TIMETURK / HÜDAVERDİ ALLAHVERDİ
Cemaatin “Örgüt” kısmına operasyon gelecek mi, gelmeyecek mi tartışıladursun aslında şuan operasyon yapılıyor. Yapının bütün imamları deşifre ediliyor… Emniyet imamı olduğu iddia edilen “Kozanlı Ömer”in deşifresi ile birlikte yeni deşifreler yakında karşımızda olacak…
Önce şunu hemen ifade edelim…Bu ifade edeceğimizi Sabah Gazetesi Özel istihbarat Müdürü Abdurahman Şimşek A Haberde anlattı: Bu yapı Türkiye’yi beş bölgeye ayrılmış. Bu bölgeler, İstanbul, Ankara, İzmir, Gaziantep ve Erzurum olarak ayrılmış. Bu bölgelere bağlı iller oluşturulmuş… Mesele Ankara bölge İmamına bağlı 22 il bulunuyor… Bu bölgelerin nasıl ve neye göre oluşturulduğunu bilmiyoruz… İmamlarla birlikte şura üyelerinin de yakında deşifre edileceğini göreceğiz…
Her bölgenin imamı dışında birçok kurumun da imamları bulunuyor… Emniyet imamı, MİT imamı, Yargıtay İmamı, Kara Kuvvetler İmamı, Deniz Kuvvetleri İmamı, Polis Akademesi gibi bir çok kurumun imam var…
Bu bilgileri nereden mi biliyoruz. Cemaatin içerisinde yer almış ve cemaatten ayrılanlar bir nevi “ İtirafçı” gibi davranarak her şeyi anlatıyorlar… Nurettin Veren’in anlattıklarını, Kemalettin Özdemir’in anlattıkları dışında bir çok insan bugün gelinen noktada artık dayanamayarak her şeyi anlatıyorlar…Üst kurul zamanında gerçekleri anlatsaydı bugün bu noktaya gelinir miydi bunun da bu hizmete gönül verenler tarafından bir sorgulanması gerekiyor…
Başbakan Erdoğan ve AK Parti kurmayları da bir çok bilgiye haiz oldukları için Muhabbet Fedaileri ile bunların içerisine sızan ve bunlar adına iş yaptığını ifade ettiği “Örgüt” kısmını birbirinden ayırıyor ve “Örgüt” e operasyon yapılacağını ifade ediyor. Olması gereken de bu resmi HİZMET’e mahsus hizmet ayrı resmi olmayan, milli olmayana hizmet eden ayrı….HİZMET’i bir ayırmak gerekiyor…Zaten anlatımlarda da ortaya bu çıkıyor…
Önümüzdeki günlerde Örgüt’e bir operasyon yapılacağı ile beklenti çok yüksek…Bazıları bunun “Kuzguncuk” ile başlayacağını ifade etse de bazıları da bunun özellikle belli başlı davalardaki yönlendirme ile başlayacağını ifade ediyorlar. Mesele Meclis Faili Meçhul Cinayetleri Araştırma Komisyonu bu konuda inisiyatif alabilir mi? Alamaz demeyin mesela Hrant Dink soruşturmasında ismi geçen, soruşturmayı savsaklayan ve bağlantıları örtbas ettiği iddia edilen isimlere “Örgüt” kapsamında bir soruşturma gelir mi gelmez mi göreceğiz…
Geldiğimiz noktada bir savcı 22 defa yurt dışına çıkabiliyorsa, Başbakan Erdoğan, “Sen kime hizmet ediyorsun” diyorsa, “bir çeteleşme var” ifadelerini kullanıyorsa bunların gereğinin yapılmayacağını beklemek Başbakan Erdoğan’ı tanımamak olacak…
Bütün bunlar yaşanırken bir bilgiyi özellikle dikkatlerinize sunmakta yarar görüyorum. Oda Fethullah Gülen’in Cumhurbaşkanı Gül’e gönderdiği mektupta dile getirdikleri. Gülen şöyle diyor;
Dünyanın dört bir tarafına dağılmış ve Allah’ın inayetiyle, kıymetli dostların himmet ve himayesiyle sürekli genişleyen Hizmet hareketinin -maalesef- önünü kesmeye matuf gayretlerin aşikar hale geldiğini; bu yakışıksız engelleme faaliyetlerinin -önceden olmamakla birlikte- hareketin büyümesi ve genişlemesiyle eşzamanlı olarak arttığını;
Ayrımcılık ve meşrepçilik gibi hatalı düşünce ve çirkin işlerin önü alınmazsa yarın Aziz Mahmud Hüdai Hazretleri muhiblerinin, Süleyman Efendi’nin talebelerinin, İlim Yayma Cemiyeti’nin, Menzil mensuplarının ve diğer meşreplerin/mesleklerin de aynı muameleye maruz kalacaklarını;…”
Gülen bunları söylerken ikinci operasyonda bu söylenen yapılara yakın iş adamları da hemen listeye alınmaya başlandı. Büyük bir kısmının mal varlığına el konuldu. Gülen’in uyarısını görev olarak anlayan bazı hukuk adamları hemen gereklerini mi yaptılar yoksa hukuk adamlarının! hazi olduğu gizli bilgiyi Gülen operasyondan önce öğrenmişti bilmiyoruz ama sonuç ortadaydı...
Rakip firmalara asla izin verilmeyecekti; İlim Yayma Yurdu, TÜRGEV, Süleymancılar, Menzil Cemaati, Hüdayi Vakfı, TİKA,İHH İnsani Yardım Vakfı kurumlar yıpratılacak yada pasifize edilecekti....Bugün hukuk adına yolsuzluk operasyonu içerisine psikolojik hareketle bu kurumlar da sokuluyor...
Geldiğimiz noktada Başbakan Erdoğan’ın bu işi bitirmeye ne kadar kararlı olduğunu, partisinin Merkez Yürütme Kurulunda söylediği, “Bu can bu bedende olduğu sürece mücadeleye devam” sözüdür…
Anlaşıldığı gibi burada da “Durmak yok yola devam” deniliyor…
Gizli Tanıklar sıraya girmiş bekliyorlarsa gerisini siz düşünün...Mesele herşeyin aslına dönmesi ve milli olmasıdır...