Martin Raiser ve yardımcı yazar Jaoa Pedro Azevedo Dünya Bankası'nın bloğu için(blogs.worldbank.org) yazdıkları makalelerinde Türkiye için tartışmalı olan konulardan biri olan sosyal yapı üzerinde durdular. 'Türkiye de kapsamlı büyüme. Bu olabilir mi?' başlığıyla yayınlanan makalede altı çizilen bazı önemli noktalar şu şekilde aktarılıyor:
YÜZDE 40 ÇUBUĞU NE İFADE EDİYOR?
Dünya bankası verilerine göre hazırlanan grafikte Türkiye'nin 2006-2011 dönemleri arasında tüketim oranının yaklaşık olarak yüzde 40 oranında arttığını görüyoruz. Türkiye'nin durumu burada çok istisnai olmasa da mantıklı boyutta iyi gözüküyor. Tüketimin büyüme oranındaki yüzde 40'lık artışı, ortalama büyümenin sadece 0,2 puan altında gerçekleşiyor. Bu oran Brezilya, Çin ve Hindistan’a göre oldukça kötü olmasına karşın Meksika, Endonezya be Hindistan'a bakıldığında görece iyi seyrediyor.
Yüzde 40 çubuğu için, kriz dönemi boyunca ülkedeki gelir oranları incelendiğinde maaş kazançları ve işgücü artışı, tüm gelir kazançlarının (istihdam piyasası ve emeklilik) neredeyse sadece yarısını oluşturuyor. Bu ülkenin politikasıyla alakalı bir durum. Kriz dönemin asgari maaşlar arttırıldı, kadınlar ve yeni işe başlayanlar için sosyal güvenlik katkı payları düşürüldü, sigorta kapsamı genişletildi. Öte yandan büyüme yeniden dağıtım olmadan da kapsamlı olabilmeli.
SAĞLIK VE EĞİTİMDEKİ UÇURUM KAPANIYOR
Türkiye'de sağlık ve eğitim kapsamlarında gelişme var ve sosyo-ekonomik gruplar arasında oluşan farklılıklar kapanıyor. Bu iyi bir şey, fakat tabi eğer diğer detayları bilmiyorsanız. Bir kaç istatistik şu noktalara dikkat çekiyor: 2003-2008 döneminde çocuk ölüm oranı eğitimsiz anne babaların çocukları için, en azından orta öğrenimden mezun olmuş anne babaların çocuklarına göre üç kat daha yoğun olarak gerçekleşiyordu. Şimdi ise bu fark ortadan tamamen kalktı.
Çocuk ölümleri en düşük beşte birlik kesim için ilk beşte birlik kesime göre 1000'de 31 daha fazla olarak gerçekleşiyordu, bu oran 2008'de ancak 11'e kadar daralabildi. Yine de sağlık sigortalarına ulaşabilme oranında kayda değer bir yükselme söz konusu.
DAHA ÇOK KADIN ÇALIŞIYOR
İlgi çekici bir diğer nokta ise 2005'deki en düşük seviyesine göre, Türkiye'de kadınların iş gücüne katılımında artış yaşanması oldu. Bu aşamada maaşla çalışmaya başlayan kadın sayısı tarımda veya enformel işlerde çalışanların oranına göre daha çok arttı.
Türkiye'nin görünümünün pozitif olduğunu ve kapsamlı bir büyüme yakalanabileceği söylenen makalede ''Bir çok insana göre Türkiye için bardağın yarısı hala boş benim için ise bardak doluyor'' ifadelerine yer verildi.
