AK Parti- cemaat kavgası: İslam'a karşı İslam projesi devrede:
İktidar ve Cemaati destekleyen medya ikiye bölündü. İki hafta önce yapılan yolsuzluk ve rüşvet operasyonuyla İktidar kendilerine karşı siyasi bir komplo yapıldığını söylerken, Cemaat de “hukuki bir operasyondur” dedi. Ayrıca yapılan operasyonda İran’ın da adı geçti.
12 Yıl Önce Güncellendi
2013-12-30 00:10:43
Timetürk Genel Yayın Yönetmeni Nevzat Çiçek'in İran Fars Haber Ajansı'na AK Parti ve Gülen Hareketi arasındaki kavga ile ilgili verdiği röportaj:
"Ak parti İktidarı ile Gülen Cemaati arasındaki sorunlar Hakan Fidan TİM Müsteşarı seçildikten sonra çıkmaya başladı. Fakat bu sorun medya’nın önünden çok tartışılmadı. Hem hükumet hem de cemaat sorunların üstünü kapatarak medyaya yansıtılmasını istemedi. Bu yıl dershanelerin kapatılmasıyla bu sorun tamamen gün yüzüne çıktı. Yolsuzluk ve rüşvet operasyonlarının yapılmasıyla birlikte Ak parti İktidarı ile Gülen Cemaati birbirine karşı tamamen cephe aldılar. İktidar ve Cemaati destekleyen medya ikiye bölündü. İki hafta önce yapılan yolsuzluk ve rüşvet operasyonuyla İktidar kendilerine karşı siyasi bir komplo yapıldığını söylerken, Cemaat de “hukuki bir operasyondur” dedi. Ayrıca yapılan operasyonda İran’ın da adı geçti. Muhabirimiz Cesim İlhan, bu konuyu deneyim gazeteci Nevzat Çiçek ile konuştu. Önemli tespitlerde bulunan Çiçek, Türkiye’de siyaset dizaynı ve yapılan yolsuzluk ve rüşvet operasyonları İran üzerinden yapıldığını söyledi.
TÜRKİYE’DE SİYASET DİZAYNI İRAN ÜZERİNDEN YAPILIYOR
S- Türkiye’de yapılan yolsuzluk ve rüşvet operasyonunda İran adı geçti neden?
C- Şimdi operasyonun esas hedefi Türkiye’de siyaset dizaynı. Bu dizayn da sürekli İran üzerinde yapılıyor. 28 Şubat süreci de İran üzerinden yapıldı. Şuanda da İran üzerinden yapılıyor. Ak partinin dış politikasında “eksen kayıyor” dedikleri zaman da İran üzerinde yapılıyordu. İran’da ismin geçmesinin temel nedeni Halkbank üzerinden İran petrol gelirleri karşısında uygulanan ambargo karşısında Türkiye’nin mal ve hizmet üzerinden İran’a gönderdiği miktarlar üzerinden yolsuzluk yapıldığı iddiaları olsa da esas gerekçe İran’la neden ticaret yapıldığıdır.
İRAN AMBARGO YEDİĞİ ZAMAN TÜRKİYE İRAN’IN YANINDA DURDU
S- Türkiye’nin burada nasıl bir politikası var?
C- Türkiye’nin burada temel bir politikası var. Türkiye şimdi diyor ki: “İran sonuç itibariyle beş yüz yıllık bir gaz rezervine sahip. Bunun Avrupa’ya ulaştırılması noktasında Türkiye’nin aracı olabileceği dolaysıyla buradan geçtiği takdirde Türkiye’ye ulaşım parası sağlayacağı ve Türkiye gazının’da rahatlıkla ucuzlayacağı söyleniyor. Çünkü ucuz olan enerjimizi İran’dan alıyoruz. Şimdi İran uluslararası ambargo yediği zaman Türkiye Brezilya ile birlikte İran’ın yanında durdu. Ve Türk Dış Politikası en çok o dönemde taarruza maruz kaldı. ABD, İsrail ve bazı Batı ülkeleri dediler ki: “Türkiye dış politikası eksen kaydırıyor ve İran’a yaklaşır.” Bunun özerine hükümet dedi ki: “ hayır biz İran’ın uluslar arası sisteme entegre istiyoruz. Bunun üzerine çok büyük bir ivme kazandı. İran ile ilgili bütün bunlar olurken enteresan bir şey daha oldu. Türkiye’de MİT Başkanı değişti. Bu değişimle tarihte ilk defa bir devlet bir devletin MİT başkanını istemedi. Yani İsrail Türkiye’nin MİT Başkanı olan Hakan Fidanı istemedi onu İrancı olarak suçladı.
YOLSUZLUK VE RÜŞVET OPERASYONUN ASIL SEBEBİ İRANDIR
S- Peki Türkiye ne yaptı burada?
C- Türkiye, İran’ın özellikle Hindistan’a ve başka ülkelere sattığı petrol parasının İran’a gönderilmesi noktasında halk bankı kullandırttı. Halk bankı kullandırırken uluslararası para gidemeyeceği için mal ve hizmet olarak bunun gitmesi gerekiyordu. Türkiye buna izin verdi. Fakat daha sonra ABD bunu da sıkıştırdı ve Türkiye’nin burada hiç bir şey yapmamasını istediler. Hatta bu arada çok enteresan bir şey Türkiye’de teröre finansal yasası çıkarıldı. Ve şuan Türkiye İran üzerinden sıkışılmaya başlanmış. bu son operasyon aslında yolsuzluk filan değil… bu operasyon temel meselesi şu: siz İran’ın halk bankası üzerinden neden ticaret yapmasını açıyorsunuz? Biz bunu yasaklarken siz neden bunun önünü açıyorsunuz? Türkiye de diyor ki: “bu adam bana mal satıyor, ben buna borcumu ödemek zorundayım” diyor. İşte Dubai üzerinden çözümler filan üretilmeye çalışıldı. İsrail de eski söylemlerini tekrarlıyor. Bu tutmayınca ekonomik anlamda Türkiye ile İran’ın paralarına aklamaya çalışıyor. Temel sorun şu: bu terör finansmanı yasasından dolayı işi Recep Tayip Erdoğan’a kadar getirip uzatmak isteyen bir çevre var. hem içeride hem de dışarı da. İçerideki ayakları yargı ve emniyetteki ayakları bunu yürütmeye başladılar. Dışarıdaki ayakları ise ABD’nin CIA’sı bu konuda yeni açıklamalar yapıyor. Temel sıkıntı İran üzerinden Türkiye hükümetini düşürmeye çalışıyorlar. Çünkü bunun İran ambargoları üzerinde yapmaya çalışıyorlar. Ki bu oyunun tutup tutmayacağını seçimlerde göreceğiz. Ama çok ciddi anlamda Türkiye’de son bir haftadır kaybedilen paranın miktarına baktığında oyunun yavaş yavaş tutmaya başladığını görüyoruz ekonomik anlamda.
CEMAAT TÜRKİYE’NİN İSRAİL İÇİN İRAN’A TAVIR KOYMASINI İSTİYOR
S- Burada Cemaat’in rolü nedir?
C- Cemaat diyor ki: “siz İran’ın entegrasyonunu bırakın, İran ile yakınlaşmayı bırakın, İsrail ve ABD’nin söylediği her şeyi kabul edin. İsrail ile yakınlaşın, İsrail ile ikili anlaşmalarınızı oluşturun ve Türk dış politikasını batıdan koparmayın” diyor. Zaman’ın Todey’s zaman yazarları bunu bizahati yazıyorlar. Hüseyin Gülerce Newyork times verdiği röportajda bunu kendisi söylüyor. Türkiye’deki esas kavga budur. Diyorlar ki hükümete: “sen İran’ı bir tarafa bırak, İsrail ve ABD İran’a ne tavır koyuyorsa sen aynı tavrı yok, o tavır karşısında İsrail’le iyi ilişkilerini geliştir. Mavi Marmara meselesinde dolayı anlaşmaya var, ve ondan sonra bunları sağla.” Bütün mesele bu. Cemaat çok net söylüyor: Türkiye’nin İsrail için İran’a tavır koymasını istiyor.
HALK BANK İRAN ÜZERİNDEKİ AMBARGOYU KIRMA İÇİN ÖNE SÜRÜLDÜ
S- Peki Halk Bank’ın buradaki konumu nedir?
C- Şimdi Halk Bank İran’a oluşan ambargoyu kırma anlamında Türkiye’nin öne sürdüğü kurumlardan bir tanesiydi. Şimdi batı şunu istiyor: ticareti yapacaksam ben yapacağım. Parayı aklayacaksam ben aklayacağım. Sana biçtiğim rol dışına çıkmayacaksın. Türkiye’de diyor ki: “gazımın çoğunu ben bu ülkeden alıyorum, komşuluk ilişkilerim var, sınırım var, ticaretim var. Tamam Suriye meselesinden anlaşmıyorum ama ben ticaret yapıyorum. Bu ülkeye borcum var ve ben bu borcumu ödemek zorundayım. Yok diyorlar ne gaz al ne de borç öde. Türkiye’de diyor ki bu benim işime gelmez. Bütün kavga bu.
SİYASET ÜZERİNDE YAPILAN BEDDUA HÜKÜMETİ DÜŞÜRME OLARAK ALGILANDI
S- Fethullah Gülen’in iktidara yaptığı bedduyı nasıl değerlendiriyorsunuz?
C- Fethullah Gülen 1970’ten bu yana ki hareketinden bu ayan bütün oluşumu yerle bir etti. Çünkü hareketin temel misyonu hoşgörüydü, dinler arası diyalogdu ve sevgiydi. Bu beddua Türkiye toplumunda Gülen’in sempatizanında çok büyük bir kırılma yaşattı. Bir de siyaset üzerinde yapılan beddua aslında hükümeti düşürme olarak algılandı. Bu da hükümete oy verenler tarafında çok ciddi bir şekilde değerlendirildi ve tabii ki yakıştırılmadı. Ayrıca Fethullah Gülen daha önce PKK üzerinden Kürtlere “evleri, barkları yıkılsın” bedduası da yapmıştı....
İSLAM’A KARŞI BİR İSLAM PROJESİ VAR
S- Cemaat neden Ak partiye karşı birden tavır aldı?
C- Birincisi: Hakan Fidan soruşturması ile ilgili Başbakan’ın soruşturma yürüteceği söyleniyor. Ve cemaatin bu operasyonda bir yön aldığı ifade ediliyor. İkincisi: uluslarası anlamda İsrail ve ABD’nin Neoconlarının oluşturduğu yeni bir yapılanma sürecinde cemaat ve CHP’yi de dahil edilerek, iktidardan uzaklaştırılması isteniyor. Üçüncüsü: benim kendi tezim. İslam’a karşı bir İslam projesi var. Dünya’nın her yerinde İslami iktidarların bir şekilde sol ve seküler yapılar tarafından düşürülemediğinden dolayı bir muhafazakar bir muhalefete ihtiyaç var. Şuan cemaatte bu muhafazakar muhalefetin içerisinde… Baktığında temel sorun şu: ne isteniyor? bir iktidar savaşı var.
CEMAAT DİREK İKTİDARA KARŞI SAVAŞ AÇTI
S- Peki bu iktidar savaşı kimle kim arasında var?
C- Bir seçilmişler var hükümet olan iktidar var. bir de atanmışlık duygusuyla hareket eden emniyet içerisindeki cemaat mensupları var. Dolaysıyla Türkiye’deki kavga bu. Ama esas birincisi: kavga Türk dış politikasının geliştirdiği Argumanlar ki İran bunlardan bir tanesi…
İkincisi de 2014’te yapılacak Cumhurbaşkanı seçimi. Bunun öncesinde yerel seçimlerde Ak parti hükümetinin bir şekilde o muhafazakar muhalefetle sindirilip erozyona uğratıp güçten düşürülmesi… ve Sonrası da 2014’te dizayn edilmesi gündeme geliyor. Şubat ayına kadar bu operasyonların devam edeceğini göreceğiz. Cemaat açısından farklı bir durum var. bu güne kadar siyasetten uzak durduğunu söyleyen cemaat, açık bir şekilde Risale-i Nur geleneğinde olmamasına rağmen, hiçbir nur grubunda bu olmadı. Direk iktidara karşı bir savaş açtı ve iktidar da sol seküler bir iktidar değil, muhafazakar bir iktidar. Dolaysıyla aslında Türkiye’de dindarlar eliyle yeniden bir iktidarın şekillenmesi söz konusu… o nedenle cemaat iktidarı istiyor, Ak parti de iktidarı bırakmak istemiyor. Ve sonuç itibarıyla halk da seçimlerde ak partiye yana tavır koyduğu için cemaat de bu süreçte biraz zararlı çıkmış gibi gözüküyor. Ama iki ay içerisinde Türkiye’de ne olur ne olmaz hep birlikte göreceğiz.
Fars Haber Ajansı
SON VİDEO HABER
Haber Ara