56 paşa çıkaran ailenin eşyaları sergileniyor
Soyu Akkoyunlulara uzanan, Osmanlı döneminde 56 paşa çıkaran ve kuşaktan kuşağa geçen Bosna Hersek Sancak Beyliğini 4 asır yürüten 'Çengiç' ailesinin, Bursa'da bir müzede sergilenen kılıç, ateşli silah, tılsımlı gömlek, tekstil malzemeleri, ferman gibi eşyaları, geçmişe ışık tutuyor.
12 Yıl Önce Güncellendi
2013-12-04 22:57:34
Cevat Fehmi Başkut, Haldun Taner, Burhan Felek gibi duayen kişilerden dersler aldığı öğrencilik yıllarında, Ayhan Dinç, Ülkü Tamer, Tomris Uyar ile aynı sınıfta öğrenim gördüğünü belirten İlova, TRT İstanbul Radyosunda "Gençlik Saati" adlı programı hazırlayıp spikerliğini üstlendiğini anlattı.
Mezun olduktan sonra reklam spikerliği, Kültür ve Turizm Bakanlığı Tanıtma Bürosunda şube müdürlüğü görevlerinde bulunduğunu ifade eden İlova, Çengiç ailesinin kökünün Akkoyunlu Uzun Hasan'a kadar uzandığını bildirdi.
Atalarının, Akkoyunlu Devleti yıkılınca Çankırı'ya yerleştiğini aktaran İlova, şöyle devam etti:
"Atalarımı, Osmanlı Devleti döneminde Yavuz Sultan Selim, uç beyi olarak Bosna Hersek'e göndermiş. Çankırı'dan gittikleri için oradaki yerliler, ailemize, 'Çankırı'dan gelenler' anlamına gelen 'Çankırıliç' diye hitap etmiş ve daha sonra bu isim zamanla
değişerek 'Çengiç' olmuş. Atalarımız, Bosna Hersek Sancak Beyliğini 4 asır başarıyla yürütmüş, akıncı ruhuyla hamleler yapmış. Ailemiz, Osmanlı'ya 56 paşa kazandırmış.
Bursa Eski Eserleri Sevenler Kurumunda çalıştığı yıllarda Mevlid-i Şerif'in yazarı Süleyman Çelebi'nin türbesinin inşasına katkıda bulunan babam merhum Rıza İlova, bana hediye ettiği kitabın ilk sayfasına, 1952'de vasiyet niteliğinde, 'Kızım Leyla. Babanın sana verebileceği ve kendimce en kıymetli hediye budur. Onun en çok iftihar ettiği başarısı bu olmuştur. Bana layık bir evlat olmak istersen gücüne göre benim gittiğim yoldan git. Mükafatını benim gibi alırsın' cümlelerini yazmıştı. Bunun üzerine ailemden kalan konağımızdaki eşyaları, Bursa Kent Müzesine bağışlamaya karar verdim."
"Varlığı da gördük, yokluğu da"
İlova, babasının vasiyetini yerine getirmesinin, doğup büyüdüğü Bursa'ya gönül borcunu ödemesi anlamına geldiğini vurguladı.
Şimdiye kadar hem çok büyük varlık hem de sıkıntılar yaşadıklarına işaret eden İlova, şöyle konuştu:
"Babam 9 büyük ameliyat geçirdi ama ailenin birbirine olan bağı ve sevgisi, hepsini yendi. 10 yıldır görme engelliyim. Eskiden aklıma estikçe omzuma bir çanta alıp bir valizin kuyruğunu çekip 'Biraz Tuna'ya gideyim' deyip bir uçak, ardından bir Romanya gemisi, birazcık Bükreş, oradan Viyana'ya giderdim. Seyahat etmeyi seviyordum, hala da seviyorum. Görme engelliyim ve körlüğüm siyah değil, beyaz ve ışık. Bu bile iyi, enerji veriyor bana. Göremiyorum, bunun için de hiç şikayetçi değilim. Yaşam çok güzel. 'Size sormadan getiriyorlar, sormadan da alıp götürüyorlar' felsefesindeyim. O zaman oturup mızmızlanacağımıza bir şeyler yapalım."
Tepedelenli Ali Paşa'nın silahı da var
Bursa Kent Müzesi Koordinatörü Ahmet Erdönmez ise eşyaların bağışlanmasının ardından yaptıkları incelemelerde, Osmanlı ile ailenin tarihlerinin örtüştüğünü gördüklerini söyledi.
Bir kurgu hazırladıklarını ve eşyaları halkın ziyaretine açmak amacıyla müzede "Bosna'dan Bursa'ya Çengiç Beyleri Sergisi"ni oluşturduklarını dile getiren Erdönmez, "Bu bir aile sergisi gibi görünse de Osmanlı Devleti'nin Balkanlar'daki yönetim şeklini ve düzenini anlatan bir sergi. Aynı zamanda sergi, ailenin Bursa'daki son temsilcisi Leyla İlova'nın bağışlarıyla oluşan iyi bir koleksiyon" ifadesini kullandı.
Erdönmez, yaklaşık bir ay önce açtıkları serginin, 1 Eylül 2014'e kadar görülebileceği bilgisini verdi.
Bu sergiye, başta Bosna Hersek ve İstanbul'daki Dolmabahçe Sarayı olmak üzere şimdiden birçok ülke ve kentten talepler geldiğini aktaran Erdönmez, şunları kaydetti:
"Çengiç paşalarının, sancak beylerinin kullandığı bütün eşyalar, sergide yer alıyor. Sergi, ailenin sembolü niteliğindeki kılıçlar, ateşli silahlar, tılsımlı gömlekler, ailenin kullandığı tekstil malzemeleri, fermanlardan oluşuyor. Burada, özellikle önemli bir isim olan Tepedelenli Ali Paşa'nın silahı öne çıkıyor. Aynı zamanda çalışma masaları, mutfak eşyaları gibi ailenin günlük hayatını kapsayan bütün eşyaları da görebilirsiniz. Özellikle savaşa gitmeden zırhın altına giyilip kişiyi koruduğuna inanılan, üzeri ayetlerle dolu tılsımlı gömlekler önemli. Bunlar az bulunan eserler. Müzede oluşturduğumuz sergiyi gezenler, 300 yıllık tarihi süreci kapsayan koleksiyon eşyalarını görebilir."
Kaynak: AA
Haber Ara