Dolar

34,9524

Euro

36,5971

Altın

3.020,15

Bist

10.058,63

Arıların duyguları var mı?

Yapılan deneyler böceklerin duygusal bir yaşamı olduğunu gösteriyor.

12 Yıl Önce Güncellendi

2013-11-24 13:16:41

Arıların duyguları var mı?

TIMETURK / Haber Merkezi

Yapılan deneyler böceklerin duygusal bir yaşamı olduğunu gösteriyor.

Eğer arıları daha önce dikkatlice izlemediyseniz kaçırdığınız bir şeyler var. Yakından bakın ve sivri ağızlarının yiyecek karşısında aldığı hali görün, sadece yemek yemiyorlar aynı zamanda keyif alıyorlar. Biraz daha izleyin tereddütlü hareketleri ve sarkan antenleri bir çeşit duygu iletiyor gibi görünüyor. Belki bir rahatsızlık ? Yada heyecan gibi bir şey?

Arıların gerçekten böyle bir özellikleri olup olmadığı bilim için bir meraktır. Ayrıca sadece arılara değil tüm hayvanlara nasıl davranmamız gerektiğini gösteren önemli bir etkidir. Son zamanlarda Geraldine Wright yaptıkları araştırmalarda bal arılarının ruh hallerinin olduğunu söyleyerek bu konudaki tartışmaları alevlendirdi.

Wright'ın araştırma ekibi basit davranış testleri uygulayarak arıların bardağın yarısını boş görebildiklerini gösterdiler. Bu arıların insan gibi duygular yaşadığını göstermez. Böcek olmak gibi bir şeyi hissetme ihtimalini ciddiye almalıyız.

Omurgasızlar gibi arılar da hayvan türlerinin yüzde 95 çeşitli bir grubun temsilcileridir. Bu kadar yaygın olmalarına rağmen sıklıkla farklı davranış sergilerler ve omurgasızlar bazen hayatın ikinci dizesi olarak kabul edilirler.

Omurgasız nörobiyoloji iyi bir şey olsa da bütün bunlar bu sezgileri doğrulamaz. Diğer bir taraftan omurgasızlar da korteks, amigdala eksikliği vardır. Ve şaşırtıcı bir şekilde arıların sinir sistemini bizimkine minimalist kıyaslarsak : biz yaklaşık yüz bin arı beyni kadar nörona sahibiz. Diğer yandan böcekler gibi bazı omurgasızlar bizim strese verdiğimiz tepki sisteminin esas parçaları yok. Peki arılar bizim hissettiğimiz tarzda duygular yaşıyor mu?

Wright'ın çalışma ekibi bu büyüleyici soruya yanıt bulmak için Melissa Bateson başkanlığında hayvanlara ''kötümser önyargılar'' üzerine yapılan araştırmalarla devam etti. İnsanlarda tehlikeyi yada olumsuz sonuçları tahmin edebilmek iyi bir eğilimdir. Örneğin insanların belirsiz cümleler kurduğu durumlarda ''Doktor Emily'nin gelişimini inceledi'' gibi bir cümlede diğerlerine göre Emily'nin iyi olduğu sonucu endişeli olduğuna göre daha düşük ihtimallidir.

Kötü ruh hali ve önyargılar birbirine uyuyor. İnsanların seçimlerinden ve nasıl göründüklerine bakarak tahminlerde bulunuruz. Bilimsel olarak bize direk olarak hislerini söyleyemeyen varlıklar üzerinde bilimsel çalışmalarla bunu buluruz. Esas olan burada hayvanlar belirsiz bir uyarı ile karşılaştıklarında kontrollü bir durum kurmaktır.

Wright'ın deneyinde bir grup arı iki farklı yiyecek ile koku karışımlarını ilişkilendirmek için eğitildi. 9 parça oktanon 1 parça heksanol içeren bir karışım sukroz ile eşleştirildi ve arılar bunu bir ödül gibi görüyor. Diğer koku karışımı zıt oranlarda aynı karışımdan içeriyor ve çoğumuzun acı bulacağı kinin ile eşleştirildi, arılar tadına baktıktan sonra bundan uzak duracak. Bu koku gıda ilişkisini öğrendikten sonra arılar beklenildiği gibi tepki verdi. Birinci karışımda ağızlarını yemek bekleyerek açtılar ve ikinci karışımda bunu reddettiler.

Bu eğitimden sonra bilim adamları belirsiz bir dizi ağız hareketlerini gözlemledi.

Yapılan çalışmalar gösterdi ki arılar ajitasyon tarafından tetiklenen negatif kalıcı durumu etkileyebilir...


Ayetlerde bal ve arı

Efendin dişi bal arısına vahyetti: Dağlarda, ağaçlarda, insanların kurdukları kovanlarda evler edin.(16 Nahl Suresi 68) Kuran, arının yaptıklarını anlatırken, fiilin dişi formunu kullanmaktadır. Arapça'da fiiller dişiye ve erkeğe göre farklı çekilirler (Başka birçok dünya dilinde de bu böyledir). Arının yaptıkları anlatılırken fiilin dişi formunun kullanılması Kuran'ın saydığı eylemleri dişi bal arısının yaptığını göstermektedir. Bu yüzden ayeti "dişi bal arısı" diye çevirmek daha doğrudur. Dişi bal arısının yaptıkları Kuran'da şöyle tarif edilmektedir: (Arapça'da arının erkeği ve dişisi aynı şekilde yazılır, bu kelimenin ayrıca dişisi yoktur.)

1 ) Evini (kovanını) inşa etmesi (68. ayet)

2 ) Bal özünü toplamak için doğadaki faaliyeti (69. ayet)

3 ) Bal yapması (69. Ayet )

Kuran'ın saydığı bu üç faaliyeti de dişi arı olan işçi arılar gerçekleştirmektedir. Bu yüzden Kuran'da arıdan sonra gelen fiile dişilik takısı eklenmiştir. Kuran'ın saydığı bu faaliyetler ile erkek arıların hiçbir ilişkisi yoktur. Dişi olan işçi arılardan daha iri yapılı ve kocaman gözlü olan erkek arıların tek görevi genç ana arıyı döllemektir. Yaz sonunda bu görevini yerine getiren erkek arılar dişi arılar tarafından kovandan atılır ve dişi arıların bakımıyla yaşamaya alışkın oldukları için çok geçmeden açlıktan ölür.Kuran'ın indiği dönemde insanların kovan içindeki iş bölümünün detaylarından, işçi arıların dişi olduğundan, kovanı inşa etmenin, bal yapmanın, bal yapmak için meyvaların özünü toplamanın dişi işçi arıların görevi olduğundan haberleri yoktu. Bu yüzden Kuran'ın dişi arının görevlerini sayarken fiili dişiye göre çekmesi ve erkek arıları bu görevlerden dışlaması mucizevi bir ifadedir.


Mühendis arılar

Üstün yetenekleriyle bildiğimiz, mühendis vasıflı arıların yeni bir yeteneğinin daha olduğu iddia ediliyor. Arılar, bilgisayarların bile çözmekte zorlandığı çok zor bir matematik problemi olan "Seyahat Eden Satıcı Problemi" ( aralarındaki mesafeler belli, iki tane şehri sadece bir kere ziyaret ederek minimum zamanda dolaşma ) problemini çözdüğü iddia edildi. Bilgisayarlar bile olasılıklı bütün rotaların uzunluklarını karşılaştırarak en kısa rotayı günlerce süren uğraştan sonra belirledi.

Londra Üniversitesi’ndeki uzmanlar arıları bilgisayarlarla izlediler ve arıların en kısa rotayı hemen bulduklarını ortaya çıkardılar. Meğer onlar bunu hep yapıyormuş. Her gün çiçekten çiçeğe konarak harıl harıl çalışan arılar işin kolayını çoktan çözmüş ve her gün gezindiği yerlerde bu karmaşık problemi çözerek balını kolayca alıyormuş. Allah'ın bu küçük ama mükemmel işçileri en kaliteli bal için karmaşık bir çok yerde daldan dala uçarken çok enerji harcıyorlar. Bu kadar enerjiyi en aza indirmek için en kısa yolu da bulmak gerek.İşte bu görünüşte küçük ama, değerde büyük arılar bu rotayı tıkır tıkır çalışan minicik beyinlerinde hemen saptayıp hem daha az enerji, hem de daha az zaman harcıyorlar.Keşfin günlük hayatta trafik akışından, internet istihbaratına hatta "Tedarik Zinciri" yani Ticaret ve Lojistiğe kadar pek çok alanda kullanılabileceği belirtiliyor.


* Çeviri: Ayşe AYDIN / Tımeturk

(Kaynak: TRT, http://www.scientificamerican.com/article.cfm?id=do-bees-have-feelings)


SON VİDEO HABER

Polis memuru, ölümüne neden olduğu gencin ailesinden af diledi

Haber Ara