Dolar

34,9428

Euro

36,5522

Altın

3.020,11

Bist

9.995,65

Erdoğan: Türkiye kutup yıldızı gibi oldu

Başbakan Erdoğan, televizyonlarda yayınlanan 'Millete Hizmet Yolunda' konuşmasında, gündemdeki konularla ilgili değerlendirmelerde bulunurken Türkiye'yi kutup yıldızı haline getirdiklerini anlattı.

12 Yıl Önce Güncellendi

2013-11-30 20:09:32

Erdoğan: Türkiye kutup yıldızı gibi oldu
 

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Her zaman Hakk'ın ve haklının yanında olarak, Türkiye'yi mazlumların umudu, adaletin kutup yıldızı bir ülke konumuna yükselttik. En Batı'da Kızılderililerden, en doğuda Myanmar'daki şehitliklerimize kadar; Kuzey'de Türk topluluklarından, güneyde Somali'nin muhtaçlarına kadar elimizi uzattık" dedi.

Başbakan Erdoğan, televizyonlarda yayınlanan "Millete Hizmet Yolunda" konuşmasında, gündemdeki konularla ilgili değerlendirmelerde bulundu.

Kasım ayının, hükümet açısından ayrı bir öneme, ayrı bir anlama sahip olduğuna işaret eden Başbakan Erdoğan, 2002 yılının kasım ayında, milletin iradesi ve teveccühü doğrultusunda hükümet görevini devraldıklarını, 2013 Kasım'ında da hükümette 11'inci yıllarını geride bıraktıklarını kaydetti.

Erdoğan, 11 yıl boyunca, 2 konuda son derece büyük bir hassasiyet içinde olduklarını anlatarak, şöyle devam etti:

"Birincisi, sizin verdiğiniz oylara, sizin verdiğiniz yetkiye kutsal bir emanet nazarıyla baktık ve o emanete uzanan her karanlık el karşısında son derece kararlı bir duruş sergiledik. İkincisi de, 11 yıl boyunca, sizlerin bir hizmetkarı olduğumuz şuurundan bir an olsun ayrılmadık. Bulunduğumuz makamlar, sizlerin bize tevdi ettiğiniz; sizin verdiğiniz, aslında bütünüyle size ait makamlardır. Siz, size hizmet etmemiz için bizleri bu makamlara taşıdınız. Kendimize değil, belli çevrelere, belli zümrelere değil, toplumun belli bir kısmına değil; 76 milyonun tamamına, 780 bin kilometrekarelik vatan toprağının her bir zerresine hizmet üretmek için sizler bizi buraya getirdiniz.

Biz öyle bir kadroyuz ki, bir gün, yaptıklarımızdan ve yapmadıklarımızdan dolayı, Allah'ın ve aziz milletin huzurunda hesaba çekileceğimizi hiç ama hiç unutmuyor, aklımızdan çıkarmıyoruz. Her seçim döneminde, milletimizin huzuruna çıkıyor, milletimize hesabımızı veriyoruz. Bunun yanında, bir gün, ebedi alemde de hesaba çekileceğimizi biliyor, attığımız her adımın hesabının sorulacağını çok iyi biliyor, milletimizin olduğu kadar, Yaradan'ın huzurunda da alnımız ak şekilde hesabımızı vermenin hassasiyeti içinde hareket ediyoruz."

-"Biz, çetelerin, cuntaların, karanlık şer odaklarının ne istediğine bakmadık ve bakmayız"

Başbakan Erdoğan, 11 yıl boyunca milletten ve Allah'tan başka hiç kimsenin kendilerine istikamet çizmediğini, bundan sonra da çizemeyeceğini vurgulayarak, "Biz, çetelerin, cuntaların, karanlık şer odaklarının ne istediğine bakmadık ve bakmayız. Sermaye çevrelerinin, faiz lobilerinin, medyanın bize rota çizmesine müsaade etmedik, etmeyiz. Azınlığın çoğunluğa hükmetmesine, mutlu ve elit bir kesimin, Türkiye'nin geneline dayatmalar yapmasına, baskı yapmasına 11 yıl boyunca rıza göstermedik, emin olun bundan sonra da göstermeyiz" diye konuştu.

Türkiye'de siyasetin ya da idarenin emir ve talimat alacağı tek makamın millet olduğunu, millet neyi arzu ederse onun yerine getirilmesi, neden hoşlanmıyorsa da onun terk edilmesi gerektiğini ifade eden Başbakan Erdoğan, esas olanın, milletin hoşnut edilmesi, milletin arzu ve taleplerinin yerine getirilmesi ve milletin rızasının gözetilmesi olduğunu söyledi.
Bugüne kadar milletin rızasının hilafına hiçbir adım atmadıklarını, hiçbir işin içinde bulunmadıklarını ve bundan sonra da bulunmayacaklarını dile getiren Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti:

"Her ne yaptıysak, sizin için, güzel ülkemiz için, çocuklarımız, torunlarımız, istikbalimiz için yaptık. Bundan sonra da, sapmadan, sendelemeden, rehavete kapılmadan, yorgunluk ve yılgınlığa asla prim vermeden, sizin çizdiğiniz istikamette, sizin gösterdiğiniz yolda ve menzilde ilerlemeye devam edeceğiz. Bakınız, 11 yılda, Türkiye ekonomisini 3 kattan fazla büyüttük. 230 milyar dolar olarak devraldığımız Türkiye ekonomisinin hacmi, şu anda 786 milyar doları aşmış vaziyette. Türk lirası olarak, 2002 yılında 350 milyar lira olan milli gelirimiz, şu anda 1 trilyon 417 milyar lirayı aşmış durumda. Yani, eski parayla, 11 yıl önce 350 katrilyon lira olan milli gelirimiz, şu anda 1 kentrilyon 417 katrilyon liraya ulaştı. 3 bin 500 dolardan aldığımız kişi başı milli gelir şu anda 10 bin 500 doları aştı. Merkez Bankamızın rezervini yaklaşık 5 kat artırdık; 27,5 milyar dolardan aldığımız rezerv, şu anda 135 milyar doları aşmış durumda. Türkiye'nin IMF'e 23,5 milyar dolar borcu vardı, tamamını ödedik, sıfırladık, IMF'e kredi açan ülke konumuna yükseldik."

"Türkiye'yi mazlumların umudu, adaletin kutup yıldızı bir ülke konumuna yükselttik"

Başbakan Erdoğan, okullar, üniversiteler, hastaneler, adalet sarayları, barajlar, yollar, hızlı trenler, konutlar, köprüler ve daha nicelerini inşa ederek Türkiye'yi yeniden ve daha sağlam şekilde imar ettiklerini, eğitimde, sağlıkta, adalet ve emniyette, sosyal politikalarda ulaşımda, enerjide atılan büyük adımlarla, büyük reformlarla, insanı daha da yüceltip, daha fazla refahla buluşturduklarını anlattı.

Ulaşımda devasa yatırımlar yapıldığını, büyük devlet vizyonuyla hareket ederek bölgede ve dünyada, küçük ya da büyük her meselede tezler ortaya koyarak, bu tezleri savunduklarını belirten Erdoğan, "Her zaman Hakk'ın ve haklının yanında olarak, Türkiye'yi mazlumların umudu, adaletin kutup yıldızı bir ülke konumuna yükselttik. En Batı'da Kızılderililerden, en doğuda Myanmar'daki şehitliklerimize kadar; Kuzey'de Türk topluluklarından, güneyde Somali'nin muhtaçlarına kadar elimizi uzattık" diye konuştu.

Saraybosna'nın Osmanlı yadigârı camilerinden Moğolistan'daki en eski Türk anıtlarına kadar millete ait ve tarihimize ait ne eser varsa bulunarak, tamir edildiğini, dünya mirasına kazandırıldığını vurgulayan Başbakan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Din, dil, ırk ayrımı yapmadan, Şili'deki depremzedelerden, Filipinler'deki afetzedelere kadar, herkesi, Türk bayrağının ve Türk Kızılayı'nın sıcaklığıyla kucakladık. Biz, sadece on yıllardır birikmiş sorunları çözüm yoluna koymakla kalmadık; Türkiye'yi daha da büyütmenin, daha da yüceltmenin, soframızdaki ekmeği, çocuklarımızın gözündeki umut ışığını daha da çoğaltmanın samimi mücadelesi içinde olduk."

"Hükümet, Türkiye'ye ilkleri yaşatıyor; Türkiye'yi rekorlarla buluşturuyor"

Başbakan Erdoğan, son 11 yılda Türkiye'de oluşturulan istikrar ve güven ortamının olumlu neticelerinin somut olarak alındığına dikkati çekerek, "Güçlü, kararlı, planlı ve projesi olan, vizyonu olan bir Hükümet, tesis ettiği istikrar ve güven ortamıyla, Türkiye'ye ilkleri yaşatıyor; Türkiye'yi rekorlarla buluşturuyor. Eğer, bu istikrar ve güven ortamı, bu vizyon, geçmişte Türkiye'ye hakim olsaydı, inanın, biz bugün çok farklı bir Türkiye'de yaşıyor olacaktık. Eğer, merhum Menderes, merhum Özal dönemlerinde tesis edilen istikrar ve güven ortamı, huzur, refah, vizyon ve ufuk, Türkiye Cumhuriyeti hükümetlerinin tamamına hakim olsaydı, biz bugün her alanda çok daha ileri seviyelerde olacaktık" dedi.

Türkiye'ye 30 yıldır hem manen hem maddeten ağır bedeller ödeten terör sorununun başladığında fark edilip, sona erdirilmesi halinde, terörle daha etkin, daha kararlı, çok boyutlu mücadele edilmesi halinde 30 yıldır ödenen ağır bedellerin ödenmeyeceğini dile getiren Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti:

"Biz, terörün maddi bedelleri üzerine çok kapsamlı bir araştırma yaptık. İnanın, son derece çarpıcı sonuçlar elde ettik. Şu birkaç rakamı burada dikkatlerinize sunmak isterim: 1986-2012 yılları arasında, Türkiye, bugünün fiyatlarıyla 495 milyar lira kaynağını savunmaya tahsis etti. Terör olmasaydı, savunma harcamalarımız yüzde 50 az olsaydı, Türkiye 248 milyar lira tasarruf yapmış olacaktı. 1986-2012 yılları arasında, 1 trilyon 610 milyar Lira kaynağımız borç faizlerine gitti. Eğer terör olmasaydı, Türkiye'nin risk primi sadece yüzde 10 daha düşük olsaydı, 161 milyar lira tasarruf etmiş olacaktık. Yaptığımız hesaplamaya göre, 26 yıllık süre zarfında, terör nedeniyle, Türkiye'nin turizmde kaybı 121 milyar lira; doğrudan uluslararası yatırımda kaybı ise 53 milyar lira oldu. Terör yüzünden büyük şehirlere göçün maliyeti de yaklaşık 78 milyar lira oldu.

İstihdamda, enerjide, tarımda, hayvancılıkta, ticarette ciddi kayıplar yaşadık. Sonuç olarak, eğer, terör olmasaydı ve Türkiye ekonomisi yıllık yüzde 0,25 oranında daha fazla büyüyebilseydi, bu bize 1 trilyon lira ek kazanç sağlayacaktı. Bakın, şu anda milli gelirimiz 1 trilyon 417 milyar lira. Bu hesaplamaya, bu senaryoya göre, eğer terör olmasaydı ve Türkiye yıllık yüzde 0,25 fazla büyüseydi, milli gelirimiz 2,5 triyon lira olacaktı. Evet... Gencecik canlarımızı yitirdik... Gencecik fidanlarımızı şehit verdik... Binlerce vatandaşımız hayatını kaybetti. Bunlara ek olarak, Türkiye çok önemli maddi kaynaklarını kaybetti, zenginliğini yitirdi; adeta geleceğinden alıp, teröre verdi."

Başbakan Erdoğan, terör sorunu karşısında en baştan beri "Bu kayıplar devam edecek mi? Bu gençler ölmeye devam edecek mi? Ocaklar sönmeye, annelerin, babaların yüreği kavrulmaya devam edecek mi? Çocuklarımız yetim ve öksüz kalmaya; eşler dul kalmaya devam edecek mi? Türkiye, kaynaklarını, enerjisini, en önemlisi de istikbalini, bu mesele uğruna tüketmeye, harcamaya, heba etmeye devam edecek mi?" sorusunu kendilerine yönelttiklerini anlatarak, "Hiç kimse bu sorulara evet cevabını veremez. Kalbi olan, vicdanı olan, ruhunda insani değer olan, imanı olan, vatan ve millet sevgisi olan hiç kimse bu sorulara evet diyemez. Hiç kimse, bu ağır sorular karşısında sessiz kalamaz, tepkisiz kalamaz, bana ne diyemez" dedi.
"Sönen her ocak, bizim ocağımız. Yanan her yürek, bizim yüreğimiz"

Başbakan Erdoğan, en başta bir vatandaş, milletin bir ferdi olarak Türkiye'ye aşık, sevdalı ve bu ülkenin dertlisi olduğunu belirterek, "Yitip giden her can, sizin canınızdan ne koparıyorsa, benim canımdan da onu koparıyor. Toprağa düşen her damla gözyaşı, sizin kadar bizim de gönül pınarlarımızdan akıyor. Sönen her ocak, bizim ocağımız. Yanan her yürek, bizim yüreğimiz. İşte onun için biz, bütün bu sorulara hayır cevabını verdik. Türkiye'nin daha fazla kaybetmesine hayır dedik. Gençlerin ölümüne hayır dedik. Annelerin, babaların ağlamasına, gözyaşlarına, gözümüzün önünde akıp giden kaynaklara, gözümüzün önünde istikbalimizin çalınmasına hayır dedik" diye konuştu.

"Hayır" demenin bedelini ödediklerini ve ödemeye devam ettiklerini ifade eden Başbakan Erdoğan, şunları kaydetti:

"Hayır demenin bir bedeli vardı, onu ödedik ve ödüyoruz. Hayır deyince, silah tüccarlarının, kan tacirlerinin, gençlerin ölümünden rant üretenlerin, Türkiye'nin büyümesinden korkanların, siyaset mühendisi çetelerin, terörü geçim kapısı yapmış kimi sermayedarların, teröre oksijen sağlayan kimi medyanın rahatsız olacağını biliyorduk. Her türlü tehdidin yapılacağını biliyorduk. Önümüze engeller çıkarılacağını, bizi bu işten vazgeçirmek için her türlü tahrikin yapılacağını, her tuzağın kurulacağını biliyorduk. Yine de hayır dedik. Nasıl ki milletimizin hayır gördüğünü hayır görüyor; milletimizin şer gördüğünü şer görüyorsak; işte bu meselede de, milletin hayır dediğine, biz de hayır dedik. Evet, varsın, evet diyenler olsun... Varsın, terörden, kandan, gözyaşından umut bekleyenler olsun. Hiçbirine eyvallah etmedik ve etmeyeceğiz. Milletimiz bizden bu meseleyi çözmemizi bekliyor, biz de bu meseleyi çözüyoruz ve çözeceğiz."

Başbakan Erdoğan, terör meselesini çözerken başta şehitlerin aziz ruhları olmak üzere, hiç kimseyi, ama hiç kimseyi incitmemek arzusunda olduklarını ve bu hassasiyetle ilerlediklerini anlatarak, "Birinden alıp, diğerine vermek gibi bir yanlışın içinde değiliz. Bir tarafı yaparken, diğer tarafı bozmak gibi bir hatanın içinde asla değiliz. Biz, Türkiye'yi normalleştirmenin gayreti içindeyiz. Yıllardır gecikeni, esirgeneni, yıllardır inkâr edileni, hak sahiplerine teslim etmenin, adaleti, eşitliği, helalleşmeyi, kucaklaşmayı tesis etmenin çabası içindeyiz. Hiç kimsenin başını öne eğdirmeyeceğiz, kimseyi mahcup etmeyecek, Allah'ın izniyle kimseye de mahcup olmayacağız. Siz bize inandınız, güvendiniz ve bizleri bu makamlara taşıdınız. Biz de sizlerin hassasiyetlerini en güçlü şekilde muhafaza ederek geleceğe ilerleyeceğiz" değerlendirmesinde bulundu.



Haber Ara