Dolar

34,8719

Euro

36,6204

Altın

3.048,53

Bist

10.058,47

Niceliksel mücadeleler

Bilinçli olarak katıldığımız değil, maruz kaldığımız hayatların gerçek hayatlar olmadığını hatırlamalıyız. İçimizdeki umudu yükseltebilmek için, yalın ve gösterişsiz bir duruşa sahip olmalı, hayata etkin olarak katılabilmeliyiz. İnsanları çıkar amaçlı olarak, bencil amaçlar doğrultusunda, dîni bir söylem aracılığıyla yönlendirmek, aldatmak anlaşılabilir, kabul edilebilir bir durum olamaz.

12 Yıl Önce Güncellendi

2013-12-23 14:44:39

Niceliksel mücadeleler

Nitelikler, anlam ve amaçlarla, nicelikler ise sayılarla, kalabalıklarla ilgilidir. Hangi alanda olursa olsun, gerçek mücadele niteliklerin mücadelesidir. Sayıları, nicelikleri çoğaltmak son derece kolay bir iştir. Kalabalıklara masal-menkıbe-efsane anlatmak suretiyle kalabalıklar her zaman aptallaştırılabilir, düşüncesizleştirilebilir. İster İslami kesimlerde olsun, ister seküler, kesimlerde olsun, efsanevileştirilen, dokunulmaz kılınan her put isim, aptallaştırılan kitlelerin ufkunu bütünüyle kapatır. Niteliksiz, derinliksiz, ufuksuz, çapsız eylemler; sloganlarla, duygusallıklarla yürütülebilir.

Niteliklerin sloganlara tahammülü yoktur. Niteliksel mücadeleler bütünlük için verilen mücadelelerdir. Müslümanlar bütüne karşı sorumlu olmakla yükümlüdür, parçalara karşı değil. İslami yanımız eksildiği için, insanlığa karşı sorumlu olmak, ümmete karşı sorumlu olmak yerine bugün bir mezhebe karşı, cemaat-hizmet ya da bunların liderlerine karşı sorumlu olmayı seçiyoruz, seçebiliyoruz.

Gerçek davası olan insanlar için hiçbir zaman koşullar engel teşkil etmez. Onlar, her tür güçlüce/zorluğa katlanarak sonuna kadar, rol yapmadan, takiyye yapmadan, tiyatro yapmadan, renkten renge, kalıptan kalıba girmeden, sorumlu yürüyüşlerini onurlu bir biçimde sürdürürler.

Kendilerini ideallere göre değil, statükolara/geleneklere/ koşullar göre konumlandıranlar, bütün olumsuzluklara boyun ederler. Her tür kirlilikle uzlaşırlar. Geçmişten/gelenekten yararlanmakla, geçmişe doğru düşünmek birbirlerinden çok farklı şeylerdir. Güncel tarihsel manzaraya baktığımızda, Müslümanların pasif uzlaşmaları seçtiklerini, resmi yapılar/yaklaşımlarla bütünleştiklerini, idealler doğrultusunda olmaktan çok, koşulların uygun gördüğü tavırlar geliştirdiklerini görüyoruz.

TARİH BİLİNCİ

Her İslami ekilim, her cemaat, maalesef kendi dar/bağnaz patikasında yürümeye devam ediyor

İslami anlamda bir tarih bilincine, tarih felsefesine sahip olmadığımız için mezhepçi/cemaatçi/milliyetçi patololer, çalkantılar, parçalanmalar, dağılmışlıklar, çelişkiler sergiliyoruz. İslami içerikleri/uyarıları/ilkeleri/ölçütleri yaşamıyoruz, gereği gibi temsil etmiyoruz. İslama nisbet ettiğimiz biçimleri yaşıyor, temsil ediyoruz. Değişmeyen, kendilerini yeniden üretmeyen, üretme yeteneklerini kaybeden toplumların, başkaları tarafından biçimlendirildiklerini görmek/anlamak istemiyoruz, şimdiki zamanın sorunlarına, şimdiki zamanın alimleri/fakihleri/filozofları çözüm bulacaklar, geçmişte yaşayanlar değil, Bunları söylemek geçmişte yaşayan alimleri/fakihleri/filozofları tahfif etmek anlamına gelmez.

Nakli esas alan bir gelenek sebebiyle, toplumlarımızda bilgi/bilim/içerik üretilemiyor. Akli ve kozmik bilimlere karşı kayıtsız kalan bir zihniyete sahibiz. Bunun yanında yanlış/ölçüsüz bir zühd anlayışı da, Müslümanları toplumsal ve siyasal sorumluluklarından uzaklaştırıyor, batini dünyalara kapanmalarına neden oluyor.

İslam imparatorluklarının, kültür ve medeniyetinin, bilimsel hayatının, tarihe egemen olduğu dönemlerde, İslam'la, Müslümanlarla rekabet edebilecek çapta güçler yoktu. Avrupa'nın yükselişi ile birlikte Müslümanlar beklenmedik rakip bir güçle karşı karşıya geldiler. Avrupalılar, Avrupa'nın yükselişini hazırlarken, İslami kültür ve medeniyet algısından, bilimsel tecrübelerinden de yararlandılar. İnsanlık tarihinin son iki yüzyılı daha çok ideolojiler tarafından şekillendirildi. Bütün ideolojiler seküler temelde ilerlediler.

TOPLUMSAL VİZYON OLUŞTURMAK

İdeolojiler tarafından şekillendirilen bugünün dünyasına. Müslümanlar olarak somut bir program/proje üretememek gibi yapısal bir sorunumuz var. İdeolojiler de gerektiğinde kendilerini, yapısal bir değişime tabi tutarlarken, bizler, küresel çapta İslami bir seçenek, alternatif bir toplum/kültür/siyaset vizyonu oluşturamıyoruz.

Siyasal ihtirasların, mezhepsel ve ırkçı bencilliklerin, kişisel ihtirasların ve kibrin biçimlendirdiği, İslami yorumlar, hareketler karşısında uyanık olmak gerekir. Gerçek varoluşlar, gerektiğinde 'hayır' diyerek, anlam/içerik üreterek, eylem üreterek başlar. Yeni bir şeyler söyleyebilmek için her tür statüko ile, muhafazakarlık ve gelenekçiliklerle hesaplaşmak gerekir. Kurulu düzenlerle iş tutarak, kurulu düzenlerin çıkarlarına hizmet ederek, kurulu düzenlerin onaylarını alarak, onları hoşgörerek, hiç bir zaman, hiç bir değişim gerçekleştirilemez. Yanlışlarımızda ısrar ettiğimizde, yanlışlarımızın farkına varmadığınızda, bunlara son veremeyiz. Hem bireyler için, hem de topluklar ve devletler için, tarih boyunca servetin, gaf1et ve kibir ürettiğini hatırlamak icadebeder. Hiç bir ibadet, hiç bir hizmet hiç bir biçimde bir gösteriye dönüştürülemez. Kurulu düzenlere yönelik, eleştiriler yaparken, kurulu düzenleri sorgularken, kendi programınızı/modelimizi bütün boyutlarıyla açıklayabilmeli, bunları nasıl hayata geçirebileceğimizi ikna edici bir dil'le anlatabilmeliyiz.

BÜYÜK SÜRÜNÜN PARÇASI OLMAK!

Bilinçli olarak katıldığımız değil, maruz kaldığımız hayatların gerçek hayatlar olmadığını hatırlamalıyız. İçimizdeki umudu yükseltebilmek için, yalın ve gösterişsiz bir duruşa sahip olmalı, hayata etkin olarak katılabilmeliyiz. İnsanları çıkar amaçlı olarak, bencil amaçlar doğrultusunda, dîni bir söylem aracılığıyla yönlendirmek, aldatmak anlaşılabilir, kabul edilebilir bir durum olamaz. Çok yönlü bir karmaşaca; çağında Müslümanların ne pahasına olursa olsun, her durumda sahici bir tutum İçerisinde olmaları hayati önemi olan bir konudur. İçerisinde yaşadığımız dönem hem içe doğru, hem de dışa do£ru bir sorgulama, yüzleşme ve hesaplaşma dönemi olmalıdır» Eünya olaylarının seyrini değiştirebilecek bir bilinç ufku açabilmeli-yis» iosilleşmiş klişeleri aşarak, düşünsel iklimi dönüştürebil-meliyiz» Sonu gelmez ertelemelere, savsaklamalara, kayıtsızlıklara, nihai bir kararlılıkla son verebiliriz.

ATASOY MÜFTÜOĞLU / YENİ ŞAFAK

İLLÜSTRASYON: CEMİLE AĞAÇ YILDIRIM

SON VİDEO HABER

Kassam, İsrail askerlerini araçlarıyla birlikte imha etti

Haber Ara