Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Şivan Perwer: BDP beni görmemezlikten geldi!

Kürt Sanatçı Şivan Perver, konuk olduğu programda Diyarbakır ziyaretini değerlendirdi.

12 Yıl Önce Güncellendi

2013-11-27 19:50:21

Şivan Perwer: BDP beni görmemezlikten geldi!

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Diyarbakır programına katılarak 38 yıllık Türkiye hasretini gideren Kürt sanatçı Şivan Perwer, Erbil'de Habertürk TV Ankara Temsilcisi Nilgün Balkaç'ın sorularını yanıtladı.

AK Parti iktidarı süresince sürekli Türkiye'ye davet edildiğini kaydeden Perwer, daha önce ortamın uygun olmadığı gerekçesiyle Türkiye'ye gelmediğini anlattı. BDP'ye sert eleştiriler yönelten Perwer, BDP'den kendisine hiçbir davet gelmediğini, ziyaretinde de Leyla Zana dışında sıcak karşılanmadığını söyledi.


İşte Perwer'in sözleri:

"KAÇMAK ZORUNDA KALDIM"


İnsan bir şeye büyük hayallerle başlıyor. Benim hayalimde özgür bir toplum, hayatı seven, hayata bağlanması gereken, kişiliğini korumaya çalışan, tüm toplumsal değerlerini korumaya çalışan bir toplum var. Bu düşünceleri kapsayan, bu sanatla ortaya çıktığımda çok şey sebep oldu... Yasaklamalar falan... Ülkemi bırakmak mecburiyetinde kaldım. Daha doğrusu kaçtım. Beni kovmadılar, kaçtım. Çünkü yakalasalardı, ben gitmiştim. O kadar yıl sonra döndüm, yaşlı bir adam olarak. Diyarbakır mitinginde de bunu söyledim.


"HERKES VATANINI SEVMELİ"

Elbette doğduğum yere dönmek isterdim, herkesin hayalinde bu. Yaşam, insanın düşünceleri ile güzelleşir. İnsanlar yaşama alıştığı zaman, yaşamı güzelleştiren emek için işe teşvik edildiği zaman, beyin kapasitesini bilinçle doldurudğu zaman hayatta en mükemmel kültürü yaratmaya çalışır. Herkes vatanını, doğduğu yeri daha çok sevmeli. Benim doğduğum yer o kadar tarihi yerlere sahip ki toprak eşelenirse en güzel değerler ortaya çıkar.


"BEN DE DEĞİŞTİM, TÜRKİYE DE DEĞİŞTİ"

Ben gittiğimde doğan çocuklar şimdi 38 yaşında. Bu sürede elbette çok şey değişti. Kaybettiğim şeyler de, kazandığım şeyler de oldu. Çok şey muhakkak değişti. Ben de çok gezdim, diller öğrendim, toplumların yapısını öğrendim. Ben de çok değiştim, Türkiye de çok değişti. Diyarbakır bu değişimin sonucuydu. 38 yıl sonra yasak olan durum sevgiyle, açık yüreklilikle karşılandı, ki gerçekten umarım ve zannederİm herkes bu konuda sevindi.


"AK PARTİ 10 YILDIR BENİ DAVET EDİYOR"

Dünya bile bu ziyaretten bahsetti. Türkiye'deki siyasi durum farklı gözle baktı meseleye. Acayip şeyler duyuyorum. Bazılarına gülüyorum, bazılarına çok üzülüyorum. Hiç de doğru olmayan bir şey söylüyorlar. Kaliteli bir siyasetçi yerinde olsam asla öyle şeyler söylemem. 38 yıldır dışarıdayım. 10 yıldır beni AK parti davet ediyor. Kendi kültür bakanını, adalet bakanını, milletvekilini gönderiyor. 'Şivan gel artık burada hizmeti et. Tamam bu işin yanlışı doğrusu vardır ayıralım birbirinden gel, bu toplum yıllarca beraber yaşamış' diyorlar.


"ZAMAN GELMEM İÇİN UYGUN DEĞİLDİ"

Şimdi bu dostlardan bana eleştiri gelmedi. Ben onlara hep, 'Şimdi değil, zamanı değil, daha gereken durum oturmadı. Çünkü benim gelmem için zaman uygun değil, sağolun bu yürekli dostluğunuz için' dedim. Benim gördüğüm kadar yeterli bir ortam yoktu. 'Peki sen bilirsin' dediler. Ama 'Biz seni davet ettik niye gelmedin' diyen olmadı.


"HİÇBİR ZAMAN PARA İÇİN ÇALIŞMADIM"

2.5-3 sene önce Sayın Bülent Arınç Bey geldiler, sohbet ettik, abi kardeş gibi. Tutturdular 'Bak AK Parti Şivan'ı satın almaya çalışıyor' diye... Ben bütün güzelliklerimle bu topluma gittim ve o eserleri verdim. Ben para için hiçbir zaman çalışmadım. Öyle şeyler konuşuldu ki, ben de buna şaşırdım.


"BDP'LİLER BANA SELAM BİLE GÖNDERMEDİLER"

O 3 senede ben BDP'den yanımda tek adam görmedim. Bana selam vereni de, bana selam göndereni de görmedim. Ben ona da hizmet ederim. En güzel dönüşüm, BDP ve AK Parti bunu birlikte hazırlayabilse benim dönüşüm gerçekleşecek. AK Parti buna yanaştı, BDP yanaşmadı. Tamam PKK'ye eleştirilerim oldu. Bana sert davrandılar, 'Bitireceğiz' dediler. BDP de bu çerçevede hareket etmeye başladı.


"LEYLA ZANA'NIN YÜREĞİ DİĞERLERİNE BENZEMEZ"

BDP'liler Diyarbakır'da beni sıcak karşılamadılar. Yalnızca Leyla Zana beni sıcak karşıladı. Ağlamaklı bir şekilde beni kucakladı. Leyla'nın yüreği diğerlerine benzemez. Diğerleri küskün davrandılar. Barzani'ye misafirperverlik gösterildi ama ben yokum gibi davrandılar. Niye bu kadar bana kızgınsınız? Partinizi de sizi de tanıyorum. Ben 40 yıldır bu işin içindeydim. Siz daha çocuktunuz. Bu doğru değildir. Siz beni davet etseydiniz de gelseydiniz. Siz Nevruz'u bilmezken ben Nevruz için terler döktüm. Bu tarihi bilmezsiniz... Beni sadece Nevruz için çağırmayın beni Şivan Perwer olarak çağırın, ben de geleyim hasret gidereyim.


"YA BEN GELECEĞİM YA DA ÖLÜM GELECEK"

Karşımda gördüğüm davranışlar içimde bir burukluk yaşattı. Baktım siyasi tavırlar etkili oluyor. Dönüşümü de hızlandırdı. Ben o halkın arasına çıksam da belki de yuhlarla karşılanırdım. Dedim böyle kalsın ben yine geleceğim. Ya ben geleceğim ya da benim ölüm gelecek. Elimden geleni yapmaya çalışacağım ama siz sevdiğiniz zaman geleceğim.


"PARA ALDIN" İTHAMLARINA TEPKİ

Ben hayatımda para için çalışmadım. Buyrun Sayın Erdoğan da burada, Sayın Barzani de burada. Ben ne para almışsam söylesinler. Böyle adamları da ne parlamentoya ne de belediyeye seçmesinler. Demogojistleri seçmesinler. Kendi halknın değerleriyle oynuyorlar.


"VATANDAŞLIK ALMASI GEREKEN TEK KİŞİ DEĞİLİM"

Sayın Başbakan da, Sayın Davutoğlu da vatandaşlık teklif etti. Vatandaşlık tekliflerine çok teşekkür ederim. O yürekli davranışlarını hissedebildim. Sadece vatandaşlık alması gereken kişi ben değilim, yüzlerce insan var. Ben şu anda İsveç vatandaşıyım ama elbette ülkemin vatandaşı olmak isterim. Kanuni bir düzenleme olsun, herkes vatandaşlığını alsın. Ben de o zaman alırım.


"KILIÇDAROĞLU BİR KERE BİLE 'KÜRDÜM' DİYEMEDİ"

Ben Kürt halkının sosyal, siyasal, kültürel baskı altında olduğunu anlatırken Kılıçdaroğlu neredeydi? Kendisi de Dersimli bir Kürt olduğu halde. Kendisi bir kere 'Kürdüm' diyememiştir, Kürt olduğu halde. Ama Sayın Başbakan 'benim Kürt kardeşim' diyor. Sayın Kılıçdaroğlu Kürt olduğu halde Türk millyetçisi. Roboski de benim acım. Ama sırf demagoji yapmak için Roboski'yi kullanıyor.


AHMET KAYA YAŞASAYDI...

Ahmet bir halk sanatçısıydı. Ahmet'in sanatı yeni bir sanattı. Değerli bir arkadaşımdı. Çok güzel bir şey söyledi zamanında saldırıya uğradı. Türk sanatçısının da yetiştiği eğitim nasıl görüyorsunuz. Ahmet'i kabul etmediler, saldırdılar. Orada (Magazin Gazetecileri Derneği gecesinde) Ergenekon marşlarını okumaya başladılar. Şimdi bazı insanlar özür diliyor. Ama Ahmet halktan yana bir insandı. Gezi'de ya da Diyarbakır'da demek çok doğru olmaz. Ahmet'in de tahlil edebilecek bir aklı vardı. Ahmet elbette en doğrusuna taraftar olurdu. Belki Diyarbakır'da, belki orada onu bilemem. Ama zaman değişiyor. O zamanın Ahmet'i şimdiki Ahmet olur muydu bilmiyorum. Ama herhalde en çok barışa taraf olurdu.


ÇÖZÜM SÜRECİ:
Sayın Erdoğan iyi yüreklilikle bu meseleye yaklaşıyor. Ama onun başında da öyle taşlar var ki her taraftan atılıyor.

BARZANİ - ÖCALAN: Barzani ile Öcalan arasında hiçbir sorun yok.

PKK - BDP: PKK olsun BDP olsun bunun içinde herkes aynı düşünceyi paylaşmıyor. Bu konuda değişik düşünceler vardır. Bazen kavga ediyorlar birbirleriyle.

DEVLET BAHÇELİ: Sayın Bahçeli, kıyafetime laf ediyor. Bu benim kılık kıyafetimdir. Peki Bahçeli'nin giydiği kıyafet Türk kıyafeti mi, kıravat falan... Avrupa'dan değil mi takım elbise. O zaman Bahçeli de Avrupa'nın dilini konuşsun, İngilizce konuşsun, Hristiyan olsun.

KAMER GENÇ: Emine Hanım'a saldırıyor. Çok ayıp bir şey. Emine Hanım, kimsenin incinip ağlamasını istemeyen bir insan.


Haber Ara