Zaman: Emsal karar var, dershaneler kapatılamaz
Zaman: Anayasa Mahkemesi’nin (AYM), kapatılmak istenen dershaneler için emsal teşkil edecek bir karar verdiği ortaya çıktı.
12 Yıl Önce Güncellendi
2013-11-29 06:13:07
Gülen cemaati ve AK Parti hükümeti arasında uzun zamandır devam eden "dershanelerin kapatılması" polemiği farklı bir boyuta taşındı. Zaman gazetesi bugün " Emsal karar var, dershaneler kapatılamaz" başlığıyla yayımladığı manşetinde, Anayasa Mahkemesi’nin (AYM), kapatılmak istenen dershaneler için emsal teşkil edecek bir karar verdiğini ileri sürdü.
Haberde,"Mahkeme kararın gerekçesinde, ana-yasanın 48’inci maddesindeki “Herkes, dilediği alanda çalışma ve sözleşme hürriyetlerine sahiptir.” hükmüne atıf yaptı. Kazanılmış haklara riayet etmeyen bir devletin hukuk devleti olamayacağı vurgulanarak devletin vatandaşlarının hukukî güvenliğini sağlamakla yükümlü olduğunun altını çizdi." ifadelerine yer verildi.
İzzettin Çiçek ve İsa Yazar'ın Zaman gazetesindeki "Emsal karar var, dershaneler kapatılamaz" başlıklı (29 Kasım 2013) haberi şöyle:
Anayasa Mahkemesi’nin (AYM), kapatılmak istenen dershaneler için emsal teşkil edecek bir karar verdiği ortaya çıktı.
Anayasa Mahkemesinin gerekçeleri:
Yasakoyucu ölçülülük ilkesiyle bağlıdır
Temel özgürlüklere aykırı düzenleme yapılamaz
Çalışma ve teşebbüs hürriyeti
AYM kazanılmış hakların kanunla ortadan kaldırılmasının ‘hukuk devleti’ ilkesine aykırı olduğuna hükmederek, bir sigorta eksperinin mesleğini yapmasını ve ruhsat almasını engelleyen kanun maddesini iptal etti. Mesleğine bir süre ara verdikten sonra yeniden sigorta eksperi olmak için başvuran ancak kanun değiştiği gerekçesiyle başvuran şahıs Ankara 14. İdare Mahkemesi’ne dava açmıştı. Bunun üzerine İdare Mahkemesi, kanunun Anayasa’ya aykırı olduğunu değerlendirerek AYM’ye başvurdu. Yüksek Mahkeme de, Anayasa’nın 2. maddesindeki ‘hukuk devleti’, 13. maddesindeki ‘temel hak ve hürriyetlerin sınırlandırılması ve ölçülülük’ ile 48. maddesindeki ‘serbest teşebbüs hürriyeti’ ilkelerine aykırı olduğuna hükmederek kanun maddesini iptal etti.
Mahkeme kararın gerekçesinde, ana-yasanın 48’inci maddesindeki “Herkes, dilediği alanda çalışma ve sözleşme hürriyetlerine sahiptir.” hükmüne atıf yaptı. Kazanılmış haklara riayet etmeyen bir devletin hukuk devleti olamayacağı vurgulanarak devletin vatandaşlarının hukukî güvenliğini sağlamakla yükümlü olduğunun altını çizdi.
Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) daha önce sigorta eksperi olan bir şahsın tekrar ruhsat almasının önüne geçen kanun maddesini iptal etmesinin, kapatılmalarına yönelik yasal hazırlık yapılan dershaneler için de emsal teşkil edeceği belirtiliyor. AYM’nin 2009/11 esas ve K. 2011/93 sayılı kararı, serbest teşebbüs hürriyetinin kısıtlanması, hukuk devleti, eşitlik ve ölçülülük ilkeleri bakımından bu konuda yapılacak her türlü kanuni düzenleme için yol gösterici nitelik taşıyor.
Anayasa Mahkemesi’nin kararına konu olayda sigorta eksperi olarak çalışan davacı, mesleğine bir süre ara verdi. Tekrar sigorta eksperi olmak için ruhsat başvurusu yapan davacıya kanunun değiştiği söylenerek ruhsat verilmedi ve mesleğini yapması engellendi. Bu işlemin hukuka aykırı olduğunu düşünen şahıs, Ankara 14. İdare Mahkemesi’ne dava açtı. İdare Mahkemesi, kanunun Anayasa’ya aykırı olduğunu değerlendirerek, itiraz yoluyla Anayasa Mahkemesi’ne başvurdu. Kanunun Anayasa’nın 2. maddesinde yer alan hukuk devleti ilkesi, 13. maddesindeki temel hak ve hürriyetlerin sınırlandırılması ve ölçülülük ilkesine, 48. maddesindeki serbest teşebbüs hürriyetine aykırı olduğuna hükmeden AYM, kanun maddesini bu gerekçeleri gözeterek iptal etti.
Hukuk dersi niteliği taşıyan kararda, temel hak ve özgürlüklerin sadece kamu yararı amacı ile ve kanunla sınırlanabileceği belirtilerek, Anayasa’nın 13. maddesinde, “Sınırlamalar, Anayasa’nın sözüne ve ruhuna, demokratik toplum düzeninin ve lâik Cumhuriyet’in gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykırı olamaz.” denildiği belirtildi. Anayasa Mahkemesi, “Yasa koyucu, çalışma hürriyeti ile ilgili bir konuyu düzenlerken hukuk devleti ilkesinin bir gereği olan ölçülülük ilkesiyle bağlıdır. Ölçülülük ilkesi nedeniyle devlet, sınırlamadan beklenen kamu yararı ile bireyin hak ve özgürlükleri arasında adil bir dengeyi sağlamakla yükümlüdür.” ifadelerini kullandı. Kanunun kamu yararı ile bireyin hak ve özgürlükleri arasında adil bir denge oluşturmadığını dile getiren Yüksek Mahkeme, bunun ölçülülük ilkesine aykırı olduğunu belirtti.
Anayasa’nın 2. maddesine göre hukuk devleti, insan haklarına saygı gösteren, bütün etkinliklerinde hukuka ve Anayasa’ya uyan, işlem ve eylemleri yargı denetimine bağlı olan devlettir. Kararda, “Böyle bir düzenin kurulması, yasama, yürütme ve yargı alanına giren tüm işlem ve eylemlerin hukuk kuralları içinde kalması, temel hak ve özgürlüklerin anayasal güvenceye bağlanmasıyla olanaklıdır.” denildi.
Devletin, özel teşebbüslerin millî ekonominin gereklerine ve sosyal amaçlara uygun yürütülmesini, güvenlik ve kararlılık içinde çalışmasını sağlayacak tedbirleri almasının bir görev olduğunu belirten AYM, Anayasa’nın serbest teşebbüs hürriyetini düzenleyen 48. maddesinde “Hürriyet temeline dayalı bir toplumda irade serbestliği çerçevesinde ferdin sözleşme yapma, meslek seçme ve çalışma hürriyetlerinin garanti altına alınması tabiidir.” ifadelerinin yer aldığını vurguladı. Mahkeme, “Devlet, özel teşebbüslerin millî ekonominin gereklerine ve sosyal amaçlara uygun yürütülmesini, güvenlik ve kararlılık içinde çalışmasını sağlayacak tedbirleri alır.” dedi.
ANAYASA MAHKEMESİ’NİN GEREKÇELERİ:
Yasakoyucu ölçülülük ilkesiyle bağlıdır
Yasakoyucu, çalışma hürriyetini düzenlerken hukuk devleti ilkesinin gereği olan ölçülülük ilkesiyle bağlıdır. Kamu yararı ile bireyin hak ve özgürlükleri arasında adil bir dengeyi sağlamakla yükümlüdür.
Temel özgürlüklere aykırı düzenleme yapılamaz
İtiraz konusu kanun, kamu yararı ile bireyin hak ve özgürlükleri arasında denge oluşturmadığından ölçülülük ilkesine aykırılık içermektedir. Bu sebeple Anayasa’nın 2,13. ve 48. maddelerine aykırıdır.
Çalışma ve teşebbüs hürriyeti
MADDE 48- Herkes, dilediği alanda çalışma ve sözleşme hürriyetlerine sahiptir. Özel teşebbüsler kurmak serbesttir.
HAK ARAMAK İÇİN 4 HUKUKİ YOL VAR
Anayasa hukukçuları, dershanelerin kanunla kapatılmasının, iç ve evrensel hukuk açısından ‘eğitim ve öğretim hakkı, çalışma ve sözleşme özgürlüğü, çalışma hakkı ve ödevi, etkili başvuru hakkı ve eşitlik ilkesi’ ihlallerini doğuracağını vurguluyor. Dershanesi kapatılan kişilerin, Anayasa Mahkemesi’ne, Anayasa’ya aykırılık gerekçesiyle yerel mahkeme aracılığıyla ‘itiraz başvurusu’ yapma hakkı bulunuyor. Düzenlemenin kanunla değil de tüzük veya yönetmelik gibi idari işlemle yapılması durumunda Danıştay’a iptal davası açılabiliyor. İdare mahkemelerine, idari işlemle doğabilecek maddi ve manevi zararın tazminini de içeren dava yolları var. Olağan hukuk yollarının tüketilmesi durumunda Türkiye içinde son olarak Anayasa Mahkemesi’ne ‘bireysel başvuru’ yolu kalacak.
YERLEŞİK İÇTİHAT VAR
Anayasa Mahkemesi’nin kazanılmış hak konusunda Anayasa’nın 2. maddesi çerçevesinde yerleşik içtihadı bulunuyor. Mahkeme’nin söz konusu yerleşik içtihadında, “(Anayasa’nın 2. maddesinde yer alan hukuk devleti ilkesi kapsamında) Anayasa’ya uygunluk denetiminde esas aldığı ölçü normlar (anayasallık bloku) arasında bulunmaktadır. Buna göre; genel hukuk ilkelerinden biri olan kazanılmış haklara saygı ilkesine riayet etmeyen bir devletin hukuk devleti olduğu ileri sürülemeyecek, böyle bir devlet düzeninde vatandaşların hukukî güvenlik içinde bulundukları ya da böyle bir düzenden devletin eylem ve işlemlerinde hukuk kurallarına bağlı olduğu bir sistem olarak bahsedilemeyecektir.” deniliyor.
SON VİDEO HABER
Haber Ara