Felsefede önyargılar kırılıyor
Aklın en derin kaynağı olan felsefe, hayatı anlama ve anlamlandırma yolunda, sorgulayan bir disiplin olmaya devam ediyor.
12 Yıl Önce Güncellendi
2013-11-21 22:54:59
"Felsefi bakış, hayatı daha anlamlı yaşamayı sağlar."
Üsküdar Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Adnan Ömerustaoğlu; Hayatın sorgulanması diğer anlamda bireyin kendisini sorgulaması anlamına gelir. Kendisini sorgulayan, anlam arayışını öncelikli tutan bireyler yaşama katkı sunan, değer ve bilgi üreten bireylerdir" dedi. "Felsefe hayata dair hemen her konuda söz söylemeyi içerir" diyen Ömerustaoğlu, Felsefenin olaylar ve olgular karşısındaki en derin düşünce ürünü olduğunu vurguladı. "Bir şeyin felsefesinin olması demek o konuda etraflıca düşünüldüğü, o konunun sağlıklı bir şekilde temellendirildiği anlamına gelir. Felsefi temellendirmeden yoksun olan, derin düşünceden uzak olan her şeyin menzili kısa demektir" diye konuşan Ömerustaoğlu, özellikle demokrasi ve insan hakları, ayrımcılıkla mücadele, birlikte yaşama ve uygulamalı etik konularında felsefe eğitimi almış kişilerin çalışma yapmasının daha sağlıklı bir toplum oluşturacağını söyledi.
Ömerustaoğlu, "Felsefe hayata dair sunduğu düşüncelerle görüş çeşitlilikleri içerir. Farklı görüşler çerçevesinden hayata dair gerçekleri görme imkânları sunar. Farklı düşünenlerin bir arada yaşayabilmelerine katkı sağlar. Hayata anlam katar. Anlamlandırma çabasında bireyin en derin manaya ulaşmasına yardım eder. Üretimi esas alır, durağanlık değil süreklilik ve tamamlanmamışlık vardır. Soru sormayı, hayatı ve bireyin kendisini sorgulamasını öğretir. Toplumsal barış ve huzurun imkânları konusunda düşünsel veriler sunar. Kısacası aslında hayatın kendisini sunar" dedi.
"Felsefeyi halka yakın, halk tarafından anlaşılır bir mesafeye getiremedik"
Felsefeye toplumumuzda önyargı ile yaklaşıldığını belirten Ömerustaoğlu, bu önyargının felsefenin gerçekte bilinmeyişinden kaynaklandığını söyledi. "Bu aslında klasik insan davranışıdır. Kişi bilmediğinden ya uzaktır ya da düşman. Felsefeye uzak duranlar haklı değiller ama burada bizlerin de sorumluluğu var. Felsefeyi halka yakın, halk tarafından anlaşılır bir mesafeye getiremedik. İlgililer ve öğrencilerle sınırlı kaldık. Ama biz bu çemberi kırıp, felsefenin uzak durulması gereken değil yakın olunması gereken bir alan olduğunu, Üsküdar Üniversitesi hocaları ve eğitim verdiğimiz öğrencilerimizle aşmak istiyoruz. Bu nedenle bu konularda daha fazla yazıp çizmeyi, paneller ve seminerler düzenlemeyi planlıyoruz" dedi.
"Şiddeti engellemenin tek yolu insani değerlerin içselleştirilmesi"
Dünyada olduğu gibi ülkemizde de artan şiddet eylemleriyle ilgili değerlendirmede bulunan Ömerustaoğlu, "Şiddet kendini yenileme gücüyle ilerler, gelişir, kendini vücuda getirir" dedi. Felsefenin, şiddetin kaynaklandığı alanı anlama çabasıyla, nerelerden beslendiği ve bunun hangi dinamiklerle gerçekleştiği yönünde araştırmalarda bulunduğunu, diğer sosyal ve psikolojik sebepleri üzerinde ortak noktaları belirleyip çözüm konusunda fikir geliştirdiğini belirten Ömerustaoğlu, şiddeti engellemenin tek yolunun insani değerlerin içselleştirilmesi olduğunu söyledi.
Haber Ara