Bin kişi hakkında “Gezi” soruşturması

Gezi soruşturmasını yürüten savcılık, şimdiye kadar Kızılay, Dikmen ve Tuzluçayır semtlerinde yapılan eylemlere katılan toplam 150 kişi hakkında 6 ayrı iddianame hazırladı. Bu iddianameler, çeşitli mahkemelere gönderildi. İddianamelerde, eylemcilerin “2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Yasası’na muhalefet”, “Görevi yaptırmamak için direnme”, “Kamu malına zarar verme” gibi suçlardan cezalandırılmaları istendi.

ARALIKSIZ ŞÜPHELİ TESPİTİ

Ancak Ankara Emniyet Müdürlüğü'nde kurulan özel bir ekibin, olaylara ait görüntüleri tek tek inceleyip sürekli olarak “şüpheli” tespit ettiği bildirildi.

Nurettin Kurt'un Hürriyet.com.tr'de yer alan haberine göre, polisin tespit ettiği bu kişileri kimlik bilgileriyle birlikte fezleke düzenleyip basın savcılığına ilettiği, savcılığın, sürekli şüpheli listesi gelmesi üzerine ayrı ayrı dava açmak yerine tümünü tek bir dosyada birleştirip tek dava açmaya karar verdiği öğrenildi. Savcılık kaynakları, şimdiye kadar kendilerine ulaşan şüpheli sayısının 800’ü aştığını bu sayının bini bulacağını kaydettiler. Savcılığın, önümüzdeki günlerde bu kişiler hakkında aynı kapsamda toplu dava açacağı öğrenildi.

“Tatlı dilden” anlamayan vatandaşa da 3 yıl hapis istendi

Gezi olayları sırasında işyerine gitmek isteyen vatandaş ile yolu kapatan polisler arasındaki tartışma da mahkemede bitti. Vatandaş “dayak yedim şikayetçiyim” derken, iki polis “tatlı dille uzun uzun anlattık ama anlamadı. Hakaret etti” dedi. Savcı Hüseyin K. hakkında 3 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açtı.

Polis ile vatandaş arasındaki yol tartışması, 1 Haziran’da Gezi olayları protestolarının yapıldığı günlerde Ankara Kızılay semtinde meydana geldi. Hakkında 3 yıla kada hapis cezası istenen Hüseyin K. ifadesinde olayı şöyle anlattı:

GÜVENLİK ŞERİDİYLE BOĞAZIMI SIKTI

“Kızılay’da işyerimin bulunduğu sokağa doğru yürüdüm. Ancak sokağın girişi şeritle kapatılmış ve polisler nöbet tutuyordu. Yolun kapalı olduğunu görünce polislere Şehit Adem Yavuz Sokağa nasıl gideceğimi sordum. Polis ‘nereden gidersen git’ yanıtını verdi. Ben de ‘burada mı kalacağım, nasıl gideceğim, sen bilmezsen kim bilecek’ dedim. Polis memuru hızla kopardığı güvenlik şeridini koparıp boğazıma doladı ve sıktı. Ben kendisini iteklemeye çalıştım. Bu arada diğer polis memuru bileğimi arkama kıvırıp beni yere yatırdı. Diğer polisler araya girip bizi ayırdılar, sonra da beni bıraktılar. Birkaç metre uzaklaştım, ancak geri dönüp tekrar polislerin yanına gelerek beni darp eden iki polisten şikayetçi olduğumu söyledim. Sonra bir amir ile iki polis beni karakola götürdü. Bana isnat edilen suçlamaların hepsi yalandır. Beni darp eden, boğazımı sıkan iki polis memurundan şikayetçiyim, uzlaşmak istemiyorum.”

TATLI DİLLE UZUN UZUN ANLATTIK

Hüseyin K.’dan şikayetçi olan polis memurları Hasan K. ve Hüsamettin Y. karakoldaki ifadelerinde şüpheliye uzun uzun ve tatlı bir dille yoldan geçemeyeceğini anlattıklarını savundu. İki polis, özetle şunları anlatı:

“Kapalı sokaktan geçmek istedi. Biz kendisine kibar ve tatlı dille verilen emir gereği sokağın içinden geçmesinin can güvenliği açısından sakıncalı olduğunu ve geçemeyeceğini anlattık. Güvenpark içinden geçebileceğini söyledik. Ancak şüpheli, ‘ben buradan geçeceğim, beni engelleyemezsiniz’ diye karşı çıktı. Şahsa tekrardan uzun bir süre geçme imkanının olmadığını anlattık. Şahıs olay çıkartma düşüncesiyle ‘ben buradan geçeceğim beni engellemeye hakkınız yok’ diye bağırdı. ‘Kafanızı emme basma tulumba gibi sallamayın’ diyerek barikatı zorlamaya başladı. Bu gelişmeler üzerine kendisini kademeli olarak etkisiz hale getirip karakola getirdik.”

SAVCI DAVA AÇTI

Tarafların birbirlerinden şikayetçi olmaları üzerine başlatılan soruşturma kapsamında savcılık Hüseyin K. hakkında, “Kamu görevlisinin görevini yapmasına engel olmak” suçundan 6 aydan 3 yıla kadar hapis cezası istemiyle 20. Asliye Ceza Mahkemesine dava açtı. 7 Ekim tarihli iddianameyi, mahkeme kabul etti.