz bir görüntüyü bile kamufle ediyorlar, sansürlüyorlar, dünyaya sunmama gayreti içerisinde oluyorlar ve uluslararası yayın organları da maalesef bu konuda sağır ve dilsiz konumunda kaldı" dedi.
Haber Ara