Bundan tam bir hafta önce Sevgi Ekmekçi’nin telefonu acı acı çaldı. Karşıdaki ses Diyarbakır’ın Dumrul Köyü Bozkuş Mezrası’ndan arıyordu. Genç bir kadın telefonun diğer ucundaki Diyarbakır Doğayı ve Hayvanları Koruma Derneği Başkanı Ekmekçi’ye durumu anlatmaya çalıştı. Türkçe’yi çat pat konuşuyordu. Zor da olsa bir köpeğin tüfekle vurulduğunu, 3 yavrusu olduğunu, mezrada köpeğe kimsenin sahip çıkmadığını söyledi.
Ekmekçi, gece gelen bu telefon karşısında sadece köpeği sıcak tutun demekle yetindi. Ulaştığı ilk kişiden aldığı cevap şok ediciydi. Ekmekçi’nin anlatımlarına göre, köy muhtarı şöyle demişti: “Ne köpeği yahu, biz insanlarla uğraşamıyoruz. Burada yolumuz yok, suyumuz yok, siz köpekten bahsediyorsunuz. Başka işiniz mi yok sizin?”
Neyse ki jandarma köpeğin yanına gitmiş, durumun ciddiyetini Diyarbakır’daki hayvanseverlere bildirmişti. Talihsiz köpek yaşıyordu ancak durumu çok ağırdı. Sabah olduğunda Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi’nin tahsis ettiği ambulansla şehirdeki barınağa getirildi. Yanında yavruları da vardı. Kafasında saçmalar bulunan anne köpek bir yandan kendi acısıyla boğuşurken bir yandan da yavrularını emzirmeye çalıştı. Hayvan severler durumu ağır olan ve 3 yavrusu bulunan bu köpeğe Ezo anne dediler.
Barınakta Ezo’nun damar yolu açıldı. Serum takıldı. Antibiyotik verildi. Ancak durumu çok kötüydü ve sürekli inliyordu. Çok acı çekiyordu. Sosyal medyadan Ezo’nun fotoğraflarını gören bir grup hayvansever seferber olup Ezo’yu Adana’ya transfer etti.
Bu video Adobe Flash Player'ın son sürümünü gerektirmektedir.
Acı içinde inliyordu
Ezo’nun yavrularını emzirirken ki fotoğrafı sosyal medyada büyük bir hızla yayıldı. Hayvan severler arasında büyük bir seferberlik başladı. Herkes Ezo’nun durumunu merak ediyordu. Yardıma koşanlardan ilk Adana’daki mangal kömürü işi yapan Boran Karahan oldu. Hayatını sokak hayvanlarına adayan Karahan, arabasına atladığını gibi Diyarbakır’daki barınağa gitti. Ezo, Diyarbakır-Adana arasındaki 527 kilometre boyunca acılar içinde inledi. Yavruları da yine yanındaydı. Karahan’ın anlatımlarına göre, Adana’daki rötgen cihazı yeterli değildi. Kafatasına saçmaların girip girmediğini, beyne ulaşıp ulaşmadığını anlayamıyorlardı. Cerrahi bir müdahale Adana’da mümkün değildi. Karahan, yine vakit kaybetmeden Ezo’yu bu kez Ankara ’ya, Türkiye ’de hayvanlara beyin cerrahisi müdahalesi yapabilecek kliniklerden olan VTM’ye götürdü. 550 kilometre boyunca yine acılar içinde bir yolculuk yapıldı.
Kafasında yüzlerce, beyninde 3 saçma vardı
Ankara’daki müdahaleyi ise Veteriner Hekim Ateş Barut yaptı. Barut’un, Ezo’nun kendilerine ulaştığında bilinci kapalı olduğunu belirterek şu bilgileri verdi: “Hasta geldiğinde yakın mesafeden yüzünden vurulmuştu. Baş-boyun bölgesinde 100’den fazla saçma vardı. Bilinci tamamen kapanmıştı. Bilinçsiz çığlık atma durumu vardı. Beyinde hasar olduğunu düşündük. Tomografisi çekildi. Tomografiyi gördükten sonra yaşamayacağını anladık zaten. Kafatasının içinde 3 saçma vardı. Beyne ne kadar zararı olduğunu bilmiyorduk. Beyin hasarı olduğunda elden gelen bir şey yok. Beyinde 3 saçmanın kafatasını geçip beyne girdiğini gördük. Beynin merkezinde olduğundan yapılabilecek bir şey yoktu. Beynin dış katmanlarında olsa çıkarıp alabilirdik ancak ameliyat şansı yoktu. Maalesef kaybettik. Uyutmadık, kendiliğinden öldü.”
Amerika’ya bile götürmeyi düşündük
Ezo’nun öldüğü haberi yine sosyal medyada kısa sürede duyuldu. Bu haber herkes için büyük bir hayal kırıklığı oldu. Ancak bu durumdan en çok etkilenenlerden biri de kendi aracıyla 2 bin kilometreden fazla Ezo’yu taşıyan Karahan’dı. Şu kısımları gözleri dolarak anlattı: “Zor durumdaki sokak hayvanlarını hep görüyoruz. Ancak bu olay beni çok etkiledi. 20 saat boyunca arabada inlemesine tanık oldum. Öldüğü haberiyle yıkıldım. Yavruları şu anda bende. Pantolonuma kokusu sinmiş. Yavrular sürekli pantolonuma geliyor. Bin de sürekli o pantolonu gidiyorum. Bir ara Amerika’da yaşama şansı olduğundan bahsettiler. Oraya bile götürmeyi düşündük. Ancak olmadı...”
Meselenin en önemli kısmı ise Ezo’yu kimin vurduğuydu. Jandarma mezrada iki kişiden şüphelendi. Biri suçunu itiraf etti. 70 yaşındaki bir kişi av için kullandığı tüfeğiyle Ezo’ya ateş etmişti. Sorgusunda köpeği neden vurduğunu şu sözlerle anlattı: “Tavuklarıma zarar veriyordu.”
Ezo’yu vuran hakkında Hayvan Hakları Kanunu’na göre idari işlem yapılacak. Ancak bu da ancak 250 TL ile sınırlı. Herhangi bir sahibi olmadığından dolayı da Türk Ceza Kanunu kapsamında ‘mala zarar verme’ suçuna dahi girmiyordu...
Ezo’nun 3 yavrusu şu anda Adana’daki hayvan sever Boran Karahan’da. Henüz yavrularla ne yapacağını bilmiyor...
(Ajanslar)