Bangladeş'te idam kararını nasıl okumalı...
İdam kararının verildiği Bangladeş’te de Mısır’da, Suriye’de, Tunus ve benzeri yerlerde olduğu gibi bir “İSLAM’A KARŞI İSLAM PROJESİ” ile karşı karşıya…
12 Yıl Önce Güncellendi
2013-12-12 10:16:57
TIMETURK / NEVZAT ÇİÇEK
Bundan 42 sene önce, kanlı bir savaş sonrası (1971) Pakistan’dan ayrılarak kurulan, siyasi tarihi darbelerle örülü 160 milyonluk Bangladeş bugünlerde kelimenin tam anlamıyla akıllara ziyan bir ‘hukuk cinayeti’ne sahne oluyor. Toplumsal yansımaları ve bölgenin demografik ve etnik yapısı dikkate alındığında olan bitenin yerel bir kriz veya gelişme değil, bölgesel bir toplum mühendisliği operasyonu olduğunu söylemek hiç de mübalağa olmayacaktır. Hindistan tesirindeki Bangladeş hükümetinin hukuku araç olarak kullanıp muhalefeti sindirmek istediği için böyle bir hukuk cinayetine teşebbüs ettiği gayet açıktır.Kısacası Bangladeş’te de Mısır’da, Suriye’de, Tunus ve benzeri yerlerde olduğu gibi bir “İSLAM’A KARŞI İSLAM PROJESİ” ile karşı karşıya…
BANGLADEŞ: İKİ KADININ KİN SİYASETİ
Bangladeş ilginç bir coğrafya, Pakistan’dan bağımsızlığını kazandıktan sonra sürekli olarak siyasi çekişmelerin merkezinde yer alıyor. Ülkede askeri darbe ve liderlerin öldürülmesi Bangladeş siyasi tarihinde en fazla yazılan kelimler olarak karşımıza çıkıyor. Hint Kıtasında sezaryenle doğan Bangladeş’te ne yazık ki siyasi çekişmeler bitiremediği için hak ettiği gelişmeyi de bir türlü sağlayamıyor ve toplumsal barışı da sağlayamıyor. Bugün Cemaati İslami liderlerine verilen idam kararlarının uygulanmaya başlaması da aslında Bangladeş siyasetinin bir kan davasına dönüştüğünü işaret ediyor. Aslında Bangladeş, bugünlerde iki ‘kökten’ siyaset kadınının uzun yıllardır devam eden rekabetinin gölgesinde korkunç bir hesaplaşmaya ve insan hakları ve hukuk ihlaline sahne oluyor. Başbakan Şeyh Hasina Wacid (1975’te suikaste kurban giden Bangladeş Cumhurbaşkanlarından Şeyh Muciburrahman’ın kızı) ve Bangladeş Ulusal Partisi Başkanı ve Eski Başbakan Halide Ziya (1981’de öldürülen Bangladeş Cumhurbaşkanlarından General Ziyaürrahman’ın karısı) bu mücadelenin değişmeyen ama artık oldukça eskiyen iki yüzü…
Son yıllarda, bizdeki ‘28 Şubat’ın şiddetli bir halini yaşayan Bangladeş’te İslami gruplara yönelik artan baskı ve ayrımcılık politikaları bu yılın Mayıs ayında Cemaat-i İslami Partisi’ni hedef aldı. İçlerinde Cemaat-i İslami Partisi lideri Motiur Rahman Nizami ve eski lider 91 yaşındaki Ghulam Azam’ın da bulunduğu sekiz idareci, 1971’deki dokuz ay süren ve çok sayıda (30 binden 3 milyona kadar farklı sayılarda kişinin öldüğü iddia edilen) bağımsızlık savaşında savaş suçu işledikleri iddiasıyla tutuklandılar ve şimdi idam talebiyle yargılanıyorlar. Bu siyasi davayı protesto etmek için yapılan gösterilerde 5500 kişi tutuklandı ve bunlardan sadece 400 kadarı serbest bırakıldı…İktidardaki Şeyh Hasina liderliğindeki Awami Ligi’nin inisiyatifiyle kurulan Uluslar arası Savaş Suçları Komisyonu (veya Mahkemesi) davayı yürütüyor ve Cemaat-i İslami liderlerini Pakistan’la işbirliği yapmak, Bangladeş’in bağımsızlığı aleyhine çalışmak ve savaş suçu işlemekle suçluyor.Oysa şeyh Hasina suçladığı bu insanlarla geçmiş dönemde koalisyon yaparak hükümet kurmuş ve ülkeyi beraber yönetmişti.
BANGLADEŞ SİYASETİ HİNDİSTAN ETKİSİNDE
Hindistan’ın etkisindeki Bangladeş yargısı, Bangladeş'te Cemaat-i İslami Partisi liderlerinden Abdülkadir Molla, 1971'deki bağımsızlık savaşı sırasında insanlığa karşı suç işlediği gerekçesiyle idama mahkum edilmişti. Cemaat-i İslami Partisi'nin Genel Sekreter yardımcısı olarak görev yapan Molla, suçlamaları reddetmiş ve hakkında verilen ömür boyu hapis cezasının iptali için Temyiz Mahkemesi'ne başvurmuştu. Bu kararı ne yazık ki temyiz mahkemesinden de dönmüş ve idam kararı beklenmektedir. Bu kararın uygulanması aslında bir kan davası ve hukuksuzluğun çok ötesindedir. Ağustos ayında Cemaati İslami’nin Bangladeş’te yasaklanması sonrasında ocak ayında seçimlere gidecek olan Bangladeş’te Avam Ligi bunun üzerinden Bangladeş tarihinde olmayan bir şeyi yapmaya ikinci defa seçimi kazanmaya çalışmaktadır. Oysa Bangladeş’te ki yoksulluk ve siyasi kaos ortamı Bangladeş’in darbelerine zemin hazırlamaktadır.
İDAM KARARI NEDEN HIZLI ALINDI VE UYGULANMASI İÇİN ACELE EDİLİYOR
Bangladeş’te olup biteni en iyi anlamanın yolu Bangladeş siyasetini okumaktan geçiyor. Bugün, ülkenin siyasetine ise dört parti hâkim: Bunlar, Şeyh Hasina Vecid yönetimindeki iktidar partisi Awami Parti (AL), Begüm Halide Ziya liderliğindeki ana muhalefet partisi Bangladeş Halk Partisi (BNP), Muhammet Erşad liderliğindeki Jatiya Parti (JP) ve Gulam Azzam isimli lideri idamla yargılanan Cemaat-i İslam (JI). Bangladeş’te AL ve BNP partileri, halkın çoğunluğunun oyunu alan ve hükümeti kuran partiler. JP ve JI ise halk tarafından kabul gören ve hükümet koalisyonlarının anahtarı konumundaki partiler.
SEÇİMLERDE EN ÖNEMLİ VAAD İDAMLARDI
Bangladeş Başbakanı Awami Partisi lideri Hasina Vecid’in 2008 yılındaki seçimlerde en önemli vaadi savaş suçlularının yargılanacağı taahhüdü idi. Seçimin üzerinden bir sene geçtikten sonra 1973 tarihli Bangladeş Uluslararası Ceza Mahkemesi Kanunu’nda değişiklik yapıldı ve hükümet, Uluslararası Savaş Suçları Mahkemesi’nin (ICT) yargıç, savcı ve tahkikat komisyonu üyelerini tayin etti. 21 Mart 2010 tarihinde söz konusu mahkeme, aralarında eski bakan, milletvekillerinin olduğu, son seçimde ittifak yapan Cemaat-i İslami ve Bangladeş Nasyonalist Partisi (BNP) liderlerini (91 yaşındaki Cemaat-i İslami lideri Prof. Dr. Gulam Azam dâhil) 1971 yılındaki bağımsızlık savaşında Pakistan ordusuyla işbirliği yaptıkları gerekçesiyle yargılamaya başladı. 12 kişinin (Dokuzu Cemaat-i İslami üyesi, ikisi BNP üyesi, biri bağımsız) idamla yargılandığı muhakeme sürecinde ki olaylarda çok sayıda insan hayatını kaybetti.
Mahkemenin adil olmadığına yönelik olarak en büyük eleştiri Pakistan askerlerinin yargılanması için kurulan mahkemenin kendi vatandaşlarını yargılaması oldu.
PAKİSTANLI ASKERLER İÇİN KURULDU BANGLADEŞ VATANDAŞLARI YARGILANDI
1973 tarihli Bangladeş Uluslararası Ceza Mahkemesi Kanunu Bangladeş Parlamentosu tarafından kabul edilmiş ve buna göre bağımsızlık savaşı sırasında çeşitli suçlara ve katliama karıştığı tespit edilen Pakistanlı subayların yargılanması için Bangladeş Uluslararası Savaş Suçları Mahkemesi (ICT) kurulmuştur. Ancak 38 yıl sonra ICT, katliama karışan askerlere yönelik değil, Bangladeş vatandaşlarına, özellikle siyasi kimliği olan kişilere teşmil edilmiştir. Bangladeş vatandaşı olmayan Pakistanlı subaylar için kabul edilen ICT’de şimdi Bangladeş vatandaşı olan sivil kişiler yargılanmaktadır. 2009 yılında ilgili kanun Parlamento tarafından değiştirilmiş, 2010 ve 2011 yıllarındaki ek değişikliklerle de ICT tamamen siyasi, ulusal, uluslararası hukuku hiçe sayan bugünkü haline getirilmesidir. Üyelerinin tamamı hükümet tarafından atanan ve jüri bulunmayan mahkeme ‘uluslararası’ vasfı olmadığı gibi ‘bağımsız ve tarafsız’ da olmadığı için Roma Statüsü’ne göre bu tarz bir muhakeme yapmaya yetkili değildir ve bu durum Bangladeş kanunlarına da aykırıdır.
BANGLADEŞ'TE İSLAM'A KARŞI İSLAM
Bugün Bangladeş’te yaşadığımız olay aslında “İSLAM’A KARŞI İSLAM” tezinin tipik bir yansımasıdır. Bir taraftan Hindistan siyasetinin etkisi altına girmiş olan Bangladeş hükümeti, Cemaati İslamiye’yi yasaklayarak Pakistan ile olan ayrılığını daha da derinleştiriyor ve Hindistan siyasetini uyguluyor, diğer taraftan ocak ayında yapılacak olan seçimler öncesi 3 ay görev yapması gereken bağımız hükümeti kurdurmayarak seçimleri tekrar kazanmaya çalışıyor. Bangladeş bir taratan Arakanlıların sığındığı bir ülke olurken diğer taraftan ise verilen idam kararı ile kaosunu derinleştiriyor. Alınan bu karar da gösteriyor ki, Bangladeş siyaseti Hindistan etkisinden kurtulmadığı taktirde ülkedeki siyasi kaosun aşılacağına umut verilmiyor. Bangladeş Hükümeti idam kararları aldırarak aslında Bangladeş demokrasisini idam ediyor, geleceğini asıyor.
İslam'a karşı İslam tezini Türkiye'de ilk dillendirenlerdenim ve neden bu tez üzerinde ısrar etttiğimi bugün yaşanan gelişmelerden daha iyi anlıyorum.Bugün Bangladeş'te gördüğümüz hukuksuzluk Mısır,Türkiye, Tunus, Libya, Suriye, Irak gibi ülkelerde yaşatılan İslam'a karşı İslam projesinin küresel fotoğrafıdır ve bu ülkelerin hepsi fotoğrafın bir karesidir.
İlgili haberler için tıklayınız:
BANGLADEŞ'TE İDAM KARARI ONANDI
TÜM DÜNYA İDAM KARARININ İPTALİNİ BEKLİYOR: MOLLA'YA ÖZGÜRLÜK!
ABDÜLKADİR MOLLA KİMDİR?
DAVUTOĞLU'NDAN MOLLA ABDÜLKADİR HAMLESİ
SON VİDEO HABER
Haber Ara