Dolar

34,8707

Euro

36,6764

Altın

3.040,35

Bist

10.058,47

Başbakan Erdoğan'ın bahsettiği o camii

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın bugünkü grup toplantısında sözünü ettiği Nizam Camii, 'Cevapsız Kalmayan Mektup' 'Nizam Camii' adıyla belgesel oldu. Belgeselde, Karadağ'daki Nizam Camii için Osmanlı Sultanına iletilen tadilat talebine; bir asır sonra TİKA tarafından yanıt verilmesi anlatılıyor.

12 Yıl Önce Güncellendi

2013-11-19 16:53:26

Başbakan Erdoğan'ın bahsettiği o camii

Fatih Sultan Mehmet Balkan fetihleri sırasında, Karadağ'ın Podgorica şehri Tuzi Kasabasında bir cami inşa ettirir. Caminin hemen yanına da savaşlarda şehit düşen Osmanlı askerlerinin defnedildiği bir şehitlik yaptırır. Yüzyıllarca bölge halkı tarafından kullanılan Nizam Camii ile halkın gözü gibi koruduğu şehitlik, zaman içinde yıpranır. Savaşlar sırasında tahribata uğrar, depremlerden zarar görür ve 1911'den başlayarak yıkılmaya yüz tutar. Caminin onarımı için, Karadağ'ın Tuzi kasabasından İstanbul'a bir mektup yazılır. Bölge halkı, Osmanlı Sultanından caminin onarımı için yardım ister. Mektup İstanbul'a henüz ulaşmışken Balkan Savaşları başlar, Karadağ Osmanlı'dan ayrılır; mektup da unutulur gider. Ta ki yüz yıl sonrasına kadar...

Başbakan Erdoğan partisinin grup toplantısında Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ'ın kendisinine anlattığı bir anektodu paylaştı.

Erdoğan'ın konuşmasından satırbaşları;

Bakın değerli arkadaşlarım, Başbakan Yardımcımız Sayın Bekir Bozdağ bize Karadağ'da yaşadığı çok ibretlik bir hadiseyi anlattı. Karadağ'ın Başkenti Podgarica yakınlarında Tuzi adında bir kasaba var, bakın nerelerdeyiz, burada bir Osmanlı şehitliği bulunuyor, şehitliğin içinde de Nizam Cami adında bir cami var.

Karadağ Diyanet İşleri Başkanı Rıfat Feyziç Bekir Bey'e şunu söylüyor: 1911 yılında atalarımız bu cami tamir edilsin diye Osmanlı'ya mektup yazmışlar, sene 1911, ancak 1912'de Balkan Savaşı başlamış, Osmanlı bunu yapamamış. 1937 yılında, Allah rahmet etsin, caminin son imamı şehit edilmiş, bu arada cami de yıkılmış. Tayyip Bey Başbakan olunca halimizi bir kez daha arz ettik, camimiz restore edildi, 2011 yılının Kadir Gecesinde de ibadete tekrar açıldı. O ilk mektubun yazılmasından tam 100 yıl sonra Nizam Camisini biz tekrar ayağa kaldırdık.

Karadağ Diyanet İşleri Başkanı devam ediyor ve diyor ki, Sayın Bakanım, bir daha bizim mektuplarımıza cevap vermek için lütfen 100 yıl beklemeyin.

İşte mesele bu, tarih bilinci bu, medeniyet bilinci bu, kardeşlik hukuku bu. AK Parti döneminde dünyanın neresinden olursa olsun mektuplar artık 100 yıl bekletilmiyor, anında cevap veriyor.

Bakın, Karadağ'daki Fatih Sultan Medresesi son mezunlarını 1912 yılında vermiş, ardından Medrese yıkılmıştı. Gittik bulduk, tamir ettik ve 100 yıl sonra o Medrese 2012 yılında ilk mezunlarını verdi.

Kardeşlerim, Kosova'da Dragaş'ta yaşlı bir amca gözyaşları içinde TİKA heyetini karşılıyor ve şunu söylüyor: Hoş geldiniz, ama niye bu kadar geç geldiniz, 1912'den beri 100 yıldır sizi bekliyoruz diyor.

Somali'nin Cumhurbaşkanı diyor ki, siz gelmeden ince Somali'de hasta olanlar Azrail'i bekliyordu, siz geldiniz şimdi hastalar doktor bekliyor.

İşte büyük devlet şuuru bu. 2003 yılında Türkiye'nin resmi kalkınma yardımı sadece 85 milyon dolardı, bugün ise Türkiye'nin resmi kalkınma yardımı 2,5 milyar dolar, yani 85 milyon dolardan 2,5 milyar dolara, tam 30 kat arttı. Buna özel ve sivil toplum yardımlarını da eklediğimizde rakam 3,5 milyar dolara çıkıyor.

Şimdi resim bir; TİKA görevlileri gittiler, şu anda Türkmenistan'ın Merv şehrinde Sultan Alpaslan'ın türbesini buldular, şimdi bu türbeyi restore ediyoruz. Bakınız durum bu, bunu şu anda restore ediyoruz, bu bize nasip oldu.

Moldova'da değerli kardeşlerim, aynı şeklide Gökoğuz Türklerini bulduk, onlara huzurevi kazandırıyoruz.

Sırbistan'da Novi Pazar'da 2 adet tam donanımlı ilköğretim okulu yaptık, o da bu arada. Makedonya'da Türkçe eğitim veren ilköğretim okulunu ilk defa Mustafa Kemal Atatürk İlköğretim Okulu olarak biz açtık. Kazakistan'ın Tagar vilayetine ulaştık ve Kazak-Türk Dostluk Lisesini açtık. Tacikistan'ın Dangara şehrine gittik, orada okul açtık.

Şimdi geliyorum ikinci bir resim, … çok olduğu için arada da bunları anlatalım.

Sudan'da 5 bin metrekare alanda Sudan'da Türk Mesleki ve Teknik Eğitim Merkezini TİKA eliyle faaliyete açtık. Burada da gördüğünüz için yurt çalışmaları devam ediyor, ranzalar vesaire, bunlar yapılıyor.

Makedonya'da Kocacık Köyü'ne gittik. CHP'ye sorun, inanın bu köyü bilmez. MHP'ye sorun, milliyetçiler ya, inanın bu köyü bilmez. Kocacık Köyü, Gazi Mustafa Kemal'in babasının doğduğu, büyüdüğü köydür. TİKA gitti, köyü buldu, Ali Rıza Efendinin evini tespit etti, oraya büyük bir anı evi inşa etti ve bu ev tamamlandı, ziyarete açıldı. İşte bu da ortaya çıkan eser. Dedim ya, eşek ölür kalır semeri, insan ölür kalır eseri; biz bunlarla anılacağız.

CHP de, MHP de burada hazır olda ant okurken biz Manastır'a gittik, Mustafa Kemal'in eğitim aldığı Manastır Askeri İdadisinin restorasyonunu yaptık; farkımız bu. Buyurun, biz buyuz, biz bunları gerçekleştiriyoruz. Ama Türkiye'deki, işte yok ben medyanın amiraliyim, bilmem nesiyim diyenler bunları görmüyor. Hadi bunları görseniz ne, neler yapıldığını bir takip edin bakalım ya, bunları yazın, koyun hadi, bir kenara yazın bunları.

CHP lafını yapar, biz uygulamasını yaparız. Onlar Gazi Mustafa Kemal'in resmini Türk Lirası'nın üzerinden çıkarırlar, oraya İnönü'nün resmini koyarlar bu CHP, biz ise bunları yaparız; olay bu.

Posta pullarının üzerinden Atatürk'ün resmini kaldırdılar, İnönü'nün resmini koydular, sınıflardan Atatürk'ün resmini kaldırdılar, İnönü'nün resmini koydular; bunu CHP yaptı, CHP.

Şuşisa Köyü'ne gittik, Mehmet Akif'in dedesinin yaptırdığı camiyi bulduk, onu şimdi yeniden ayağa kaldırıyoruz, Mehmet Akif'in dedesi.

Kudüs'te Haremi Şerifte bulunan Kubbet-üs Sahra'nın 3 parçadan oluşan hilalini beşinci defa Türkiye olarak biz yeniledik.

Filistin Cenin'de Osmanlı kışlası Al Hansa Okulunu biz onardık.

Kırım'da Bahçesaray'da Zincirli Medreseyi biz restore ettik.

TİKA'yı ta Etiyopya Harar'a gönderdik, Harar'da son Osmanlı konsolosluk binasını bulduk, restore etmeye başladık.

TİKA'yı Bilal-i Hebaşi'nin topraklarına, Habeşistan'a gönderdik, Habeş Kralı Necaşi'nin ve 30 sahabenin türbelerini bulduk, onları da onarmaya başladık.

TİKA Belh'e gitti. Neresi orası? Mevlana'nın doğduğu yer, doğduğu evi bulduk, oraya gittik.

Peki CHP, MHP bunu hiç duydular mı? Ne gezer. Onların öyle bir derdi var mı?

Mevlana'nın doğduğu yer olan Belh'de babası Bahaeddin Veled'in ders verdiği medreseyi de bulduk, onu da restore etmeye başladık.

Bitmedi, Filistin Nablus'ta Sultan Abdülhamit'in yaptırdığı saat kulesini bu arada restore ettik, işte şimdi son hali bu görüyorsunuz restorandan sonra. Ecdadımız nerelere gitmiş, neler yapmışlar. İşte mühür bunlar. Laf ola beri gele yok, eser ola söz ola demiş, işte bu, bunu yaptık.

Ve şimdi TİKA Zigetvar'da, Kanuni Sultan Süleyman'ın iç organlarının gömüldüğü türbeyi buldu, aslına uygun olarak yeniden inşa ediyor.

Azerbaycan'da, Bosna Hersek'te, Gazze'de, Somali'de, Sudan'da, Pakistan'da, Etiyopya, Nijer'de TİKA eliyle tarımı, hayvancılığı destekliyor, projeler uyguluyoruz.

Kongo'da pigmeleri bulduk, onlara malzeme gönderiyoruz.

Amerika Birleşik Devletleri'nde Oregon'da 5 bin kişiye su temin edecek depo ve tesisatın kurulmasını TİKA üstlendi, Amerika Birleşik Devletleri'nde Kızılderililer. Geçen gün görüşmemizi TİKA Başkanımla oradan yaptık ve inşallah çıkaracağımız suyu orada Kızılderililer içecek. TİKA Başkanımız Kızılderili Kabile Şefi Mose'ya bu proje için gerekli kaynağı karşılayacak çeki teslim etti.

Şimdi bize diyorlar ki, göreviniz tabi, yapacaksınız. Ya bunlar sizin göreviniz değil miydi? Siz neden yapmadınız? Hani milliyetçiydiniz?

YUNUS GÖKSU/ YENİSAFAK.COM

SON VİDEO HABER

Kassam, İsrail askerlerini araçlarıyla birlikte imha etti

Haber Ara