Yahya Alkın: Bu dayatma bir neslin kaybolmasına yol açar
Tefsir uzmanı Yahya Alkın: “Eğitimdeki eksikliklere rağmen dershanelerin kapatılmasını anlamak mümkün değil. Bu dayatma bir neslin kaybolmasına yol açar.”
12 Yıl Önce Güncellendi
2013-11-30 04:48:41
Diyanet İşleri Başkanlığı Haseki Dinî İhtisas Merkezi Öğretim Üyesi Yahya Alkın, Milli Eğitim’deki eksikliklere rağmen dershanelerin kapatılmasını anlayamadığını söyledi. Geçmişte en büyük, en ünlü din ve ilim adamlarının halkın kurduğu medreselerde yetiştiğine dikkat çeken tefsir uzmanı Alkın, dershaneleri kapatmanın eğitim cinayeti olacağını vurguladı. Bu yanlıştan bir an önce dönülmesini tavsiye eden Alkın, “Bu kadar dua ve rica geri çevrilmez. Bütün bu ricalara rağmen dershaneleri kapatmaya kalkanların basireti mi bağlandı?” ifadelerini kullandı. 37 yıldır müftü ve vaiz yetiştiren Alkın, bir neslin kaybolmasına sebep olacak dayatmadan vazgeçilmesini istedi.
Mustafa Gürlek'in Zaman gazetesindeki haberine göre, Diyanet İşleri Başkanlığı çatısı altında 37 yıldır müftü ve vaiz yetiştiren Yahya Alkın, dershanelerin kapatılması konusunda gösterilen ısrardan dolayı çok üzgün olduğunu belirtti. Başkanlıkta yıllarca müftülük yaptıktan sonra emekliye ayrılan hocaefendi, “Dershanelerin kapatılmasını gerektirecek hiçbir haklı sebep yok. Bakanlık yetkililerinin yaptığı açıklamalar inandırıcı ve mantıklı değil. Tabiri caizse dayatma ile karşı karşıyayız. Bu şekilde sergilenen hava beni ikna etmediği gibi toplumun büyük bir kesimini de ikna etmiyor.” diye konuştu.
‘Kayıp nesil’ vakası yaşanır
Türkiye’nin geçmişte yaşadığı darbeleri ve kayıp nesilleri hatırlatan emekli müftü, benzer bir felaketin bu dayatma sonunda yaşanmasından endişe duyduğunu dile getirdi. Yahya Alkın şöyle devam etti: “Bu camia, elindeki imkânlarıyla vatanın evlatlarına iyi bir gelecek sunma çabası gösteriyor. Bu gayretin karşısında haklı bir gerekçe gösterilmeden dershaneleri kapatmaya gidilmesini anlayamıyorum. Bu işin mantıki bir tarafı yok. Bu insanları seviyoruz, bizimle aynı davaya gönül veren dostların bir an önce bu basiretsizlikten kurtulması için dua ediyorum. Bu insanların yaptığı hasenat, seyyiattan fazla. Ama hayret içerisindeyim. Neden böyle bir yol tercih ediliyor?”
Devlet eliyle yapılan kapatma dayatmasının bir cinayet olduğunu ifade eden tefsir uzmanı, gönül köprülerinin yıkılmaması gerektiğini, birlik ve beraberliğe ihtiyaç duyulan zamanda yanlıştan dönülmesini umut ettiğini kaydetti. Tartışmalara yönelik kendisine sorulan sorulara cevap veremediğini anlattı: “Benim okuttuğum müftü ve vaizler bana soruyorlar, ‘Bu durumda kim haklı?’ diye. ‘Camia ile hükümet kapatma meselesinde neden karşı karşıya geliyor?’ diye. Biz çok üzülüyoruz, basiretsizlik var, bunlara lüzum yok.” Alkın hocaefendi son olarak İslam tarihinden örnek vererek konuya açıklık getirdi: “Sahabe-i kiram döneminde eğitim katiyen devletin kontrolünde değildi. Mesela eğitimini tamamlayan müderris, kendi medresesini açar ve isteyene parasıyla eğitim verir ve talebe okuturdu. Hicretin 2’nci asrının sonuna kadar, eğitim devletin kontrolünde değildi. Halkın kontrolündeydi. Daha sonra devlet eliyle Nizamiye Medreseleri kuruldu. Bağdat’ta ve Buhara’da ulema, ‘Buyurun bir cenaze namazı kılalım’ dedi. ‘Kim öldü?’ diye sordular. Ulema şu cevabı verdi: ‘İlim öldü, onun namazını kılıyoruz.” Dinin, ‘ilim Çin’de de olsa gidip alın’ dediğini hatırlatan Yahya Alkın, “İslam’da eğitim tamamen serbesttir. Abbasiler döneminde birçok âlim, serbest eğitim anlayışı içerisinde yetişti. Bu ortamda birçok ilmi hareketlilikler yaşandı. Devlet eliyle sen eğitimi bir kalıp içerisine aldığın zaman, zihinler darlaşır, tefekkür hayatı sönmeye başlar.” ifadelerini kullandı.
Dershaneye verdi, kızını tekrar kazandı
Türkiye’nin birçok ilinde ve ilçesinde görev yapan Yahya Alkın hocaefendi, dershanelerin eğitime katkısıyla ilgili yaşadığı bir hatırayı şu sözlerle anlattı:
“Akrabamız olan eski bir bakan, beni ziyarete geldi. Bir tek evladı olan kızıyla yaşadıkları sorunlardan ve onu iyi yetiştirememenin vermiş olduğu endişelerinden bahsetti. Ben de ona kızını dershaneye göndermesini ve hocalarına emanet etmesini önerdim. Bir yıl aradan sonra yanıma geldi. ‘Evladımı yeniden kazandım’ dedi. Anlattığına göre kızı, kötü alışkanlıklarını terk etmişti. Bu tarz örneklerin sayısı oldukça fazla. Şimdi bu değişim toplumun yararına mı zararına mı?”
SON VİDEO HABER
Haber Ara