Bakan açıkladı: İstifaya hazırım
Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, 'Ekonomi Bakanlığı Teşvik Uygulama Genel Müdürlüğü dışında herhangi bir yerde teşvik belgesi bağlanmadığını bu sözlerle açıkladı:
12 Yıl Önce Güncellendi
2013-12-15 18:26:49
TBMM Genel Kurulu'nda bakanlığının bütçesi üzerinde konuşan Çağlayan, "eski bir sanayici" olarak Türk ekonomisinin büyümek zorunda olduğu görüşüne katıldığını belirterek, şampiyonlar liginde oynamak için her yıl yüzde 5'in üzerinde büyümesi gerektiğini vurguladı. Çağlayan, "Türkiye'nin üçüncü çeyrekte yüzde 4,4'lük büyümeyi, böyle bir ortamda dört dörtlük nitelendiriyorum. Keşke daha fazla olsaydı. Ümit ediyoruz Türkiye ekonomisi 2013 yılını yüzde 4'e yakın rakamla büyümesini gerçekleştirsin" diye konuştu.
Cari açığı Türkiye açısından risk oluşturacağı faktörünü gözönünde tutmak gerektiğini belirten Çağlayan, sadece Türkiye'ye münhasır olmadığını, BM'ye kayıtlı 189 ülkenin 130'unda bunun olduğunu ve çoğu ülke açısından katlanamaz boyutlara ulaştığını söyledi. Çağlayan, cari açıkla mücadele konusunda Gider Tedarik Sistemi (GİTES) uygulaması başlatıldığını, en fazla dış ticaret açığı veren sektörler açısından incelediklerini, sektörleri tek tek masaya yatırdıklarını ifade etti. "Gördüm ki benim ülkem, demir çelik üretimi yapmak için 10 milyar dolar demir çelik hurda ithalatı yapmak zorunda" diyen Çağlayan, Türkiye'nin en fazla demir çelik ithalatı yapan ülke olmasının sebebinin sanayi stratejisinin olmaması ve yapılan uygulamalarla sektöre istikametin verilmemesi olduğunu söyledi. 2012 yılında 236,5 milyar dolarlık ithalat yapıldığını hatırlatan Çağlayan, "Bunun 60,1 milyar doları enerji, geri kalan 174 milyar dolarlık ithalat içinde demir çelik ithalatı 10 milyar dolar... Geçmişte sanayinin yanlış yapılanmasından ve geçmişte alınmamış tedbirler sonucudur" dedi.
Tespiti yapıldıktan sonra çözümü için geniş çalışmalar yaptıklarını, 6 sektörü didik didik ederek ithalatın nereden kaynaklandığını belirlemelerin önemli bir veri olduğunu belirten Çağlayan, muhalefetin ithalata bağımlılıkla ilgili görüşlerine katıldığını, ancak bunun son yılların sorunu olmadığını, bunun geçmişten gelen yanlış sanayi kurgulanmasının sonucu olduğunu söyledi.
Çağ, teşvik sistemi ile ilgili eleştirilere karşı, yeni yatırım teşvik sisteminin, bugüne kadar Türkiye'nin gelmiş geçmiş en iyi, iddialı ve tüm dünyada ilgiyle izlenen bir sistem olduğunu belirterek, "Teşvik sistemimizde bir önceki dönemin aynı dönemine bakıldığında, önemli artışlar olduğunu görüyoruz. Yeni sistemin devreye girmesiyle Kasım ayı sonuna kadar 108,5 milyar liralık yatırım teşvik belgesi alınmıştır" dedi.
Türkiye'nin ithal etmek zorunda olduğu ürünlerin ülkede yapılmasını önemsediklerini ve yüzde 40 katma değer şartını koyduklarını ifade eden Çağ, enflasyonun tek haneye düşmesiyle sanayicinin katma değer, AR-GE ve inovasyonun farkına vardığını, kendilerinin de tüm yapılanma ve teşvik sistemini bunların üzerine monte ederek yaptıklarını söyledi.
"Türk ürünlerin girmediği pazar kalmadı"
Çağlayan, ihracat konusunda gelinen noktanın önemli olduğunu, Avrupa ithalatı yüzde 6 küçülürken Türkiye'nin Avrupa'ya ihracatının yüzde 5,6 arttığı kaydederek, Türkiye ürününün girmediği hiçbir yer kalmadığını, 237 gümrük bölgesine ihracat yapan bir yapıya sahip olduklarını anlattı. Çağlayan, "İhracat yapılmayan sadece Mikronezya ve Nauru vardı. Bu yıl oralara da yaptık. Türk ürünlerinin girmediği hiçbir pazar kalmadı. İhracatta 97 faslın 87'sinde artış sağladık. İhracatta belki konjonktürel gelişmelerden dolayı belki istediğimiz rakamları yakalayamayabiliriz ama geriye gitmemede önemli çalışmalar yapıyoruz. Kasım ayı, tüm zamanların en yüksek ihracatının yapıldığı ay oldu. Rekor kırdığımız Kasım ayına göre yüzde 6'lık artış, Türkiye'nin Aralık ayında da tüm zamanların ihracat rekorunu kıracak" dedi.
Göreve geldiği günden beri ezber bozduğunu, ihracattan bahsederken ithalattan da bahsetme cesaretini gösterecek yapıya sahip olduğunu ifade eden Çağlayan, ithalattan utanacak bir taraf olmadığını vurguladı. Çağlayan, "Türkiye elbette ithalat yapacak... İthalat yapısı sizden fazla bizi rahatsız ediyor. Önemli olan bunu giderecek sistemleri dizayn etmektir. Bu rakamları saklayan yok. İthalatta bu kadar rakam niye diyorsanız, geçmişteki yanlış politikaların sonucudur. Türkiye uluslararası sermaye almaya devam ediyor. 1984'ten 2002'ye kadar gelen toplam rakam 14,6 milyar dolardı. 2003'ten bugüne kadar gelen doğrudan yatırım miktarı 132,5 milyar doları geçmiştir. Ben bunda iftihar ediyorum. Şirket ortaklığını biz de yapıyoruz. Türk firmaları dışarıda işletme alsın diye teşvik veriyorum. Bu başarıları alkışlamak lazım. Sektörler bazında bakıldığında yüzde 32'si finans ve bankacılık sektörüne geliyor. Türkiye'ye, siyasi istikrar ve güven, yapısal reformları görmekten geliyor. İmalat, enerji, telekomünikasyon ve toptan perakende sektörüne doğrudan yatırım gelmeye devam ediyor" diye konuştu.
"Kim söylüyorsa yalan..."
MHP Denizli Milletvekili Emin Haluk Ayhan'ın, "50 milyon liranın üzerindeki teşviklerin Başbakanlık'ta yapıldığına ilişkin ifadelerine işaret eden Çağlayan, şöyle konuştu.
"Kim söylüyorsa yalan söylüyor, iftira ve müfteridir. Böyle bir şey yok. Teşviklerin verildiği tek yer, Ekonomi Bakanlığı Teşvik Uygulama Genel Müdürlüğü'dür. Ekonomi Bakanlığı Teşvik Uygulama Genel Müdürlüğü dışında herhangi bir yerde teşvik belgesi bağlanmışsa ve verildiği yer varsa, getirin, bugün istifamı basmaya hazırım. Bakın bu kadar iddialı konuşuyorum ama aksi halde ispat edemeyen de buradan istifa etsin. Bir şey söylerken kurumları incitmeyelim, kurumlarımızın değerini düşürmeyelim. Başbakanlığın işi gücü yok da teşvik belgesi mi verecek? Teşvik Belgesi'nin nereden nasıl bağlandığı, orada çalışan arkadaşlarımızın ne yaptığı ayan beyan ortadadır."
Çağlayan, geçen dört yılda küresel krizin yaşandığı ortamda, Avrupa'da 5 milyon 200 bin insan işini kaybederken, Türkiye'nin 6 milyondan fazla istihdam sağladığını belirterek, yüzde 9,8 rakamının yüksek olduğunu, ancak bunun Avro ve AB ortalamasının altında olduğunu söyledi.
"Türkiye ekonomisinde öyle kırılganlık falan filan yoktur. Türkiye ekonomisi şükürler olsun kaya gibi sağlamdır, dimdik sağlamdır" diyen Çağlayan, ihracatın yapısını değiştirmeye çalıştıklarını, yüksek katma değerin ihracatçının değil sanayicinin sorunu olduğunu belirterek, bu kapsamda bir çok uygulamayla sanayiciye önemli destekler verdiklerini söyledi. Çağlayan, şöyle konuştu:
"Türkiye, Avrupa'da, dünyada inşallah marka olacak. 80 yılda marka olmamış firmaları da getirip iki üç senede marka yapma aceleciliğinde olmayalım. Turquality 2005'te başladı. Türkiye aynı zamanda önemli hizmet ihracatçısıdır. Geçen yıl Türkiye 43,2 milyar dolarlık hizmet ihracatı yaptı. yapmıştır. Hizmet ihracatı bu yıl yüzde 10'luk artış gösteriyor. Bu yıl 48 milyar doları yakalayacağız. Lojistik sektöründe son derece önemli konumdayız, müteahhitlik sektörü dünyaya ders verir hale gelmiştir. Çin'den sonra en fazla iş alan ülkeler sıralamasında ikinci hale gelmiştir. Türkiye müteahhitlik işine 1972'de Libya'da başlamıştır. Aradan geçen 30 yılda alının iş toplamı sadece 44 milyar dolardı, bugün itibarıyla 264,7 milyar dolara ulaşmıştır. Tenkit ettiğiniz Sayın Başbakanımızın, Cumhurbaşkanımızın ve bizim heyetlerle yaptığımız seyahatlerle, Türkiye'nin itibarının, kredibilitesinin artmasıyla oldu. Türkiye geçen yılda 27 milyar dolarlık iş almıştır. Sektörümüz baştacı.... Sektör 102 ülkede anlı şanlı şerefli bayrağımızı dalgalandırıyor, 200 sektöre kapı açıyor ve önemli katma değer yaratıyor."
Çağlayan, serbest bölgelerle ilgili önemli bir tasarıyı Meclis'e getireceklerini belirterek, "Doğruyu yanlış göstermenin hiçbirimize faydası yok, ülkeye zarar veririz. Önümüzdeki hafta dünyanın bir çok ülkesinden devlet başkanları, başbakanlar ülkemizi ziyaret edecek. Her biri yanında 50, 100, 200 kişilik iş dünyasını getirerek, Ortadoğu, Kuzey Afrika'da iş ve yatırım yapmanın yolunun Türkiye'den geçtiğini görüyor" dedi.
SON VİDEO HABER
Haber Ara