Nihat Ergün: Baş gösterenin başını ezeriz
Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, 17 Aralık'ta yapılan operasyona ilişkin, 'İstikrarı bozan kim olursa karşısında bizi bulur' dedi.
12 Yıl Önce Güncellendi
2013-12-24 14:34:23
Kocaeli Ticaret Odası (KOTO) meclis salonunda gerçekleşen toplantıda konuşan Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, yolsuzluk operasyonunun siyasi bir mühendislik operasyonu olduğunu ifade etti. Bakan Ergün, önümüzde çok önemli bir süreç olduğunu belirterek şöyle konuştu: "18 ay içerisinde Türkiye'de 3 seçim olacak, 3 ay sonra mahalli idareler genel seçimi, 7 ay sonra Cumhurbaşkanlığı seçimi, ilk defa halk seçecek Cumhurbaşkanı'nı. Türkiye'de milletvekili genel seçimi var. Yani bir dar boğazdan geçecek Türkiye. Bu darboğazdan geçerken Türkiye, biraz sürtünme katsayı artacak doğal olarak ve bir takım komplikasyonlar ortaya çıkacak." Her seçimin kendine göre bir takım komplikasyonları olduğunu anlatan Ergün, şunları söyledi: "fakat 1,5 yıl içerisinde 3 seçim üst üste gelince bunların komplikasyonları biraz daha fazla olacaktır. Üç önemli seçim geçireceğimiz için görmediklerimizi görmeye, duymadıklarımızı duymaya biraz hazır olmamız icap edecek. Çünkü geçmiş tecrübelerimiz var. Şunu baştan açık açık söyleyelim, iyi ki demokrasi var. Çünkü bu demokratik atmosfer bizi olgunlaştırıyor ve halkın da beğenmedikleri yöneticileri değiştirmesine, beğendiklerine de yeniden vize verip yollarına devam etmesine imkan veriyor. Onun için demokrasi kültürünün bizi olgunlaştıran, bizi geleceğe hazırlayan bir süreç olarak görmeli ve ona sahip çıkmalıyız. İyi ki demokrasi var, iyi ki gözden geçirme fırsatlarını görüyoruz. Demokratik zemin ticaret için de sanayi için de en güvenli zemindir. O zemini daha da güçlendirmemiz, korumamız gerekiyor."
Yaklaşan seçim sürecinde Türkiye'nin zorluklarla karşılaşacağını dile getiren Bakan Ergün, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu seçim daha doğrusu seçimler, bir yerel seçim, bir Cumhurbaşkanlığı seçimi, bir genel seçim olmanın ötesinde anlamlar kazanmaya başladı. Bu süreçte o anlamlara uygun şekilde hareket etmemiz gerekiyor. Ülkemizde 11 yıldır titizlikle oluşturduğumuz ve korumaya çalıştığımız istikrar ve güven ortamına dönük tartışmaları yaşıyoruz. Daha önce de çok farklı senaryolarla ülkemizdeki güven ve istikrar ortamı zedelenmeye çalışıldı. Bir takım operasyonlarla bu güven ortamı tahribatlara uğratılmak istendi. Ama bunların hepsi savuşturuldu. Kimden gelirse gelsin, ne zaman gelirse gelsin ülkemizin güven ve istikrarını bozacak her türlü davranışın karşısında olacağız. İsterse en yakınımızdan gelsin. Çünkü o bizim en büyük sermayemiz. Onu kaybettiğimiz gün ülkemizi kaybettiğimiz gün olacaktır. Yine savuşturacağız. Ülkemizdeki güveni ve istikrarı ne benim ne sizin ne de bir başkasının tahrip etmeye hakkı yoktur. Kim buna dönük bir çaba içerisinde olursa bunun hesabını millete veremez, tarihe veremez. Türkiye gibi iddialı ülkeler ne zaman olumlu bir sürece girse bir siyasi mühendislik çalışmasıyla karşılaşıyoruz. Allah'a şükür tecrübelerimiz var. Artık Türkiye eski Türkiye değil, daha önce bu tarz şeyler atlattık."
"HİÇBİR ŞEY GİZLENEMEZ"
Gizliliğin ülkeler için bir güç değil zaaf olduğuna dikkat çeken Ergün, sözlerine şöyle devam etti: "21. yüzyılda gizlilik diye bir şey yok. Hiçbir şey gizlenemez. Bir takım darbe teşebbüslerini gizlice yaptıklarını zannediyorlardı meğer gizlice yapamadılar. 21. Yüzyılda böyle bir yüzyıl değil. Mutlaka bir şekilde açığa çıkıyor. Gizlilik bir güç değil zafiyettir. Ne kadar gizliyseniz o kadar zayıf ne kadar şeffafsanız o kadar güçlüsünüz. İşiniz de öyle ticaret erbabı da öyle. Yasalara aykırı olduğunu düşündüğü gizli saklı işler yapmasın kimse. Hükümetler için bireyler için şirketler için herkes için böyle. Herkes 21. Yüzyılın bu anlayışına göre kendisini hazırlamalı. Şimdi Türkiye'nin bu süreçte yükselişine dur demek isteyenlerin bir takım gizli planları varsa bak bu olmaz, yürümez. Behemehal açığa çıkar. Türkiye üzerinde kimse gizli saklı bir plan yapmasın yürümez. Tabi ki kuşkusuz Allah'ın da bir planı var ona inanıyor güveniyoruz. Bu milletin birliğine beraberliğine, kalkınmasına itirazı olan varsa milletin de onlara bir cevabı olacaktır. He yola yönteme itirazı olan varsa seçimler onun için var. Milletimizin şaşmaz terazisi bu olanları tartacak ve değerlendirecektir."
Bakan Nihat Ergün, yolsuzlukla, yoksullukla ve yasaklarla mücadeleyi şiar edinmiş bir hükümet olduklarını söyleyerek şöyle konuştu: "Bir siyasi parti kurduk. Neden çünkü kurumsallaşmıştı bunlar. Bu kurumsallaşmış yolsuzluk, yoksulluk ve yasaklar meselesini bertaraf etmek, öncelikle olacaksa bireysel hale getirmek sonra da bireysel olanla acımasızca mücadele etmekti. Öyle bir anlayışla yola çıktık ve çok şükür kurumsal yolsuzluğu büyük çapta ortadan kaldırdık. Bununla çok çetin bir mücadele verdik ve vermeye devam ediyoruz. Türkiye'nin bu yolda çok fazla yol aldığını uluslararası camialar gördü. Türkiye yolsuzluklar içinde yüzen bir ülke olsaydı bu günkü yatırımların hiçbiri olmazdı. Biz bu kadar mücadele ederken karşımızda yeni bir şekilde, yeni versiyonlarıyla, yeni bir takım aktörlerle, ister siyasetin içerisinden, ister bürokrasinin içinden, iş dünyasından, sivil toplumdan her ne olursa olsun eğer baş göstermişse biz o başı ezeriz. Toplumun geleceğini tahrip eden bir yanlış işin baş göstermesine asla izin veremeyiz."
Operasyonlar kapsamında Halk Bankası'nın hedef gösterilmesin yanlış olduğuna değinen Bakan Ergün sözlerini şöyle sürdürdü: "Türkiye'de her şey hukuk içerisinde olacaktır. Suçların şahsiliği esastır. Halk Bankası Genel Müdürü, suç işlemiş olabilir mi bilmiyoruz, şu an bir takım iddialar var. Doğruluğunu kabul etsek bile, bir müddet sonra doğruluğu ortaya çıksa bile suçun şahsiliği üzerinde durmak lazım. Halk Bankası kurumsal olarak bu kişi üzerinden yok edilmeye çalışılırsa buna rıza gösterelim mi? Türkiye'nin uluslararası bir aktör haline gelmiş kurumunu, bir kişinin iddia edilen kusurları yüzünden bir operasyona maruz kalmasına nasıl müsaade ederiz. Bu kurum ulusal veya uluslararası yolsuzluğun merkezi olan bir kurum mu? Hayır değil. Bu yanlışa dur demek onunla da mücadele etmek gerekir. Eğer içeride veya dışarıda bir takım kişisel, iddia edilen hatalarla Türkiye'nin kurumlarını, hükümetin varlığını, Türkiye'nin istikrar ve güvenini tahrip edecek teşebbüslere dönüşüyorsa onu da devletin içerisinden söküp atmak bizim görevimizdir. Dolayısıyla bu olanı biteni bir fırsata dönüştürebiliriz Türkiye olarak. Ama kaba tartışmalarla bunu yapamayız aklı selim bir şekilde yapabiliriz."
"YOLSUZLUKLARLA MÜCADELEDEN HİÇBİR ZAMAN VAZGEÇMEYECEĞİZ"
Yolsuzluklarla mücadele etmekten hiçbir zaman vazgeçmeyeceklerinin altını çizen Ergün, şunları söyledi: "Türkiye'de siyasi istikrar önemli mi? Önemli. Temiz bir siyaset olmalı mı? Olmalı. Türkiye'nin kurumlarına yolsuzluk, rüşvet ve benzeri yanlış işler bulaşması önlenmeli mi? Önlenmeli. Acımasızca mücadele edilmeli. Bir bütüncül yaklaşımla konuyu ele alırsak, bu olan bitenler Türkiye'nin önünde büyük bir fırsattır. Suçla suçluyla hep birlikte mücadele edelim ama filin zücaciye dükkanına girmesi gibi değil. Sap ve samanı birbirine karıştırmadan insanları itham ve iftiralara maruz bırakmadan ve başkalarının ülkemizde siyasi operasyonlar yapmasına imkan vermeden. Eğer bu hassasiyetler gözetilmiyorsa o zaman iyi niyet olmaz. O nedenle herkes şu olanı biteni dikkatle görmeli. Biz mücadeleye devam edeceğiz. Türkiye'yi bu günlere kolay getirmedik kolay da kaybetmeyiz."
SON VİDEO HABER
Haber Ara