Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Rahman Altın: Müziğimizle hala Oscar yarışının içindeyiz…

Kelebeğin Rüyası filminin müziklerini besteleyen Rahman Altın, Oscar tahminleri listesine girdi.

12 Yıl Önce Güncellendi

2013-12-26 10:20:06

Rahman Altın: Müziğimizle hala Oscar yarışının içindeyiz…

Bu yılki ‘Oscar Predictions List’ (Oscar tahminleri listesi) açıklandı. Los Angeles’ta yayımlanan ankete göre, Rahman Altın, “en iyi film müziği” (Best orginal score) dalında, Kelebeğin Rüyası filmi için bestelediği müzikleri ile, Oz: The Great & Powerful (Danny Elfman), The Hunger Games: Catching (James Newton Howard), Man of Steel (Hans Zimmer), Side Effects (Thomas Newman), Ender’s Game (Steve Jablonsky), Pacific Rim (Ramin Djawadi)’i geride bırakarak, 114 filmlik listede, 20. sırada yer aldı.

Işıl Öz'ün T24'te yer alan haberine göre, liste, güvenilir ve isabetli tahminleri ile biliniyor ve dünyanın tüm film çevreleri tarafından takip ediliyor. Peki, Rahman Altın bu sonuca ne dedi? Los Angeles’ta yaşayan Altın ile kısa da olsa söyleşi yapma şansımız oldu. Sonuçtan mutlu olan Altın, hislerini şöyle dile getirdi:

“Şu anda bu tahminler ışığında, ilk yirmide bulunmak, yazarların takdirini kazanmış olmak mutluluk verici. Henüz, müzik tanıtım sürecine tam girmeden dikkat çekmiş olmamız çok önemli. Yayımlanan liste sonrası, müziğimizle geçtiğimiz filmleri düşününce tabii ki heyecanlanıyorum. Listede bizim önümüzde yer alan filmler, ABD genelinde izlenmiş, dünyaya dağılmış filmler ve bizim filmimizin ABD’de dağıtımının şimdilik olmadığını düşünürsek, bu derece göz önünde olabilmek başarıdır. Çok güzel yorumlar alıyorum. ”


Tanıtımlara ne zaman başlıyorsunuz?

26 Aralık Perşembe günü, kapsamlı tanıtım çalışmalarına başlayacağız. Filmin müziklerini ve DVD’sini Akademi üyelerine yollayacağız, ve bilinen promosyon çalışmaları ile sesimizi daha çok insana duyurmayı istiyoruz.


Bu söyleşi öncesi, ABD başta olmak üzere, İspanya, İtalya, Yunanistan ve Belçika’da çıkan, sizinle, sanatınızla alakalı yorumları okudum. Yaşayan, sağlam bestecilerle anılmak nasıl bir duygu?

Müziğime, beni hiç tanımayan isimlerden aldığım yorumlar, “yaptığı iş, bir başyapıt” gibi kodları almak hem beni onurlandırdı, gururlandırdı, hem de o paltoyu daha giyemedim. Gönlüm hoş ama kalbim kırık işte. Göğsümü gere gere anlatacağım bir ortam yok ne yazık ki. İki nedeni var. Birincisi, yaptığımız işler Türkiye’nin umurunda değil. Mesela, basında, ‘Kelebeğin Rüyası’nın Oscar hayali bitti’ gibi haberlere yer veriliyor, anlam veremiyoruz. Filmimiz maalesef, ‘yabancı dilde en iyi film’ dalında aday olamadı ama müziğimizle hala bu yarışın içindeyiz ve güçlü bir şekilde yolumuza devam ediyoruz. İkincisi, ülkemin hali ortada.

İnanın burada bu koşturmaların içerisinde kendimi ben de tuhaf hissediyorum. “Memleket çalkalanıyor, kim ne yapsın ödülü” diyen çoktur eminim. Ancak bu başarı bize gelirse, ki geleceğini umuyoruz, bu hepimize mutluluk olsun. Ülke kaynarken ufacık da olsa gülümseme nedeni olalım. Öte yandan, gönülden bir şey söylemeliyim ki, benim de içimden “ey ahali bakın ne yaptık” demek gelmiyor aslında ama işte bir de gerçekler var diğer yanda.


Nedir o gerçekler?

Bu hafta Variety’e ilan vermezsek, Hollywood’daki özel davetlere katılmazsak, mutlu, keyifli, işimizin arkasında duran, kendinden emin, demeçler vermezsem, bu yarıştan geri kalmış olacağız. 10 Ocak tarihine kadar promosyon çalışmalarını sürdürmek zorundayız.

Böylesi muazzam bir film yaparak Yılmaz Erdoğan başlattı bu serüveni ve en iyi müzik için Oscar değerlendirmesinde olmam, benim adımı bir besteci olarak öne çıkarıyor olsa da, bu bir buzdağı. Kelebeğin Rüyası ile başlayan, sonra BKM, ardından Türk sineması, ülkenin tanıtımı diye büyüyen bir algı bütünü aslında.

Şu an kimsenin pek ilgilenecek hali yok ama bu durumun Türkiye’nin tanıtımı için çok çok önemli olduğunun da altını çizmek isterim. Her toplantıda, “ben Türkiye’ye gitmek istiyorum” diyen prodüktörler, “o sahneler Türkiye’de mi çekildi?” diye soran yönetmenler… Bir filmin, sektörel değerlendirmeye alındığında, birçok elementleri ile (benim alanım olan müziği gibi) tanıtıma yaptığı katkıların haddi hesabı yok. Kelebeğin Rüyası’nın şurada yürüttüğü iki aylık kampanya sonrası, Türkiye’ye tanıtım katkısı inanılmazdı.

Uluslararası camiada sanatınızla varolabilmeniz için yaptığınız iş kadar, tanıtıma ayırdığınız para da önemli oluyor. Bu bağlamda, Kültür Bakanlığı filmi destekledi, ancak bu derece olumlu geri dönüş alındığının bilinmesi şart ve devam eden ‘en iyi müzik’ adaylık şansımız için desteğin devam etmesini diliyoruz.


Yani, Akademi Ödülleri’nin yaptığınız eserlerin kalitesi, farklılığı yanında, tanıtımdaki iddianızla da alakalı bir serüven olduğunu yadsımıyorsunuz?

Doğru, bu çok matematiksel bir durum. Yüksek bütçeli bir film, örneğin 100 milyon dolara çekiliyorsa, elli milyon dolar da pazarlama için ayrılıyor. Bizim öyle dev bir sektörümüz yok. Bir de, bu yarışta olabilmeniz için, kuralları ile oynamanız gereken bir strateji var. Yok şurada çıkman lazım, görünmen lazım, söyleşi yapman lazım, gösterim yapman lazım gibi.

Türk sinemasında böyle oturmuş bir gelenek olmadığı gibi, ta oralardan kalkıp filmimizin ve müziğimizin güzelliği ile burada bulunarak bir nevi kafa tutmaya çalışıyorsak, onların kurallarına göre oynamamız gerekiyor, ona da bütçemiz yetmiyor. BKM, müzik kampanyamıza destek oldu, elinden geldiği kadar. Var olsunlar; ancak Kültür Bakanlığı’ndan daha fazla destek görmek isteriz.


Peki, Türkiye’den hiçbir film müziği, sizin ulaştığınız kategoride olabildi mi?

Bildiğim kadarıyla, daha önceden Türkiye’den hiçbir film müziği bu kategoriye ulaşamamış. Film ile müziğin bu kadar iyi çalıştığı, dünyadaki nadir örneklerden biri Kelebeğin Rüyası.

Filmin müziğinin uluslararası başarılarının da Akademi değerlendirmesinde, ‘en iyi müzik’ için dikkat çekmesine katkıda bulunduğunu düşünüyorum. (Gent Film Festivali kapsamında, World Soundtrack Awards, 2013, Public Choice Award kazandı) Filme olması gerektiği gibi hizmet eden, evrensel standartlarda, bir klasik Hollywood müziği var ortada.


Son soru: Şu an gözlemlediğiniz Türkiye’ye dair bir beste yapsanız, nasıl bir iş çıkardı ortaya?

Çok acıklı, üzgün, kırgın bir iş çıkardı ortaya, dinleyen ağlardı herhalde. Çaresizlik, çözümsüzlük hâkim atmosfere. Boşlukta sanki her konuştuğum insan. Terk edilmiş bir hissiyat hâkim çoğu kişiye. Dilerim sanatsal çabalarımız biraz olsun gülümsetebilir insanları.

Haber Ara