Dolar

34,9475

Euro

36,6904

Altın

2.986,42

Bist

10.125,46

Bengisu Karaca: Başka türden bir vesayet girişimi var

Habertürk yazarı Nihal Bengisu Karaca iddiaların yabana atılır cinsten olmadığını, ancak sosyal medyaya bakıldığında kimsenin, bunun bir yolsuzluk operasyonu olduğunu düşünmediğini vurguluyor:

12 Yıl Önce Güncellendi

2013-12-17 16:39:30

Bengisu Karaca: Başka türden bir vesayet girişimi var


''Son günlerde toplumsal stres yaratması, siyasi iktidarı hataya sürüklemesi ve istikrarsızlığa neden olması mümkün olayların çıkış nedenleri ve çıkış adresleri düşünüldüğünde hiç de yabana atılacak iddialar değil bunlar. 2004 MGK kararlarını mazeret ederek sözkonusu grup ile hükümetin koalisyonunun uyum içinde olduğu onca yılı yok sayan çevreler 'hükümet cemaati bitirmeye çalışıyor' tezviratına kamuoyu desteği sağlamaya çalıştılar , MİT'in talimatla güvenlik tahkikat soruşturmalarında kanun çerçevesinde yapmak zorunda olduğu raporları cımbızlayarak 'fişleme' şayiası yaratıldı ve sokaktan geçen insan fişleniyormuş gibi bir rüzgar estirildi. Derken Hakan Şükür gibi çok sevilen bir milletvekili yıllar içindeki 'ilk icraatını' yaparak 'rencide oldu' , duygulu ve ajitasyon içeren istifa mektubu ile hükümeti Gülen'e hakaret eden ya da edilmesine müsaade eden bir adres olarak işaretledi ve Gülen'e saygı/ sevgi duyan herkesi aslında istifaya teşvik etmiş oldu. Ertesi gün ise bir şafak operasyonuyla bir çok gözaltı gerçekleşti.''

''Yolsuzluk yapan bedelini ödeyecektir. Ancak ortada bu kez başka türden bir vesayet girişimi var gibi görünüyor. Hedef yine seçilmişler…Ve postmodern atanmışların tek amacının yolsuzlukla mücadele olduğuna kimse inanmıyor. Sosyal medyaya bakın , olayın ilk saatleri dahil olmak üzere kimse bunun gerçek bir yolsuzluk operasyonu olduğunu düşünmedi. Ancak niyetin farklı olması gerçek eldivenler kullanılmadığı gerçeğini değiştirmez. Tekrar ediyorum ortada bir yolsuzluk varsa bedelinin ödenmesi gerekir, ancak yolsuzlukla mücadelenin meşruu bir amaç olması vesayet tartışmasını sona erdirmez. Zira askeri vesayetin de 'meşru' gerekçeleri vardı: Vatanın birliği bütünlüğü ya da laikliğin gerçekten önemli konular meşruu sebepler idi.''

''Lakin bunların hiçbiri günün sonunda siyaseti çalışamaz hale getiren, milletin iradesini bloke eden vesayetçi askerlerin eylemlerini/darbelerini makul göstermeye yetmedi. Aynı şey başka kurumların vesayet girişimleri için de geçerli.''

Haber Ara