Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

CHP: 'Kömür madeninde 10 milyar liralık yolsuzluk nasıl yapıldı?'

CHP'li Aykut Erdoğdu: Kömür madeniyle ilgili 10 milyar lirayı aşan organize yolsuzluk yapıldı; yolsuzluk silsilesi 2002 yılında bazı madenlerin kapatılmasıyla başladı

12 Yıl Önce Güncellendi

2013-12-09 13:43:58

CHP: 'Kömür madeninde 10 milyar liralık yolsuzluk nasıl yapıldı?'

CHP'li Aykut Erdoğdu, kömür madenlerinde yaşanan yolsuzlukların perde arkasını Birgün gazetesindeki köşesine taşıdı. Erdoğdu, 2002 yılında bazı madenlerin "kalitesiz (isli, küllü, nemli, düşük kalorili) kömür ürettiği" yönündeki raporlar doğrultusunda kapandığının, ancak kapatılan madenlerden biri olan ve Çorum/Alpagut’ta bulunan Dodurga Kömür Madeni rödövans usulü kiralama ihalesine çıkarıldığını belirtti. Rödövans usulüne göre, madeni kiralamak isteyen firmalar üretecekleri her ton başına TKİ’ye pay vermek üzere ihaleye girdi.

Erdoğdu yazısında, kiralanacak madende biri açık biri kapalı olmak üzere iki kömür sahasının bulunduğunu, Türkiye Kömür İşletmeleri'nin (TKİ), açık sahanın ihaleye dahil olmadığı açıklaması sonrası kapalı sahada üretim yapmanın maliyetli olmasından dolayı ihaleye katılacak firmaların teklife yanaşmadığını belirtiyor. Ancak bir firma ihaleyi kabul ediyor ve aldıktan sonra TİK'e, açık sahada üretim yapmak istediğini belirtiyor. İlk başlarda reddedilen bu talep daha sonra kabul ediliyor. Böylece ton başına 13,61 TL değil, bunun 2-3 katı olması gereken fiyattan aşağıya dolaylı yoldan ihaleyi kazanmış oluyor.

Aykut Erdoğdu'nun Birgün gazetesinde "Kömür yolsuzluğu-1" başlığıyla yayımlanan yazısı şöyle:

Hani verimsiz madendi


Yolsuzluk silsilesi, Türkiye Kömür İşletmeleri (TKİ) tarafından bazı madenlerin 2002 yılında kapatılmasıyla başladı. Kapatma gerekçesine dayanak olarak bu madenlerin kalitesiz (isli, küllü, nemli, düşük kalorili) kömüt ürettiği yönündeki “ısmarlama” raporlar gösterildi.


Dodurga madeni

Kapatılan madenlerden biri olan ve Çorum/Alpagut’ta bulunan Dodurga Kömür Madeni rödövans usulü kiralama ihalesine çıkarıldı. Bu usule göre yapılan ihalede madeni kirlamak isteyen firmalar üretecekleri her ton başına TKİ’ye pay vermek üzere ihaleye girdi. Kiralanacak madende iki kömür sahası bulunuyordu. Bunlardan birincisi kömürün yer altında bulunduğu kapalı saha. Yani kömürün daha pahalıya çıkarıldığı saha. İkincisi ise kömür üzerindeki toprağın temizlendiği (dekapajlı) saha, yani açık saha. Kömürün üretim maliyeti, ihale aşamasında firmaların teklif edeceği rakamı doğrudan etkiliyordu. Toprak altından kömürü çıkarmak daha maliyetli olduğundan ihaleye giren firmaların tercihi açık sahayı almaktı. Oysa ki TKİ, toprak altında kalan kömür ekonomiye kazandırılsın diye açık sahayı ihale etmiyor, sadece kapalı sahayı ihale ediyordu. Kapalı sahadan kömür çıkarmak için önce sahanın toprağının temizlenmesi gerekiyordu. Bu maliyeti arttıran bir unsur olduğundan firmaların açık sahaya nazaran kapalı saha için daha düşük bir “ton başına ücret” teklif edilmesi demekti.


İhale kapalı saha içindi ama

İhaleye katılan firmalar ihale salonunda “açık sahanın ihaleye dahil olup olmadığını” sordu. İhale Komisyonu açık kömür sahasının ihaleye dahil olmadığını belirtti ve bu görüşmelere zabıtlara geçti. Aday firmalar cevaptan tatmin olmamış olacak ki bu defa aynı soruyu yazılı olarak sordu. TKİ “açık sahanın ihaleye dahil olmadığını” bir kez de yazılı olarak teyit etti.

Açık saha ihaleye dahil olmadığı ve kapalı sahada kömür üretmek pahalı bir iş olduğundan, ihale ton başına 13,61 TL ile “yandaş” bir şirkete verildi. Yani bu şirket kapalı sahada ürettiği her bir ton kömür için devlete 13,61 T para ödemeyi kabul ederek ihaleyi kazandı.


Bir açık saha alana bir kapalı saha hediye (mi!)

İhaleyi alan şirket bir süre sonra ihaleyei dahil olmayan, yani kendisine devrilmemiş olan açık kömür sahasında üretim yapmayı talep etti. Çünkü açık sahada üretim yapmak ihaleyle aldığı kapalı sahaya göre çok daha karlıydı. Ama ihaleyle aldığı kömür sahası açık olan değil kapalı olan sahaydı. Dolayısıyla TKİ bu talebi kesin bir dille reddetti. Açık saha ihaleye dahil edilecek olsa şirketin devlete ödeyeceği paranın 13,61 TL değil, bunun 2-3 katı olması gerekiyordu.

Ancak şirketin önceleri reddedilen talebi ani bir karar değişikliğiyle TKİ tarafından kabul edildi. Böylece şirket, ucuz olan kapalı saha fiyatına pahalı olan açık sahayı da ele geçirmiş oldu. Milyonlarca ton kömürün bulunduğu madende vurgun boyutunu varın siz hesaplayın.


Özel inceleme raporu da yolsuzluğu doğruladı

Bu durum, ihale sonrasında şartların şirket lehine-kamu aleyhine değiştirilmesi sebebi ile Türk Ceza Kanunu’na göre suçtu. TKİ’nin hesap ve işlemlerini her yıl düzenli olarak denetleyen Sayıştay Denetçileri bu konuda bir Özel İnceleme Raporu düzenledi. Özel İnceleme Raporu’nda dayolsuzluk yapıldığı ve devletin yüz binlerce lira zarar ettiriliği belirtildi.


Bakanlıktan farklı rapor

Enerji Bakanlığı suçu aklayan trapor düzenleyince Sayıştay ile Enerji Bakanlığı arasındaihtlaf ortaya çıktı ve konu Başbakanlık Teftiş Kurulu’na intikal etti. Başbakanlık Teftiş Kurulu, yaptığı incelemenin ardından düzenlediği raporla bu açık suçu akladı ancak ileride doğacak bir sorumlulukrtan çekindiği için de ”bir kez de Başsavcılık incelesin” diyerek topu Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na attı.

Aslında suç çok açıktı. Çünkü bir yandan ihaleye dahil olmayan bir kömür sahası ihale sonuçlandıktan sonra ihaleye dahil ediliyor ve devlet kasten zarar ettiriliyor, diğer yandan ihaleye katılan diğer firmalara haksızlık yapılırken, ihaleyi alan şirkete ise çok büyük haksız kazanç sağlanıyor.


Başsavcılığın ibretlik karar

Sonrasında daha da ilginç gelişmeler yaşandı. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Kamu İhale Kurumu’nun konuya ilgili hiçbir ilgisi olmayan, içeriğini hiç kimsenin bilmediği, sanki işlemlere olnay veriliyormuş havası yaratılan bir yazısıyla birlikte tartışmalı bir bilirkişi raporuna dayanarak ve olaylarda “kamu yararı” olduğu gerekçesiyle takipsizlik kararı verdi. Yani savcı kovuşturmaya yer olmadığına kanaat getirdi.


Biz o belgeyi şey sanmıştık

Başsvcılığın takipsizlik kararına dayanak teşkil eden Kamu İhale Kurumu yazısının konuyla uzaktan yakından bir ilgisinin olmadığı sonradan anlaşıldı. Takipsizlik kararı verilmesine neden olan yazının ihale harçlarına ilişkin bir yazı oduğu daha sonra ortaya çıktı. Belgelerle sabir olan bu açık “ihaleye fesat karıştırma suçunun” düzmece rapor ve uydurma belgelerle takipsizliğe uğraması yüzünden devlet yüz milyonlarca lira zarar etti. Savcılık Makamı da “yeni deliller var, tekrar incelemem gerek, takipsizliği kaldırıyorum” diyemedi.sorumlular ise hiçbir bedel ödemedi. Şimdilik kaydıyla…

SON VİDEO HABER

Iğdır'da AK Parti İl Başkanlığı binasına molotoflu saldırı

Haber Ara