Günlük tuz tüketimi düştü!

Ulusal Nefroloji, Hipertansiyon, Diyaliz ve Transplantasyon Kongresi'nin 30'uncusu, geçtiğimiz günlerde Antalya'da düzenlendi. Türk Nefroloji Derneği Başkanı ve Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Nefroloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Gültekin Süleymanlar, tuz tüketimi ile ilgili sorularımızı yanıtladı...

HER ÜÇ KİŞİDEN BİRİNDE...
Tuz kısıtlaması ile ilgili yapılan çalışmalar hakkında ne düşünüyorsunuz?
Tansiyon; tüm dünyada olduğu gibi, ülkemizde de çok ciddi bir sorun. Ülkemizde her üç kişiden birinde tansiyon problemine rastlıyoruz. Tansiyon oluşumunda, genetik yatkınlık ve çevresel faktörler gibi tuz tüketimi de önemli rol oynuyor. Yapılan araştırmalarda, Türkiye'nin dünyada en fazla tuz tüketilen ülkeler arasında olduğunu görüyoruz. Günde 18 grama yakın tuz tüketen bir ülkeyiz. Olması gereken miktar ise 5-6 gram. Bu konuda kampanyalar yapıldı; 14 grama kadar düşüş var. Bunun yeterli olmadığını söylüyoruz. Sağlık Bakanlığı ve Tarım Bakanlığı; gıdalardaki tuz içeriğinin paketlerde belirtilmesi konusunda karar aldı. Ambalajlara, insanların dikkatini çekecek bazı etiketler ve işaretler konulacak. Yemek pişirilirken konulan veya hazır gıdalarda bulunan tuz miktarının düşürülmesi gerekiyor.

İlaç kullanan hipertansiyon hastaları da tuzsuz yemek zorunda mı?
Bu işin temeli, ilaçsız tedavi şeklidir. Egzersiz yapmak ve yaşam tarzını düzenlemek gerekiyor. Kilolu hastaların ideal kiloyu yakalaması, düzenli egzersiz yapması ve kalori değerlerini, yağ miktarını, kolesterolünü düşürmesi önemlidir. Bu noktada tuz bu işin sadece bir parçasını oluşturuyor. Eğer 'Ben bu işi ilaçla çözerim' derseniz, çok daha yüksek dozlarda ilaç kullanmak zorunda kalırsınız.

Tuz ve stres dışında tansiyonu başka neler tetikliyor?
Özellikle yaşlılarda tansiyon problemi daha sık görülüyor. Romatizma ilaçlarının, tansiyon hastalarında olumsuz etkisi olduğunu, dengede giden bir tansiyonun dengesini bozduğunu görüyoruz.

Artık küçük çocuklarda bile tansiyon sorunu görülüyor. Neden?
Çevresel faktörler ve bozulan beslenme alışkanlıklarının büyük etkisi var. Özellikle şişmanlığın ve şeker hastalığının gençlerde artması büyük bir tehdit. Hareketsiz yaşam da sebeplerden biri.

EN YÜKSEK TANSİYON AKDENİZ'DE EN DÜŞÜK DOĞU'DA
CREDIT'in (Türkiye Kronik Böbrek Hastalığı İnsidans Çalışması) ilk aşaması 2006'da 23 ilde gerçekleştirilmişti. Çalışmanın 2011'deki ikinci aşamasında; ilk araştırmaya katılan 4 bin 453 kişi, hipertansiyon konusunda tekrar değerlendirildi. Çıkan sonuçlar şöyle:
2006 yılına göre; tüm yaş, cinsiyet ve yerleşim yeri gruplarından katılımcılarda, kan basıncında azalma görüldü.
2006'da yüzde 32.7 olan hipertansiyon oranı, yüzde 30'a geriledi.
Yaş ilerledikçe hipertansiyon sıklığının arttığı görüldü. Ayrıca tansiyonun; kadınlarda erkeklerden, kırsal kesimde yaşayanlarda kentlerdekilerden daha yüksek olduğu gözlendi.
Hipertansiyon; Akdeniz ve İç Anadolu bölgelerinde en yüksek, Doğu Anadolu bölgesinde ise en düşük bulundu.

HAFTADA 150 DAKİKA EGZERSİZ YAPIN
Tansiyon hastalarının ağır sporlar yapması önerilmez. Bu hastalar için en ideal sporlar neler?
Dünya Sağlık Örgütü'nün belirlediği egzersiz programı; haftada 150 dakikadır. Yani ideali günde yarım saat veya 45 dakika egzersiz yapmaktır. Düzenli egzersiz; sadece tansiyonu değil, şeker ve kalp hastalıklarının kontrolüne de yardımcı olur. Dinamik egzersiz, her zaman tercihimizdir. Tansiyon hastalarına; ağırlık kaldırma gibi statik egzersizleri önermiyoruz. Tempolu yürüyüş, hafif tempoda koşu, yüzme, trekking ve bisiklet en uygun egzersizler.

Günlük tuz tüketimi düştü!

Dünyada en çok tuz tüketen ülkeler arasında yer alan Türkiye'de; günlük tuz tüketimi, 18'den 14 grama düştü. Ancak uzmanlara göre, bu düşüş yeterli değil. Halen normalin üç katı tuz tüketen Türk halkı, tansiyon sorunlarıyla karşılaşıyor.