Kolluk kuvvetlerine 'öfke kontrolü' eğitimi
Jandarma ve emniyet personeline 'Kolluk Personelinin İletişim Becerilerini Geliştirme Eğitimi' verilmeye başlandı.
12 Yıl Önce Güncellendi
2013-11-13 14:25:50
Erzurum Emniyet Müdürlüğü tarafından Kuzeydoğu Anadolu Kalkınma Ajansı'nın (KUDAKA) desteğiyle düzenlenen programla, jandarma ve emniyet personeline öfke kontrolü, doğru iletişim ve halkla ilişkiler konusunda eğitim verilmeye başlandı.
Erzurum Girişimci İşadamları Derneği (ERGİAD) salonunda düzenlenen "Kolluk Personelinin İletişim Becerilerini Geliştirme Eğitimi" programına Vali Ahmet Altıparmak, 9. Kolordu Komutanı Korgeneral Kamil Başoğlu, Emniyet Müdürü Halit Turgut Yıldız ile emniyet ve jandarma personeli katıldı.
Altıparmak, burada yaptığı konuşmada, özel bir gündemle toplantının yapıldığını belirterek, meslek hayatında en fazla üzerinde durduğu konulardan bir tanesinin bu olduğunu söyledi.
Bürokraside, çalışma arkadaşlarında, emniyet ve jandarmada ciddi bir eksiklik olarak hissettikleri konulardan bir tanesi olduğunun altını çizen Altıparmak, "Zira eğer halkla ilişkiler konusunda, kendi öfkemizi kontrol edemiyorsak, özellikle birebir karşılaştığımız, denetim yaptığımız insanlarla olan ilişkilerimizde kendi konsantrasyonumuzu bulup, gerekli odaklanmayı yapıp, karşıdakinin tepkisine aynı tepkiyle cevap verecek olursak, elbette ki sıkıntı yaşayacağız. Bu her zaman gördüğümüz, yaşadığımız bir konu" dedi.
Daha önce görev yaptığımız illerde de benzer çalışmalar yaptıklarını anlatan Altıparmak, şunları kaydetti:
"Ve ilk defa jandarmayla emniyete bir arada, aynı eğitimi aldırmaya çalıştım. Sebebi şu; her iki kuruluş her ne kadar kolluk kuruluşu olsa da çalışma felsefeleri açısından olsun, davranış kalıpları açısından olsun kurum kültürü farklı. Ama her ikisi de aynı işlemi yaptıkları için birbirlerinden de etkilenmeleri, birbiriyle doğru orantılı olarak aynı eğitimi almaları çok önemli. Mutlaka emniyetle jandarmayla halkla ilişkiler konusunda, iletişim konusunda ve öfke kontrolü konusunda, özellikle bu eğitim yapacağız demiştik."
640 personele eğitim verilecek
Emniyet Müdürü Yıldız da söz konusu programla 640 kişiye eğitim verileceğini belirterek, "Öfke kontrolü nasıl olmalıdır' üzerine talimat aldık ve bunun üzerine çalışmalara başladık. Jandarma ve emniyetin iletişim becerileri, iletişim kanallarının açık olması gerekiyor" diye konuştu.
Halka hizmet veren birimler olduklarının altını çizen Yıldız, şöyle devam etti:
"Bu hizmeti verirken iletişim ağlarımızın çok güçlü olması gerekiyor. Buna daha profesyonel bir açıdan bakabilmek amacıyla böyle bir program düzenlendi. Emniyetten ve jandarmadan temsilcilerimiz katılacak. Sekiz gün sürecek. Bu çerçevede 'kendimizi nasıl daha iyi geliştirebiliriz' buna bakmalıyız. Profesyonel bir bakış açısı verilecek. Emniyet ve jandarma teşkilatı olarak malumunuz en çok eleştiriye açık gruplardan birisiyiz. Eleştirilerek kendimizi düzeltme imkanı bulabildik. Doğru bir yolda olduğumuzu düşünüyorum. Eleştirileri bir nimet sayıyoruz. 'Neden eleştiriliyoruz' diye asla sorgulamıyoruz. Bizler öfkeden ne anlıyoruz, öfke nedir, öfke baldan tatlı mıdır, yoksa yakan, yıkan bir şey midir, bunu iyi algılamak ve iyi fark etmek lazım."
"Cesaret, ruhun oksijenidir"
Kişisel gelişim uzmanı, eğitimci-yazar Ziya Baran da bazen bir fotoğrafın bin sözcüğe bedel olduğunu belirterek, bütün tavırların, hareketlerin ve davranışların sadece düşüncenin dışa vurumundan ibaret olduğunu söyledi.
Her an aklımızdan düşüncelerin geçtiğini ifade eden Baran, "Düşüncemiz bir fabrika gibi hiç durmadan çalışmaktadır. Şampiyonluk, iletişim, öfke, stres, kontrol her şey düşüncenin yönetilmesiyle ilgili bir durumdur. Bu düşüncelerimizin bir kısmı bizde inanca dönüşmektedir. Örneğin, başım ağrıyacak desem ve arkadaşım da bana rengin atmış dese. Yavaş yavaş o düşünce bende inanca dönüşecek. İnanç karakteri etkiliyor, karakter de kaderimizi" diye konuştu.
Güven duygusu yüksek olan insanların rahat olduğuna dikkati çeken Baran, "İnsanlar hata yapabilir. Öz güveni yüksek olan insan hatalar karşısında sakin oluyor. O sakinlik çok önemli. Milli takımın başına getirilen Fatih Terim örneğinde, diğerlerinden daha mı güçlü, belki öyledir. Ama diğerlerinden farklı olarak daha fazla güçlü olan şey, ekibini motive ediyor, cesaret veriyor. Cesaret, ruhun oksijenidir" şeklinde konuştu.
Karşı tarafa enerji vermeye motivasyon dendiğini vurgulayan Baran, insanları motive edebilmekte sözcüklerin, sesin tonunun ve yüz ifadesinin çok önemli olduğunu belirtti.
İnsanların en güçlü yanının en zayıf yanı olduğuna dikkati çeken Baran, "Konuşmalarınızın arasında 'yanlıştı' kelimesini çıkartın, 'doğru değildi' kelimesini kullanın. Baba evladına, 'bak evlat bu yaptığın yanlıştı' dediği zaman kilitleyebilir ama 'evladım doğru değildi' dediğinde cesaret de verir" dedi.
SON VİDEO HABER
Haber Ara